Takdim
Bir ömür boyu; bazan hayalimde, bazan hatıra sohbetlerimde ama çoğu zaman rüyalarımda, memleketimin sokaklarında yürürüm. Bu yürüyüşlerim kimi zaman endişeli, kimi zaman üzgün ama çoğunlukla mutluluk ve huzurla olurdu.
Şereflikoçhisar hatıralarımda huzur verenlerin çoğunlukta olduğunu düşünüyorum, bu doğrudur.
-Madem Şereflikoçhisar hatıralarında mutlusun, o hâlde niye erkenden ayrıldın, neydi derdin, dediğinizi hissediyorum ki bu da doğrudur.
İnsan, kaderini, iradesiyle tercihini yapar, Allah da yaratır. Yaratılan hayır da şer de olsa, Allah yaratır. Yaratılanın hayırlı kısmını kul kendine verirken, şerli kısmın yaratılışını da hemen kadere havale ederek, kolayına kaçar. Doğrusu, ben, bu kolaylığa kaçmayacağım, bunu evvelen ifade etmeliyim ve gerekçemi şöyle yazayım.
İlkokulu bitirdikten sonra öğretmen okulu tahsilim için ilçeden ayrıldım ve devamında öğretmenlik memuriyeti sürdü. Kısa süren öğretmenlik memuriyetin ardından rahmetli Ekrem Çetin ağabeyimin teklifi üzerine memuriyetten ayrılarak baba mesleğine döndük.
Baba-ağabey-ben, üçlü olarak kısa bir dönem ortaklık yapmamız, bana yılların tecrübesini verdi. Gördüm ve yaşadım ki biz, millet olarak ortaklık yapacak yapıya, anlayışa henüz ulaşamamışız.
Şimdi, bu noktada sorarım size, şöyle etrafınıza bir bakın, uzun süreli ortaklığı devam ettiren kaç işletme var, bana söyler misiniz? Bir elin beş parmağını geçiyorsa onların ellerinden öpeceğim.
Maalesef bu acı hakikat, yıllardır içimizi acıtır. Kaldı ki en büyük ortaklık olan evlilikte bile çoğu zaman tökezlemeler, sıkıntılar, iplerin kopması, yeniden düğüm atılması olmakta ve zaman zaman da boşanmalar, hakikaten geleceğimizin en büyük endişesi olmaktadır, toplum olarak.
İşte böylesine acı bir neticenin, bizi beklediğini gördüm ve rahmetli ağabeyime de “Başlangıçta yüksek olan kardeşlik puanımız gittikçe düşmekte, dünya malı için bu düşüşü tehlikeli görüyorum ve bu sebeple izninizle ayrılmak istiyorum, dedim. Sağ olsun anlayışla karşıladı.
Diyeceksiniz ki: “Madem ortaklıktan sıkıntı yaşadın, o hâlde ilçede kalsaydın, ayrı bir iş açsaydın, öyle devam etseydin, olmaz mıydı?”
Haklısınız, ama geleceğimi bilemem ve istikbalimde tecelli edecek kaderimin, tercihimle çok yakından alâkalı olduğuna inandığım ve bildiğim için çok iyi düşünüp kararı öyle vermem gerekirdi.
Başta eşim olmak üzere, beni yakînen tanıyanlarla istişareler ettim. Toprağımı ve insanımı iyi bilen biri olarak buraya ne uzak ne de çok yakın olma arasında bir vaziyette kalarak karar vermem gerekiyordu.
İleri gidildiğinde insanın burnuna, geride kalındığında enseye tokat yemek, böylesi zeminlerde her zaman mümkündür. Bu durum ise insanı ne alçaltır ne de yükseltir, ikisi arasında bocalatır, şevk kırar, ümid törpüler.
Muhtemel şartları düşünerek ilçeden ayrılmanın en doğru karar olacağını tesbit ederek ayrıldım. Ama irtibatımı da koparmadım. Hayalimden çıkmadı, rüyalarımda hep devam etti. İşte bu gerçekleri düşündükçe ve nasib olanları hatırladıkça ayrılmanın doğruluğunu yaşadım, mutlu ve huzurlu oldum. Bunda elbette memleket hasretinin payı, memleket tecrübelerinin yeri, memleket hatıralarının hissesi vardır ve temellerdedir.
Şimdi, bu ibretli hatırayı size naklettikten sonra izninizle memleketimiz sokaklarında birlikte yürümek istiyorum, buyrun!
Teşekkür eder, faydalı olmasını diliyorum.
Mehmet Çetin
25.04.2023 Yeni Foça İzmir
DİĞER HABERLER
Şereflikoçhisar mı, Kulu mu?
Din görevlilerinin fonksiyonları
MEHMET ÇETİN -Memleketimin yollarında yürüyorum 10 Köy yolu (Boğaz Yolu)