Bu yaşıma kadar hiçbir kimsenin yaptığı işe karışmadım, karışmam. Bilirim ki, işini, ekmeğini, namusu sayan kişi yaptığı işi en iyi şekilde yapmaya gayret eder. Ama bunu mesleği için, mesleğine olan saygısı ya da helal yoldan nafakasını kazanmak için yapar. Hele hele bilmediğim işlere hiç karışmam, bilmediğim için yorum yapmam, çünkü o iş benim işim değildir. Ama son günlerde fındık kadar beyni olmayan, adamlık ve insanlıktan bi haber, ne idiğü belli olmayan kişiler adeta zincirini kırmış köpek misali gerek şahsıma gerekse gazeteme saldırmaya başladı. İşin en garip yanı ise saldıran kişi ile her hangi bir ticaretim, her hangi bir haber yapmışlığım yokken, konunun muhatabı o olmamasına rağmen, sırf başkalarına şirin görünmek adına, klavye delikanlılığı yapar duruma geldi. Ben bunlara insanın köpekleşmesi diyorum. Şöyle bir bakın etrafınızda kesin bu tip kişilerden bir değil birkaç kişi vardır. Çıkarları ve menfaatleri doğrultusunda hele hele önüne üç beş kuruşta para koymuşsanız nedenini, niçinini sormadan isteksizde olsa sizin köpekliğinizi yapmak zorunda hissederler ki, her ortamda sizin adınıza sağa sola havlayarak sadık olduklarının belirtmek isterler. Son günlerde yapmış olduğum bazı haberler sonrası biri ya da birilerinin canları fena şekilde yanmış olmalı ki, bu gibi köpekler kulübelerinden çıkarak yeniden havlamaya başladılar. Ne diyelim, yapacak bir şey yok. Köpekleri havlatmaya devam edeceğim. Hani bir söz vardır ya arkasından 40 köpek havlatmayan kurt, kurt değildir diye.
*****
Gelelim ilçemizi son günlerde meşgul eden konulara. Geçtiğimiz hafta ilçemizin en çok konuştuğu konuların başında Pancarcıların sorunu geldi. Aslında soru yok ama ufak tefek şeyler sorun olarak karşımıza çıktı. Konu belli, nakliyeci arkadaşlarımızın pancar fabrikasında fazla beklemek istememeleri. Haklılar mı evet! Sonuna kadar haklılar. Onlarında sorumlu olduğu kişi yada kişiler var, onlarda ekmek parasının peşinde, saatlerce bekleyip, tek sefer atmaktansa kısa süreli bekleyiş sonrası hem sefer sayıları artacak, hem de sökümü yapılmış olan pancar ortada kalmamış, bir takım kayıplar yaşanmamış olacak. Burada hem fikiriz. Ancak bence bu süreçte izlenen yol yanlış yapıldı. Pancarcıların sorununu duyduğum anda kooperatif başkanı aradım. Sorun varmış, haber yapacağım bir şey söylemek ister misiniz? dedim. Sorunun çözüme kavuştuğunu ama 5-10 dakika sonra dönüş yapacağını söyledi. Dönüş olmadı. Olaydan birkaç gün sonra Çarşamba günü Saat 4 gibi oda başkanı aradı. 5 gibi açıklama yapılacak dedi. Yazılı mı sözlü mü olacak? Dedim. Sözlü olacak dedi. Bugün gazete baskım var, gelemeyebilirim, yazılı açıklama, ya da video falan çeken olursa gönderin yayınlayayım” dedim. Her ne ise toplantı oldu açıklamalar yapıldı, kimisi astı, kimisi kesti, kimisi tehdit etti, kimisi yapılması gerekeni söyledi vs vs. Perşembe günü sabah saatlerinde Ak Parti İlçe Başkanı Levent bey aradı. Kırşehir Şeker fabrikasına birkaç oda başkanı ile gidip, Müdürle görüşeceklerini söyledi. Nitekim görüşme oldu. Sorun tatlıya bağlandı. Bende bunu gazetemin sosyal medya hesabından haber yapıp, kamuoyu ile paylaştım. Dedim ki; “AK PARTİ İLÇE BAŞKANI ÖNDERLİĞİNDE PANCARCILARIN SORUNU ÇÖZÜLDÜ” Kırşehir Şeker Fabrikası ile gerek nakliye gerekse alımlar konusunda sorun yaşayan ilçemiz Pancar üreticilerinin sorunu Ak Parti İlçe Başkanı Levent Sarıkaya, Ziraat Odası Başkanı Hikmet Bozkurt ve Ticaret Odası Başkanı Çetin Aslan’ın yapmış olduğu görüşmeler sonrası çözüldü. Vay efendim bunu yazan sen misin?. Okuduğunu anlamaktan aciz kişi ya da kişiler, yok gazeteyi kapat, yok kimden talimat aldın, yok gazeteci misin? Vs vs abuk subuk yorumlar yapıldı. Şimdi o kişilere sormak istiyorum. Bu işe siyaset karışmasa, o oda Başkanları birlikte fabrika müdürü ile görüşmeseydi bu sorun çözülür müydü? Keşke diğer siyasi parti ilçe Başkanları hatta Belediye Başkanı da bir araya gelip, fabrikaya öyle gitseydi. En azından Şereflikoçhisar Nakliyecisinin, çiftçisinin yalnız olmadığı anlaşılırdı.
*****
Gelelim gazetem ve gazetemde yer alan haberlerime. Yazımın başında da belirttiğim gibi ben kimsenin işine karışmadım, karışmamda. Mümkümse kimsede benim işime karışmasın. Haberimi mi beğenmiyorsun, okumazsın, gazetemimi beğenmiyorsun almazsın, ama kimsenin de kursağından söz söyleme, hatta hakaret vari cümleler kurmaya hakkı yok.(ki konuyu yargıya taşıdım) Dahası yazan ben, yazılanın başkası olduğu aşikarken merak ediyorum, bu yalakalık neden? Aslında o tip kişilerinde suçu yok. Nasıl alkol ve uyuşturucu kullanan kişiler araç süremiyorsa, aynı şekilde bilgisayar ya da telefonda yorum yapacak kişilerinde bence alkol ya da uyuşturucu testine tabi tutulması gerek. Yoksa kafası güzel olan, klavye delikanlılığı yapıyor.
Her şeyin gönlünüzce olması, eğriye eğri, doğruya doğru demekten geri durmamak, en önemlisi saygı çerçevesinden çıkmamak dilek temennisi selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Komisyon iddiasında, peki şimdi ne olacak?
Hasta olan ve tedavisi yapılamayan kedi, köpek gibi hayvanların veteriner tarafından itlafı caiz midir?
MEHMET ÇETİN – Namık Kemal Avşar