Zaman zaman dile getiriyorum. Resmi kurumlarda yaşanılan ya da yaşatılmaya çalışılan işkence dolu dakikaları. İşini hakkıyla yapıp, helal kazanç sağlamak isteyen kişileri tenzih ediyorum. Örneğin, A resmi kurumunda bir işimiz var. İstenilen evrakları alıp gidiyoruz. Sıramız geldiği anda, meramımızı anlatıp, “falan falan işi yaptırmak istiyorum” deyip bekliyoruz. Ama ne hikmetse karşımızdaki kişi bizi esir almışçasına, sanki karşısında insan değil de başka bir şey varmışçasına hal ve hareketlere kapılıyor. Yok efendim şu şöyle, yok efendim bu böyle, şurada şu var. Burada bu evrak eksik. Dilimizin döndüğünce, izah ediyor, bu işin bu kadar zor olmayacağını söylediğimiz anda bu kez, psikolojik baskı başlıyor. Hazır Koronada varken bu Kahramankazan escort bayan kez ağız yapısı değişiyor, “biraz uzak dur, kaleme elini alma, mesafeni koru, dışarda bekle vs vs. peki ya neden? Orada çalışan memur, personel her kimse onun görevi, gelen kişilerin işlerini yapıp, yardımcı olmak değil mi? Devlet bu kişilere vatandaşının işini gördüğü için maaş vermiyor mu? Peki bu zorluk, bu gıcıklık, bu aşağılayıcı tavır neden? Yıllarca anlamadım, hala da anlayamıyorum.
Peki ya öyle mi olmalı? Vatandaş işini kolayca yaptırsa, hatta imkanı varsa memur daha güler yüzlü davransa, varsa eksiğimiz tamamlasa, tamamlatsa, yol gösterici olsa daha mı kötü olur?
Aslında burada bu tip çalışan kişilere suç bulmamak lazım. Asıl suçlular, bunların başında olan amir ya da müdürler. Ahbap çavuş ilişkisinin hat safhaya çıktığı günümüzde, kim memur, kim amir, belli değil. Hatta bazı kurumlarda memur, vasfını, sıfatını unutarak, nefsinin de dürtmesi sonrası aşağılık kompleksine kapılıp, kendini Müdür ya da amir sanıyor. Sanki amir kendisi gibi artist tavırlar, insana tepeden bakmalar, sanki babasının malını veriyormuş edasına kapılıyor.
O yüzden acizane her ne işi yaparsak, her ne kurumda olursak olalım, ilk önce insan olmalıyız. Ve en önemlisi karşımızdaki kişinin de bizim gibi haklara sahip olduğunu, onunda insan olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Resmi kurumlarda bir başka sıkıntın ise, çözüm yolu üretip, sıkıntıyı çözmek yerine, işi yokuşa sürmek. Teşbihte hata olmasın ama, yaptıracağım iş için gerekli gerekli evraklarımı hazırlamışsam, sıramı, yada randevumu alıp gelmişsem, yaptıracağım işi yapmak zorundasınız. Öyle kafanıza göre olmayan evrakları isteyip, işi birkaç gün daha ötelemenin anlamı yok. Vatandaş sizden idam edilecekse, beraatını sağlayın demiyor. Tek istediği işini yaptırmak. Bu yönde son günlerde sık sık sıkıntılar yaşanılıp tarafıma iletilince böyle bir uyarıda bulunayım dedim.
Bunun tam tersi yok mu? Elbette var. Yine devlet kurumu çalışan yine memur, güler yüzle karşılıyor, yol gösteriyor, gerekli izahı yapıyor, ne işiniz varsa en kısa sürede çözüme kavuşuyor. Allah razı olsun…
******
Malum Eğitim Öğretim yılı kademelide olsa açıldı. Açıldı açılmasına ama, sıkıntılarda beraberinde geliyor. En büyük sıkıntı şu internet olayı. Sağ olsun Milli Eğitim Bakanlığı bu yönde hemen hemen her okulda Eba Destek Programları oluşturdu ama, aması şu; “Bugün çocuklar haftanın 5 günü canlı ders görüyor. Bunu da internetle sağlıyor. Evinde interneti olmayan çocuklar çoğunlukla anneleri evde olduğu için onun telefonu ile bağlanıyor. Eee her gün en az 5 saat canlı ders. Haliyle buna ne internet ne de para dayanmıyor. Çocukları okullardan ders görsün diye Eba destek programlarına göndermeyi de virüsten dolayı hiçbir veli göze alamıyor. Bu kez çocuklar internet olmadığı ya da yetmediği için derslere giremiyor. Hele buna birde aynı evde iki hatta üç öğrenci varsa ve öğretmenler aynı saate ders koymuşlarsa ki koyuyorlar, o velinin vay haline…
Son bir haftada sık sık yaşadığım bir olayı anlatarak, yazıma son vermek istiyorum. Bir dostum arıyor. Çocuğumla sohbet ederken,; “ baba sınıfımızda bir arkadaşımız var. Yarın derse girmeyecekmiş. Çünkü interneti bitmiş, ona internet yükleyebilir miyiz? O da dersine girsin” dedi, diyor. Beni aradı “ne yaparız” dedi. “sen ne uygun görürsen onu yapalım” Şükür sorunu çözüldü ama, bu bize ya da dostuma iletilen konular. Ya duymadıklarımız, görmediklerimiz! Onlar ne olacak? Bence Milli Eğitim Müdürlüğü bu yönde bir çalışma yaparak bu gibi öğrencileri tespit etmeli. Ve gereken ne ise en kısa zamanda yapılmalı.
Bugünümüzün dünden güzel olması, işi yokuşa süren değil, almış olduğu parayı hak edelerden olmak dilek ve temennisi, selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Vay memleket vay! Daha neler göreceğiz?
Koğuculuk, Yalan Ve Yalancı Şahitlik
MEHMET ÇETİN, Mehmet Gündoğan