Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

ÖĞRENCİLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ!

Öncelikle şunu açık açık belirtmek gerek. Bir ilçenin kalkınması için belli başlı olmazsa olmazlar vardır. Bunların en başında, Organize Sanayi yani Fabrikalar, İkinci Aşamada Askeriye, Tabur, Kışla vs, üçüncü ve en önemli etken ise Üniversite yani öğrenciler. Bir İl ya da İlçe kalkınmak istiyorsa bu üç ana etkene sahip çıkmalı.
İlçemizin içerisinde bulunduğu durum belli. İrili ufaklı Tuz fabrikalarımız olsa, bir ya da bir kaç adet büyük fabrikamız olsa da Fabrika yönünden çok zengin değiliz. Askeriye deseniz ona keza. İlçeye gelen giden asker sayısı belli. İster kabul edin ister kabul etmeyin, bana göre şuan için en çok sarılacağımız, en çok yatırım yapıp ilçe ekonomisine katkı sağlayacağımız öğrencilerimiz var. Yani her kim ne düşünür, neye göre karar verir bence İlçemizde bulunan Üniversiteli gençlerimize sahip çıkmalıyız.
Belki farkında değiliz ama şuan ilçemizde bulunan Üniversitede 1200 – 1300 öğrenci yeni Eğitim öğretim yılına başladı. Bir kabataslak hesapla en düşük harcama aylık 1000 TL olduğunu düşünürsek aylık 1 milyon 200-300 bin lira paranın ilçemizde kalması demek. Ama ne acıdır ki, bende dahil olmak üzere hemen hemen hiç birimiz bu 1200 öğrenciden 3’ünü, 5’ini ilçe merkezinde göremiyoruz. Nedenine gelirsek, öğrenciler ihtiyaçları dışında çarşı merkezine gelmek istemiyor. Gelende hemen işini görüp, yurtlarına dönüyor.
Aslında bu konunun enine boyuna masaya yatırılması gerek. Acizane kendimizi sorgulamalıyız. Acaba bu gençler, bu öğrenciler niçin şehir merkezine gelmiyor, neden alış verişlerini ilçemizden değil de, hafta sonu Aksaray ya da Kırşehir’den yapma gereği duyuyor?. Bizler esnaf olarak, ilçe halkı olarak o öğrencilere neyi sunamıyoruz da bizleri tercih etmiyorlar.
Geçtiğimiz günlerde birkaç öğrenci ile sohbet etme imkanı buldum. Aslında sohbetimizde çok kolay olmadı. Merhaba diye yaklaştığım gençlerin tedirgin tavrı beni rahatsız etti. Kendimi tanıtıp, biraz sohbet etmek istediğimi söyledim. Varsa sorun ve sıkıntılarınız aracı olarak yardımcı olayım dedikten sonra gençler biraz daha rahat tavırla, ilk tepkileri gülmek oldu. Birisi “Abi ne aracısı, kime ne anlatacağız. Bizler buraya yurdun dört bir yanından geldik. Hepimizin hedefi belli, okumak… Buraya gelmeden araştırma yapalım dedik. İlçe adına pek bir şey bulamadık. Bizim en büyük sorunumuz ulaşım.. Çarşı merkezine çıkmak istiyoruz. Dakikalarca dolmuş bekliyoruz. Hadi çarşıya çıktık, akşam yurda döneceğiz, ama ne ile nasıl döneceğiz.? Araç yok.! Ya tanıdığımız daha önceden anlaştığımız taksicileri çağırıyoruz, ya da yürüyerek yurda gitmek zorunda kalıyoruz. Malum yurt yol kenarında. Yoldan geçen araçların kornalarını bir duysanız, yurttan dışarıya çıkmak istemezsiniz. Bir başka önemli konu ilçede sosyalite sıfır. Gençler olarak gidecek, oturup çay içecek bir yer yok. Akşam saat 6- 7 olduğu zaman her yer kapalı. Birkaç kafe var, onlarda da bazı şeyler yok. Birkaç arkadaş birleşip ev tutalım diyoruz, kiralık ev yok. Olan evlerin fiyatları ise dudak uçuklatıyor. Madem aracı olacaksın, “öncelikle öğrenciye öğrenci gözü ile bakılmalı. Her şeyden önce bizler öğrenciyiz. Bizimde bir annemiz-babamız, bir ailemiz var. Ve mümkünse akşam saatlerinde bazı iş yerleri açık olsun. Ve fiyatları biraz daha hesaplı olsun. Ve en önemlisi bizim ulaşım sorunumuz çözülmeli. Akşam saatlerinde erkenden yurtta dönmek zorunda kalmayalım. Ve zaman zaman bizlerin derdi, sıkıntısı dinlenmeli. Bir sorunumuz olduğunda kimden ne isteyeceğimizi bilelim” dediler.
Haksızlar mı? Kesinlikle değiller. O yüzden hem ilçe ekonomisi, hem o öğrencilerimiz için, bir şeyler yapılmalı. Örneğin, öğrencilere özel indirim kampanyaları, en azından okulda bulunacak olan bir servis aracı, ya da hiç bir şey yapamıyorsak bile en azından ayda bir bu öğrenciler ile bir araya gelip, sorun, sıkıntı ve istekleri dinlenmeli.
Ve yine dün bir telefon geldi. Bir vatandaşımız aradı. Sosyal medyadan CHP İl Başkanı ve bazı vekillerin ilçemize geleceğini, Soğancıların sorun ve isteklerini dinleyeceklerini ifade etti. Kendisi gelemeyeceği için ısrarla, bu konuyu haber yapmamı, haber değilse bile köşemde yazmamı istedi. Elçiye zeval olmazmış. Arayan kişin dediklerini aynen aktarıyorum “Vekiller, ya da İl Başkanının ilçeye gelmesi çok güzel. Ancak Soğancılar için gelmesini yadırgadım. Neden mi? İlçemizde bulunan Soğancılar nereli, ya da ilçemizde soğan ekimi yapan kişilerden kaç tanesi Şereflikoçhisar’lı. O kadar çiftçi kuraklıktan dolayı ekili alanını biçtiremedi, yollarımızın hali berbat, geçtiğimiz günlerde bir üreticinin bir sürü koyunu öldü, onun yanında Peçenek Barajında su kalmadığı için ovaya su verilmiyor, besici perişan ama; canları sağ olsun, sayın yetkililerimiz bilmem nerenin adamı soğan ekmiş, zarar etmiş, onun peşine düşmüşler. Şereflikoçhisar’a gelen, Şereflikoçhisar’lının derdi ile uğraşsın. Yoksa konu soğan ise, gitsinler Polat’lı da dinlesinler” dedi.
Kimi dinlesek haklı. Aynı Nasrettin hoca misali. Haksız yok ancak, sanırım çözüm yolu arayanda yok.
Son olarak geç tanıdığım ama, gerek esnaflığı, gerek konuşmaları gerekse ilerlemiş yaşına rağmen hayattan kopmayan, kendisi için değil, çocuklar için çalışan, halk tarafından Bisikletçi Hamza olarak tanınan Hamza amcanın dün vefat ettiğini duydum. Kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Kim ne derse, kim ne düşünürse düşünsün, ilçe bir değerini daha kaybetti.
Her şeyin gönlünüzce olması dilek ve temennisi, selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat