Öyle bir toplum, öyle bir milletiz ki, ne kadar engin bilgilere sahip bir ataya sahipmişiz. Yıllar yıllar önce öyle sözler söylemişler, öyle okkalı laflar etmişler ki, günümüzde hatta Allah ömür verirse insanoğlu yaşadıkça onların yıllar yıllar önce söylemiş oldukları sözler devam edecek gibi. Örneğin atalarımız; “ Ergene karı ( avrat boşaması kolaydır” demişler. Yani bu sözlerinde “ağır bir durumla karşı karşıya olmayan kimse için ben olsam şöyle yaparım, böyle yaparım demek kolaydır. Dediklerinin yapılabilip yapılamayacağını o durum içinde bulunanlardan sormalı” demek istemişler.
Aralık ayı meclis toplantısında bu atasözü aklıma geldi. Neden mi? Hani seçim zamanında, adaylar belli olmuşken, malum bir seçime girilecek ve seçim kazanmak içinde en kolay yol, geçmiş dönemde yapılanlara atıfta bulunularak; “ bakın onlar şunları yaptı, biz yapmayacağız, onlar el altından işçi aldı biz almayacağız, onlar partili olmayanları işten çıkardı, biz çıkarmayacağız, onlar eşini dostunu, partilisini işe aldı biz İlçe Başkanının yeğenini işe almayacağız, onlar akrabasını işe aldı biz eniştemizi işe almayacağız, onlar alım-satımda adam kayırdı, biz yapmayacağız, onlar belediye bünyesinde çalışan bazı kişilere beş yerden maaş verdi biz vermeyeceğiz, onlar devletin malını çarçur etti, biz etmeyeceğiz, onlar belediyenin onlarca aracı varken dışarıdan araç kiraladı biz kiralamayacağız vs vs vaatlerde bulunuldu. Her ne ise seçim geldi ve geçti. Seçim oldu, bırakın seçmeni kendilerinin dahi beklemediği bir sonuçla seçildiler. Seçildiler seçilmesine ama, değişen bir şey olmadı. Bir önceki dönem işçi alımlarının kat ve kat fazlası bu dönemde yapıldı, eş-dost akraba alımları devam etti, belediye alımları yine al altından kendi adamlarına yaptırıldı, yaptırılıyor, bir sürü kişi işten çıkarıldı, yerine, yeğen-enişte alındı. Belediyenin araçları varken takviye olarak Kırşehir Belediyesinden araç kiralandı. Yani atalarımız yine haklı çıktı. Seçim öncesi kınadıkları, seçim öncesi yapmayacağız dedikleri her şey seçimin üzerinden henüz bir yıl geçmemesine rağmen kat ve kat daha fazlası yapıldı. Yani ergen oğlanın avrat boşaması seçim olup, koltuğa oturana kadar devam etti. Bakalım ilerleyen günlerde daha atalarımız hangi sözünü gerçeğe döndürecekler bunu da zaman gösterecek.
Meclis toplantısı demişken, meclis toplantısı ile devam edelim. Gazetemizin Salı günkü baskısında “Belediyeden 2 dev proje” başlıklı bir haber yayınladık. Hepiniz okumuşsunuzdur. Değerli Belediye Başkanımız meclise iki, önerge verdi. Birisi Belediyeye ait olan birkaç parça tarlaya ekin ekilip, elde edilecek olan gelirin İlçemizde Üniversite okuyan öğrencilere burs verilmesi yönünde, ikinci dev proje ise, genellikle dış mahallelerde bulunan besicilerin hayvanlarından çıkan (dışkı) pisliklerini toplayıp, alınacak olan karışım makinesi ile fermante edilerek, yeniden üreticilere verilmesi. Önerge meclise geldi ve oy birliği ile kabul edildi. Kabul edildi edilmesine ama bu maddelerdeki amaç neydi hala anlamış değilim. Benim bildiğim Belediye ne ticarethane, ne çiftçi, ne de üreticidir. Bu işleri işin erbabı yapar. Benim bildiğim Belediye imkan sunar, yardımcı olur, olanak tanır, destek verir, proje hazırlar. Belediyenin çiftçilikle uğraştığına da şahitlik ediyoruz ya ne diyeyim. Ve gelelim bu hayvanların pislikleri konusuna. Gündem maddesini onaylayan meclis üyelerimiz benim kadar meraklı olmadıkları için her ne kadar soru yöneltmeseler de; dış mahallelerdeki hayvan pisliklerini kim nasıl getirecek, nerede de depolanacak, nakliyesini kim yapacak, buradan elde edilen ürün kime nasıl verilecek, asıl sahibi olan üreticiye ne kadarlık bir kısmı nasıl verilecek? Bu paketleme işini kim yapacak, paket yapıldı satış mı olacak bağış mı? Ve hangi şartlarda kimlere teslim edilecek. Kaldıki zaten üreticiler bu çıkan pislikleri tarlası olan tarlasına dökerken, olmayan ise tanıdıkları çiftçilere verirken bu çıkmazın içerisinden nasıl çıkılacak? Doğrusu çok merak ediyorum.
Ve ekin ekme olayı. Amaç iyi niyetli, ancak işleyiş yanlış. Burada da bu tarlayı kim ekecek, kaça ekecek, tohum nereden nasıl alınacak?, işletmesini kim yapacak? Çıkan üründen elde edilen gelir hangi isim adı altında belediyeye aktarılacak? Vs vs. Eğer burada amaç belediyeye gelir elde etmek ise bakın size çok kolay bir yol söyleyeyim. Böyle 100-200 dönüm arazinin ekimi, dikim, biçimi, satımı ile uğraşmayın, ilçemizde o kadar mera ve hazine arazisi var. Hatta 100-200 dönümden ziyade binlerce dönümlük alanlara sahip. Hatta bu arazilere biri ya da birileri tarafından kaçak ekim yapılıyor. İlgili kurumlara bir resmi yazı yazın, hangi köyle, hangi mahallede böyle yerlere kaçak ekim yapan var tespit edin, icarını alın, bırakın ilçemizde okuyan üniversite öğrencilerini, ülkemizde okuyan öğrencilere burs verirsiniz. Bana kalırsa belediyenin görevi ekin ekmek değil, belediyenin görevi hizmet etmektir. İş mi yapmak istiyorsunuz? Mezbahaneyi açın, iş mi yapmak istiyorsunuz esnafa destek verin, işini kolaylaştırın, iş mi yapmak istiyorsunuz üreticiye engel olup işi yokuşa sürmek yerine, kooperatif kurun üretimi destekleyin. Yoksa yine atalarımızın şöyle bir sözünü unutmayın; “ Leyleğin ömrü lakla lakla geçermiş”
Ve ne önemlisi kim kimin kılavuzu bilmiyorum ama, etrafınızdaki insanlara dikkat edin. Dolduruşa gelmeyin, size gelen her söze inanmayın, araştırın, hatta muhatabına sorun doğru-yanlışı öğrenin. Ve en önemlisi her ne iş yaparsanız yapın, önce insan olun, benliğinizi, kişiliğinizi, karakterinizi ve en kıymetlisi atanıza kötü söz söyletmeyin. Bencil ve egoist olmayın. Unutmayın her şeyin bir sonu var. Sonunuzu düşünün.
Her şeyin gönlünüzce olması dilek temennisi selam ve dua ile..
DİĞER HABERLER
Komisyon iddiasında, peki şimdi ne olacak?
Hasta olan ve tedavisi yapılamayan kedi, köpek gibi hayvanların veteriner tarafından itlafı caiz midir?
MEHMET ÇETİN – Namık Kemal Avşar