Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

AHİRET VE AHVALİNE İMAN

Dünya hayatı, geçiciliğin hâkim olduğu bir imtihan sürecidir. Bizler, dünyaya geliş sürecimizi, yaşayış amacımızı ve sonumuzun ne olacağını sorgulayarak cevaplamaya çalışırız. Nereden geldik? Niçin geldik? Nereye gideceğiz? Dünyanın geçici zevklerine dalıp aldanan insanlar, bu soruları sormak istemezler. İnsanın, ileride karşılaşacağı şeyleri inkâr etmesi veya onlardan kaçması onu kurtarmayacaktır. En iyisi gerçeklerle yüzleşmek ve insanı ileride etkileyecek en önemli olaylara tedbir alarak hazırlıklı olmaktır. Düşünülmesi gereken gerçekler derken kastım, Allah’ın kitabında belirttiği şekilde ahiret olayının özünü kavramak ve orada kurtuluşa erdirecek yolları sağlıklı olarak tespit edip ona göre yaşamaktır.
Ahiret hayatı, dünya hayatından sonra başlayacak olan “Gelecek hayat” demektir ki; Ölümün başlangıcından itibaren Berzah (yani kabir) hayatını, Kıyamet ve Ba’sü ba’del-mevti (öldükten sonra dirilme), Mahşer’ de toplanmayı ve daha sonra gerçekleşecek hadiselerin hepsini içine alan bir terimdir. Kısaca ahiret hayatı; ölümden sonra başlayacak olan yeni ve sonsuz bir hayattır…
İslam inancına göre, Ahiret Gününe, yani, dünya hayatının Kıyamet’le son bulmasıyla kurulacak olan yeni âleme ve oradaki sonsuz hayata inanmak iman esasları arasında mühim bir yer işgal eder. Kur’an-ı Kerim’de Allah’a imandan sonra, Ahiret hayatına iman edilmesi istenir.
Ahiret ve ahvali ile ilgili temel bilgi kaynağımız vahiydir. Akıl da vahyi bilgileri destekler. Şunu da hatırdan uzak tutmamak gerekir ki, ahiretteki durumlar dünyadakine benzemez. Aralarında ancak isim benzerliği vardır. Mesela; İsrafil, Sûr’u üfleyecek, insanların amelleri tartılacak, herkesin defteri kendisine verilecek dediğimiz zaman dünyada bildiğimiz bir boru, bir terazi, kâğıttan bir defter gelmemelidir. Onların gerçek şekli ve mahiyetini ancak Allah bilir biz bilemeyiz.
Ahiret geleceğe dönük bir olaydır. Bu olaya Kur’an, ölülerin mezarlarından ayağa kalktığı gün (yevmu’l-kıyame), saatin dolduğu, vaktin sona erdiği gün (yevmu’s-sa’a), yeniden dirilme günü (yevmu’l-ba’s), iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, mümin ile münkirin ayrıldığı gün (yevmu’l-fasl), ilahi yargılamanın başladığı, cezanın ve mükâfatın verildiği gün (yevmu’d-din) diyor.
Ahirete inanmak insanda çeşitli değerler oluşturur. Bu değerlerin başında “Allah ve O’na hesap verme inancı” gelir. Aklını çalıştıran herkes, sosyal yaşantısında mutlaka değerlerini yeniden gözden geçirip hayatını buna göre ayarlar. Çünkü akıl, tedbir alır. Tedbir almayanın sonu daima pişmanlık, sözleri ise daima “ah! Keşke yapmasaydım, etmeseydim” olur. Bir toplum en küçüğünden en büyüğüne kadar eğer ahiret gününde hesaba çekileceğine inanmıyorsa o tolumda kötülüklerin tamamen giderilmesi mümkün değildir.
Günümüzde ahiret inancı zayıflamış, insan oğlu fani dünyanın geçici zevklerine kapılmıştır. Ahiret inancı yüreklere hapsolmuş ve sadece kuru bir itikat olarak kalmıştır. Bence yaşadığımız problemlerin asıl kaynağı işte budur. Bu durumu düzeltmediğimiz sürece gerçek huzur, refah ve mutluluğa kavuşamayız. Ahirete ve ahvaline imanın faydalarını gelin hep birlikte bir kez daha gözden geçirelim.
1- Ahirete inanan insanın hayatında bir hedefi ve gayesi olur. Ahiret inancı kişiye yaratılıştaki gaye ve amacını öğretir. İnsanın boş yere yaratılmadığını ve başıboş da bırakılmadığını kavratır.
2- Ahirete yani mükâfat ve ceza gününün varlığına iman eden kişi bu dünyada işlediklerinden dolayı Allah’ın huzurunda sorguya çekileceğini bilir. Bu bilgi ve inanç kişiye hem hukuki hem ahlaki hem de vicdani bir denetim sağlar.
3- Ahiret inancı olan insanlar ilahi adaletin eninde sonunda gerçekleşeceğinin bilincindedirler. Bu inanç ve bilinç insanların kalbine barış ve adalet duyguları kazandırır.
4- Ahiret inancı insanların ümitlerini taze tutar, acılarını hafifletir, zor durumlara katlanmasını sağlar. İnsanları ölüm korkusundan kurtarır ve insanın hayatına anlam katar.
5- Kişiyi kendisiyle barıştırır. Ahirete iman eden kişi; ölümü bir son olarak görmez. Bilakis, ölüm ebediyete giden yolun başlangıcıdır.
6- Hayatı kontrollü yaşamayı sağlar. Ahiret gününe iman eden kişi bu dünyadaki davranışlarına dikkate ederek yaşar.
7- Sabır ve metanet duygusunu güçlendirir. Ahirete iman eden kişi, bu dünya da karşılaştığı zorluklara karşı sabırlı olması gerektiğini bilir. Bu dünyanın fani olduğunu ve gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu bilen insan; hastalık, ölüm, haksızlık, yoksulluk gibi durumlar karşısında sabırla ve metanetle hareket eder. Çünkü bu haline sabırla şükrederse Allah’ın onu ahirette mükâfatlandıracağını düşünür.
8- Ahiret inancı, insanı boşluktan ve ümitsizlikten kurtarır, ilahi adaletin gerçekleşecek olması azmi ve gayreti arttırır. (Fahri sağlık emekli müftü)

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat