Öyle sözler vardır ki, söylerken ondan daha doğrusunun olmadığını düşünürsünüz bazen. Örneğin, Necip Fazıl Kısakürek’in “Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu!..” Ne kadar anlamlı Birsöz tabii ki anlayana. Hepimizin hayatında dostları vardır, kimisi çocukluk arkadaşımızdır, kimisi iş arkadaşımız, kimisi siyaset dostluğudur, kimisi çıkar ve menfaat… Öyle ya da hep bir dostumuz vardır, ya da dostumuz olduğunu düşünürüz. Gerçek dostluklar çıkar ve menfaat üzerine kurulmaya, elinde imkan ve fırsatı yokken, nasıl düşünüyorsan, eline fırsat ve imkan geçtiğinde de düşüncesi değişmeyen kişilerin dostluğu bir başkadır.
Günümüzde en çok rastladığımız Siyaset dostluğudur. Hele hele çıkarımız varsa, bu dostluklar zaman zaman yalakalıklara, adam satmaya, karılar gibi yakın olduğumuz kişi ya da kişilerin serrini sırrını başkalarına taşımayla başlar. O an için kazandığımızı düşünürüz. Çok büyük işler yaptık, A şahsının sözünü B şahsına taşıdık ya, bizden iyisi yok. Hele hele birde bu yalakalıklarımız sonrası birde koltuk edinmişsek değmeyin keyfimize. Artık, kralda biziz, asıp kesende… Ama bu saltanatın sonunun olduğunu, bu varlığın sona ereceğini, bu gücün, bu koltuğun, bu makam ve mevkiinin bir gün sonlanacağı, bir peçete gibi kullanılıp atılacağımız hiç aklımıza gelmez.
Ve bu tip peçeteler genelde siyasi arenada yaşanır. Daha düne kadar bilmem hangi makam ve mevkide kurt olup, kuzu boğanlar, bilmem hangi makam ve mevkide asıp kesenler, ay çekirdeği gibi yön değiştirip, sahibine göre havlayan köpekler, aylar hatta yıllar sonra kuyruklarını dahi sallayamaz duruma gelirler. Ve bu tip kişilerin en büyük özellikleri yalancı olmalarıdır. Sade yalanla kalsalar iyi, birde egoistlikleri vardır ki, kendinden başkasını tanımayan, çapına çipine bakmayan, adammış gibi caka satan, onun bunun yanında pantolon giymekle kendini erkek sananların sonu hep hüsran olmuştur. Kudurmuş köpek misali, sağa sola saldırırlar.
Ama gerçek dostluklar da vardır. Dostunun derdi ile dertlenen, acısını ortak olup, varlığında ve yokluğunda yanında olan, tutmuş olduğu eli bırakmayan, sonunda bırakın mevkii ve makamın, canının dahi gideceğini bilmesine rağmen satılmayan dostluklar vardır. O yüzden, Necip Fazıl’ın bu anlamlı sözünü yabana atmayın. Yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınızla değişirseniz, emin olun kaybeden sizler olacaksınız. Ve yalandan vazgeçin. Yalan her ne kadar size gününüzü kurtarıyor, “aman sende kimse anlamıyor” gibi görünse de kim kimin ne yaptığının, kiminle kirli işler peşinde olduğunun farkında. Yalan söylemekle emin olun kendinizden başka kimseyi kandıramıyorsunuz. Ve şunu unutmayın, erkek milletinin iki vazgeçilmezi vardır. Biri namusu, diğeri ekmeğidir. Hele hele kimsenin emeği ile oymayın ki, kimse de sizin ekmeğinizle oynamasın.
Ve son olarak geçtiğimiz haftalarda ufaktan mesaj göndermiş, yetkililerin dikkatini çekmeye çalışmıştım. Ama son birkaç haftada yaşanan olayları duyunca kimse bu uyarımı dikkate almamış gibi görünüyor. Bakın ilçemizde Eğitim veren bir kurumun, haksız işler yaptığı, almış olduğu senetlere alıcının ismini yazmadığı, kanun kurallara uymadığı ya da resmi olmayan işlerle ilçe halkımın parasını gasp etmeye çalıştığını duyuyorum. Amacı eğitim vermek olan kurum, yine iddia odur ki, ilçemin çocuklarına sanki üvey anaymış gibi davrandığı konuşuluyor. Ve işin en acı yanı ise yine bu yapılan haksızlıkların biri ya da birilerinin çanak tuttuğunu duyuyor olmam.
Sayın yetkililer lütfen bu konuda biraz daha duyarlı olalım. Malum ilçe küçük. Kimin yaptığı ya da yapmaya çalıştığı ufaktan ufaktan duyuluyor ki, benim kulağıma gelen sizin de kulağınıza gelmiştir. Bun konuda üzerinize düşeni yaparsanız, ilçe ve ilçe halkımın kazanacağını düşünüyorum.
Bu vesile ile, yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değişmemek ,ilçe halkımızın menfaat ve çıkarları en üst seviyede görüp, ona göre davranmak dilek ve temennisi selam ve dua ile..
DİĞER HABERLER
Bahane popo gibidir, herkeste bulunur!
Bela ve musibetler kader midir?
MEHMET ÇETİN – Mustafa Emre