İnsanın zaman zaman kendisini sorgulaması kadar güzel bir şey yok. Ne yaptığını, ne konuştuğunu, nerede nasıl davrandığını, kime hangi, sohbetinde hangi cümleleri telaffuz ettiğini, kime nasıl davrandığını, vermiş olduğu kararların eksik ya da yanlış yönünü görmesi için kişinin zaman zaman kendisini sorgulaması gerek. Aslına bakarsanız hemen hemen her gün gece uyumadan önce günün muhasebesini yapar, “keşke şu arkadaşıma, şu kişiye şu kelimeleri kullanmasaydın, keşke şu işimde şöyle yapsaydım, keşke şöyle davransaydım, hatta ben şunu anlatmak istedim ama belli ki karşımdaki kişi yanlış anlamış, bunun telafisini yapayım” der, ona gör hareket ederim.
Son günlerde sorguladığım en önemli konu ilçe halkının ilçemiz hakkında, esnaflarımız, yöneticilerimiz, hatta kurumlara bakış açısını, yapmış oldukları yorum ve sosyal medya paylaşımlarını görünce; “ acaba bizim kadar ilçesini, esnafını, kötüleyen var mı? Diye sorgulamadan geçemiyorum.
Sorgulama derken kimse yanlış anlamasın, doğruları da söylemeyin demiyorum. Varsa bir yerde yanlışlık, olumsuz olaylar buna tepki gösterip, eleştirmekte en doğal hakkımız.
Günümüzde çoğu şey artık çok kolay olmaya başladı. Hele hele sosyal medya hayatımıza girdi, işin rengi biraz daha değişti. Herkes her istediğini gerek kendi sayfasında gerekse ilçemiz adına açılmış farklı farklı gruplarda hem de özgürce paylaşım yapabiliyor. En doğalda hakkı. Peki ya gerçekler! Paylaşımın, ya da iddia edilen konunun gerçeklik payı! İşte burasını araştıran yok. Örneğin bir kişi “ falanca esnaftan alışveriş yaptım ürün bozuk çıktı, ya da bana kazık attı, çok yüksek paraya sattı, filanca esnafa iş yaptırdım, konuştuğumuz gibi yapmadı, falanca kuruma gittim, yüzüme dahi bakmadı” gibi paylaşım yapıyor. Bir ürünü kimden aldı? Kaça aldı? Hangi kuruma gittin, hangi işi yaptırdım, isteğin neydi, ne yapıldı? Belki senin beklentin çok farklıydı, ama o an ki işin işleyişi senin beklediğin gibi olmuyordu. Ya da hakkında asıp kestiğin esnafta senden şikayetçiydi. Ya da bir malı-ürünü satarken; “ bak şu şu fiyata, şu bu fiyata, pahalı olan biraz daha kaliteli, ucuz olana kefil olmam, garanti vermem” dedi, sen ucuz olsun kalitesiz olsun diye ürünü aldın ve bozuldu. Hemen sosyal medyaya… “vay efendim bir esnaftan! ( kim olduğu belli değil) falanca ürünü aldım bozuk çıktı değiştirmedi, vay efendim beni kandırdı” diye naralar atmaya başladın. Tabi bir kaçta şakşakçı buldun mu değmeyin keyfine. Peki ya esnaf, ya da benzer işi yapan diğer esnaflar, Onların hakkı! Bunu düşünen olmadı. O yüzden bu gibi paylaşım yaparken biraz daha dikkatli olalım, hatta sayfa ya da grup yöneticileri bu tip serzenişlere yer verirken biraz daha ince eleyip sık dokumalı. Neden mi? Sonra kimse bu ilçe esnafına karşı ön yargılar oluşmaya başlıyor. Kimse buradan alışveriş yapmak istemiyorum. 3-5 çakalın yüzünden işini temiz yapan, dürüst esnaf zarar görüyor. Bu yüzden mümkün mertebe ne ilçemiz ne de ilçe esnafı hakkında ispat ve delili olmayan olumsuz paylaşımlar yapmaktan uzak duralım. Yok illa paylaşım yapacaksak ta ismini açıklayalım ki, diğer esnaflarımızın zan altında kalmasına müsaade etmeyelim.
Ve gelelim ilçe siyasetine. İlçe siyaseti emin olun bu zamana kadar bu kadar ayakaltına alınmamış, seviye bu kadar düşmemişti. Geçmiş dönemde siyasetçinin siyasetçiye karşı saygısı vardı. Siyasetçi nerede nasıl konuşacağını bilir, bir eleştiri yapacaksa kanun kural çerçevesinde yapar, konuştuğu zaman sözü dinlenirdi. Şimdi kimse kusura bakmasın ama saygı da kalmadı, sevgide. Sanırım bunun tek ve en önemli sebebi ise çoluk çocuğun bilmeden siyasete girmesi. Siyaseti sadece isminin başındaki parti ismi bağdaşlaştıran cahil zihniyet, deli gibi aklına ne gelirse konuşmaktan, konuştuğunu da yazmaktan çekinmemeye başladı. Bilgi desen sıfır, tecrübe desen hiç yok, araştırma hak getire, ama söze geldiğinde ulema kesilmeye başladılar. Öyle olunca hem itibarlarını, hem güvenirliliklerini, hem de az da olsa olan saygınlıklarını kaybetmeye başladılar. O yüzden sözde siyaset yaptıklarını düşünen, halbuki tek kelime laf konuşmaktan aciz, ağzını açtığında kahvehane dili kullanan kişilere acizane tavsiyem, taş yerinde ağırdır. Biraz araştırın, öğrenin, gerek konuşmanızı, gerek hal ve hareketlerinizi gerekse cehaletinizi değiştirmeye çalışın. Siyaset asıp kesme, şahsına çıkar sağlama, öyle ukala ukala gezme yeri değildir. Benim ki dostça bir öneri, ister kulağınıza küpe edersiniz, ister atarsınız. Size kalmış.
Her şeyin gönlünüzce olması, ilçesini, esnafını, kurumunu asıp kesen değil, yanlışa yanlış, doğruya doğru demek, siyaseti çıkar ve menfaat uğruna değil, hizmet için yapmak dikel temennisi selam ve dua ile..
DİĞER HABERLER
Evet! yaptıklarından utanmalısın sayın Koçak!
Yapılan hayrın veya okunan Kur’an’ın sevabı ölen kimseye bağışlanabilir mi?
MEHMET ÇETİN / Mikail Özdemir