İsmi geçtiğinde, Karabük Çeşmesi karşısındaki iki kulübeden birisinde gazete satan fötr şapkalı Muharrem Amca’nın hayali zihnime gelir. Kısa boyu ile oturduğu yerden normalde gözükmez iken onu çoğu zaman ayakta görür ve satış yapar, biliriz.
Kitap sevgisi, kitap satışı ve gazete neşri gibi hareketlerin kaynağı muhtemelen askerlikte okuma yazmayı öğrenmesidir.
Dostlarının tavsiyeleri ile 1968 yılında Çengel’i yayınlar. Gazeteciliğin bilinen bütün sıkıntılarına göğüs gerer. Evlâtlarına kesin vasiyeti; hamallık yapılması gerekse bile ve hatta zararına da olsa Çengel’in neşridir. Aldığı kararların uygulanmasında son derece azimli, gayretli ve mücadeleci olup, başarılı sonucu görmeyi severdi.
Öksüz büyüyerek geniş aile olma arzusunu ve ailesinin bir ve bütünlüğünün devamlı muhafaza etmesini; yoksulluk içerisinde büyüyerek başarılı olma azmini, bir şeylerin sahibi olmaya gayret ve mücadele etmesini gelecek nesle örnek vasıf olarak naklederiz.
Toplumsal olaylara katılımcılığının en yakın misali olarak, komşularıyla iyi ilişkilerinde görmek mümkündür. O, bu yönüyle de çok hatırşinastır. Yeğenim Mualla’nın düğününe gelmesi, bana bu vasfını, satırlar arasına almaya vesile olmuştur.
Halkın dertlerini basın yayın ile gündeme taşımasında Muharrem Amcanın sosyal yönünü görürüz. Bu hizmeti ile onlara bireysel yardımcı olmasıyla kalmıyor, toplumun dertlerinin matbuat diliyle ifade edilmesiyle de idarecilerin dikkatini çekerek göreve davet edip, yardımcı olmalarına, sıkıntıların giderilmesine sevk ediyordu. Lâkin bu hizmetin zaman zaman acıtıcı hatıraları da olmuyor değildi ama o, bunlara tahammül edip, uyarı ve irşad hizmetine devam ediyordu. Basın yayın hizmeti sadece Koçhisar’da kalmayıp, komşumuz Kulu’nun da mahallî gazetesi Özkulu’yu da yayınlar. Bugün internet imkânları ile en uzak diyarlardan memleket hasreti giderilmesi, memleket haberlerinin alınmasında Muharrem Yücel’in kadim hizmetleri unutulmaz.
Mahallî gazeteciliğin, ulusal düzeydeki yayıncılıktan farklı sıkıntı ve problemleri vardır. O mahalde yaşayanların; sosyo-kültürel düzeyleri, ekonomik imkânları, zaman ve zemini okuma seviyeleri, takıntı ve tutkuları, tarafgirlik ya da hasetlik gibi konular önem arz eder.
Yerel basındaki sıkıntılara göğüslemek Muharrem Yücel’i fazla yormuş olmalı. 70 yaşında vefat eder (1328-1982). Gençliğinde Tuz Gölü’nden tuz kaçakçılığını önlemek maksadıyla kurulan karakollarda kolcu (Gümrük Muhafaza Memuru) olarak görev yapması onun, Muharrem Çavuş olarak anılmasına vesiledir. Biz de onu 7/24 işinin başında çavuş olarak bildik.
Şakacı, konuşkan ve hoş sohbet vasfı onu çabuk dost edinmesine yardımcı oluyor idi. Dürüstlüğü, yalan söylememesi, doğru, haktan ve halktan yana olması, sözünde durması, eğitim ve öğretimi teşvik etmesi gibi vasıfları onun bilinen özellikleridir.
Erol, Mehmet, Mustafa, Ahmet, Recep ve Şaban isimli altı oğlu, Leman, Fadime ve Sevim isimli üç kızı vardır. Babalarına en fazla Şaban’ın benzediğini de bu satırların arasına sıkıştırmam lâzım, hatıralık nükte olsun diye.
Oğullarından dördü: Mehmet Yücel, Ahmet Yücel, Mustafa Yücel, Şaban Yücel
Hayriye Teyzemizi, bu evlatların yetiştirilmesi ile uğraşırken çoğu zaman onu gazete kulübesinde satış yaparken de hatırlarız.
Allah, rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun.
DİĞER HABERLER
Huzurevi ve engellilerimiz
ALLAH İÇİN SEVMELİYİZ
MEHMET ÇETİN- Mustafa Erdil