Ahiret kelimesi sözlükte, “dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Allah’a hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya” anlamına gelir.
Ahiret, dünya hayatından sonra başlayıp ebediyen devam edecek olan ikinci hayattır.
Âhiret, evvelin mukabili ve “son” mânasındaki âhirin müennesi olup Kur’an’da 110 yerde geçer.
Âhiret inancı, iptidai kavimler dahil, Allah’ın varlığını kabul eden hemen hemen bütün din ve düşünce sistemlerinde mevcut olmakla beraber, ölümden sonraki bu hayatın mahiyeti ve tasviri hakkında birbirinden farklı görüşler benimsenmiştir.
Birçok sûrede kâinatın, özellikle insanın yaratılışından, evrenin idare edilişinden ve hayatın akışından bahseden âyetlerle âhiret hayatını tasvir eden âyetler yan yana yer almıştır. (bk. Mülk, İnsân, Mürselât, Nebe’, Nâziât, Târık, A‘lâ sûreleri) Kur’an’ın tasvirine göre dünya hayatı bir “oyun ve eğlence”, bir “süs ve övünüş”tür; “mal, evlât ve nüfuz yarışı”dır. Netice itibariyle o geçici bir faydalanış ve aldanış vesilesidir. Asıl hayat âhiret hayatıdır, huzur ve sükûn sadece ölümsüz âlemdedir.
Ölüm denen gerçek her gün yaklaşıyor. Her geçen gün ömrümüzden bir yaprak daha düşürüyor ve herkes kaçınılmaz biçimde hayatının sonuna doğru yol alıyor. Her canlının hayatı son bulacak. Ancak ömrü sınırlı olan yalnız insan değil, insanı omuzlarında taşıyan dünya; onun, içinde yer aldığı kâinatın da tıpkı canlılar gibi belli bir ömrü var. Bir gün gelecek kâinatın da ömrü tükenecek ve her şey yerle bir olacak ve düzen bozulacaktır. Bu yer yüzünün ve bütün kâinatın “ömrünün” sonu olacaktır. Kâinatın, bu müthiş olayı yaşayacağı güne “kıyamet günü” diyoruz.
Ancak kıyametin kopması her şeyin sonu değildir. Aksine, kıyametin ardından, bozulan düzen yeniden kurulacak, ölen herkes tekrar diriltilecek, ikinci ve sonsuz bir hayat başlayacaktır. Yüce Allah’ın kudreti ile gerçekleşecek olan bu ikinci hayata da “Ahiret hayatı” diyoruz.
Bütün semavi dinlerin inanç esasları içinde ahiret hayatına iman esası vardır. En son semavi din olan İslam, Ahiret hayatının varlığı üzerinde önemle durur. Tıpkı geçmiş semavi dinlerde olduğu gibi, bizim dinimizde de her şeyin son bulmasından sonra ikinci ve sonsuz bir hayatın varlığına inanmak iman esasları arasında yer almaktadır.
Ahiret hayatı, kıyametin kopmasından sonra, Allah’ın, gelmiş geçmiş bütün insanları ve diğer canlıları tekrar diriltmesi ile başlayacaktır. İnsanın ölüp kabre konması ile kıyametin kopup insanların tekrar diriltilmesi arasında geçen zamana kabir hayatı, bu ara zamana da “berzah alemi” denmektedir.
“Ahiret” kelimesi; sözlük anlamı ile “evvel” kelimesinin zıddını ifade eder. İslami bir terim olarak, “öbür dünya”, “ölümden sonraki hayat” anlamında kullanılır. Buna göre dünya, canlıların yaşadığı ilk alem, ahiret ise son alemdir.
Kıyametin mutlaka kopacağını Kur’an-ı Kerim; “Kıyamet günü mutlaka gelecektir…” (Tâhâ Suresi;15) diye haber vermektedir. Şu ayetlerde de kıyametin kopuş anından sahneler sunulmaktadır:
“Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.” (İnfitâr Sûresi;1-5), “Yürekleri hoplatan büyük felaket! Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket? Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin? O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.” ( Kâria Sûresi;1-5 )
Kıyametin kopması ile Yüce Allah’tan başka her şey yok olacaktır. Şu ayette bu geçek ortaya konmaktadır: “Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zatı bâki kalacaktır.” (Rahmân Sûresi; 26-27)
Kıyamet gününde hiç kimsenin hiç kimseye faydası olmayacaktır. O gün emir ve yetki sadece Allah’a aittir. Kıyametin kopacağı vakit gayb bilgilerinden birini oluşturmaktadır. Vahiy meleği Cebrail insan suretinde Hz. Muhammet’in (s.a.v.) yanına gelerek İslam dinin esasları ile ilgili bazı sorular sormuş ve cevaplarını almıştı. Bu sorular arasında, “Kıyamet ne zaman kopacaktır?” sorusu da vardı. Hz. Peygamber’in bu soruya verdiği cevap şöyle olmuştur: “Bu konuda kendisine soru sorulan kimse, soruyu sorandan daha çok bilgiye sahip değildir.”
Berzah alemi
Dünya hayatının sona erdiği ölüm ile ebedi ahiret hayatının başla zaman arasında, Kur’an’ın “Berzah” adını verdiği bir dönem bulunmaktadır. Berzah, “engel”, “perde” anlamlarına gelir. Kuran’da şöyle buyurulur: “Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.” ( Mü’minûn Sûresi; 99-100 )
DİĞER HABERLER
Lafa Bakarım Laf Mı Diye…..Diye
Selamlaşma nasıl yapılır, hükmü nedir?
MEHMET ÇETİN Osman Özbek-Üzengilik’li Osu