“Dünya nedir bilir misin? Kadın, çocuk, mal, makam, reislik, oyun, oyuncak, lüzumsuz işlerle uğraşmak… Bütün bu sayılanlardan hangisi seni alıp Allah’tan başka şeylerle oyalayıp perdelerse, o dünyaya dahildir.”
“Ölüm gelmeden önce amel işlemeye bak. Kabrinde yaslanacağın bir şey hazırlamalısın. Öncelikle itikadını düzeltmelisin. Sonra dini yönden zaruri bilgileri öğrenmelisin. Fıkıh kitaplarının açıkladığı şeyleri bilmeli ve amel etmelisin.”
“İbadete yönelme vakti gençliktir. Akıllı olan bu vakti kaçırmaz, fırsatı ganimet bilir. Zira iş önemlidir. İnsan yaşlılık zamanına kalmayabilir.”
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk’a kavuşamaz. Ehlin gönlü için (ailenin gönlünü almak için) günah işlemek ahmaklıktır. Farzı bırakıp, nafile ibadetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir. Gına sahiplerinin yani zenginlerin, alçak gönüllü olması güzeldir. Fakirlerin ise onurlu olması lazımdır. Kalbin tasviyesi (temizlenmesi); İslamiyet’e uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikir ve rehberi, doğru yolu gösteren âlimi sevmek bunu kolaylaştırır. Kalbin birçok şeyleri sevmesinin sebebi, hep o bir şey içindir. O da nefsdir. Kâfirlere kıymet vermek, Müslümanlığı aşağılamak olur. Kelime-i tevhid; putlara ibadeti bırakıp, Hak Teâlâ’ya ibadet etmek demektir. Küfür, nefs-i emmarenin isteklerinden hâsıl olur. Malı zarardan korumanın ilacı, zekât vermektir. Mubahları gelişi güzel kullanan, şüpheli şeyleri yapmağa başlar. Şüphelileri yapmak da harama yol açar. Büyükleri sevmek, saadetin sermayesidir. Muhabbete müdahane, gevşeklik sığmaz.
Nefs bir kötülük deposudur. Kendini iyi sanarak Cehl-i mürekkeb olmuştur. Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet yapmaktan daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır. Rezzak olan Hak Teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır. Saadet, ömrü uzun ve ibadeti çok olanındır. Seadet-i ebediyyeye kavuşmak, peygamberlere uymağa bağlıdır. Sohbeti ganimet bilmelidir. Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemallerin üstüdür. Sünnet ile bid’at birbirinin zıddıdır. Birini yapınca öteki yok olur. Zahid, dünyaya gönül bağlamadığı için, insanların en akıllısıdır.
Zekât niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını sadaka olarak vermekten kat kat daha sevaptır.
Salih ameller İslam’ın beş şartıdır. Salih amelleri yapmadan kalp selamette olmaz.
Cennet ile Cehennem ‘den başka ebedi bir yer yoktur. Cennet’e girmek için iman ve dinin emirlerine uymak lazımdır.
Dünyayı maksat edinmemeli. Dünya, nefsin arzularına yardımcıdır. Dünya ve ahiret bir arada olmaz. Dünyaya düşkün olmak, günahların başıdır. Dünyaya düşkün olanlar ahirette zarar görür. Dünyaya düşkün olmamanın ilacı, İslamiyet’e uymaktır. Bu zamanda dünyayı terk etmek çok zordur. Dünyayı terk lazımdır. Hakikaten terk edemeyen, hükmen terk etmelidir ki, ahirette kurtulabilsin. Hükmen terk etmek de büyük nimettir. Bu da, yemekte, içmekte, giyinmekte, meskende, dinin hududundan dışarıya taşmamakla olur. Dünyayı terk etmek iki türlüdür; birincisi, mubahların, zaruret miktarından fazlasını terktir. Bu çok iyidir. İkincisi, haramları ve şüphelileri terk edip yalnız mubahları kullanmaktır. Bu zamanda bu da iyidir. Tesbih okumak (sübhanallah demek), tövbenin anahtarı ve hatta özüdür.
Vakit çok kıymetlidir. Kıymetli şeyler için kullanmak lazımdır. İşlerin en kıymetlisi sahibine hizmet etmektir. Yani Allahü telaya ibadet ve taat etmektir. Gençlik zamanında dinin emirlerine uymak, dünya ve ahiret nimetlerinin en üstünüdür.
Annenin yavrusuna faydası olmadığı (annenin yavrusundan kaçacağı) kıyamet günü için, hazırlık yapmayana yazıklar olsun! Ayet-i kerimede mealen; “Vallahu basirun= Allah onların ne yaptıklarını görmektedir” buyruldu. Allahü Teâlâ her şeyi gördüğü halde, (insanlar) çirkin işleri yaparlar. Aşağı bir kimsenin bile bu işleri gördüğünü bilseler, vaz geçerler yapmazlar. Bunlar ya Hak telanın görmesine inanmıyorlar yahut onun görmesine kıymet vermiyorlar. İmanı olana her ikisi de yakışmaz. Velilerin hiçbiri, peygamber mertebesine varamaz. Velilerin hiçbiri, Sahabe mertebesine çıkamaz.
İhlas ile yapılan küçük bir iş, senelerce yapılan ibadetler gibi kazanç (sevap) hâsıl eder.
Her ibadeti seve seve yapmalı. Kul hakkına dokunmamağa, hakkı olanlara hakkını ödemeğe titizlikle çalışmalıdır. Dünyanın vefasızlıkta eşi yoktur, dünyayı isteyenler de alçaklıkta ve bahillikte (cimrilikte) meşhurdur. Aziz ömrünü, bu vefasızın ve değersizin peşinde harcayanlara yazıklar ve korkular olsun.
Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde, İslamiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
DİĞER HABERLER
Huzurevi ve engellilerimiz
ALLAH İÇİN SEVMELİYİZ
MEHMET ÇETİN- Mustafa Erdil