Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Atatürk parkına tabela takmayıp taktı gibi yapan şerefsiz; aksini iddia eden Karaktersiz heriftir!

İlçemizde 24 yıldan bu yana gazetecilik mesleği yapıyorum. Yaşım 47. En az 50 mahkeme gördüm. Sadece bir dosyadan dolayı ki, o da muhatabına “yavşak!” dediğim ve anlamı TDK’ya göre değil, halk ağzına bakıldığı için, geçmiş yıl tam olarak hatırlamıyorum ama, sanırım günümüzde 3-5 çay parası değerinde ceza ödedim. Ve işin daha vahim yanı, bu davalarım genelde yapmış olduğum haberler ve yazmış olduğum yazılar sonrası oldu. Genelde dava açanlar, ya Belediye Başkanları oldu, ya da bilmem hangi kurumum müdürü, memuru… Neden dava edildiğim konusu ise yapılan yanlışlıklar ya da yapılmayan işlerden dolayı, bir yerde ne tok olduklarını kamuoyu ile paylaştığım, siz deyin susturmak, ben diyeyim korkutmak adına yargıya başvurdular. Rabbim yollarını bahtlarını açık etsin. O yüzden kim ne hak ediyorsa bu güne kadar yazdım ve yazmaya da devam edeceğim. Nasıl ki marangozun görevi dolap yapıp satmaksa, fırının işi ekmek satmaksa benim işimde gazeteci olduğu için yazmam kadar doğal bir şey yok. Yazıyorum yazmaya da; yazdığım kişiler biraz alıngan, biraz mahcup, biraz suçluluk psikolojisine büründüğü, yapmış oldukları yanlışlıklar gün yüzüne çıkınca, ipini kırmış köpek misali saldırmaya, kendime vermiş olduğum sözleri yıkmaya, üzerimdeki örtüyü kaldırmaya çalışıyorlar. Örtü demişken aklıma youtube ‘de duyduğum ve çokta hoşuma giden bir olayı anlatmak istiyorum.
Youtube Mustafa ve Papağan diye yazınca çıkıyor. Mustafa diye papağan besleyen birisi varmış. Papağanın adı Sabri’ymiş. Sabri biraz küfürbazmış. Mustafa’ya her gün sövermiş. Bu duruma sinirlenen Mustafa, Papağanı psikoloğa götürmüş. Psikolog, papağın kafesinin üzerini kırk gün örtmesini söylemiş. Mustafa hemen eve gidip, Sabri’nin üzerini örtmüş. Aradan 20 gün geçmiş, Mustafa papağan öldü mü acaba diye düşünmüş. Örtüyü ucundan açsam bir şey olmaz herhalde demiş, örtüyü kaldırmış. Sabri, hemen “hayırdır Mustafa bir yerin mi kaşındı” demiş. Hikaye burada dursun…
Ve gelelim asıl meselemize… Son günlerde bazı çapsız, beceriksiz- karaktersiz herifin, iş bilmez, sağda solda şov ve algıdan başka bir şey bilmeyen zatı muhteremin birisi, sözüm ona bana göndermede bulunmuş. Neymiş efendim, falanca yere falanca tabela yapılmış, hatta yapılmayıp, yapılmış gibi işlem görmüş demiş. Peşin peşin söylüyorum bahse konulu yere şahsım adına tabela yapan, hatta yapmayıp yapmış gibi gösteren Şerefsizdir. Yok! Böyle bir olay yoksa, sırf biri ya da birileri dara düştüğü için, sırf karalama kampanyası yapıp, algı oluşturmaya çalışıyorsa, oda en büyük terbiyeden almamış, riyakarın, yalancının ve müfterinin birisidir.
Buradan sözüm ona şeffaf, adil, yetim hakkı yemeyen, hatta yedirmeyen birisi olduğunu ifade eden, ederken de yüzü dahi kızarmayan, müfteriye sormak istiyorum. Bugün sorumlusu olduğun yere, eti hangi kasaptan, inşaat malzemesini hangi esnaftan, diğer alım satımlarını nereden ve nasıl yapıyorsun? Bu güne kadar hangi bir gün Et ihalesi, inşaat malzemesi ihalesi yaptın? Hangi firmalara teklif verdin? Hangi kamera önünde canlı yayın yaptın?. Gerek sorumlusu olduğun yerin kapısına, gerekse çeşitli yerlere yaptırmış olduğun tabelaları, billboardları kime kaça yaptırdın? Bunları da açık açık söyle ki millet kimin ne yediğini, hangi işi kime yaptırdığını bilsin. Abe beceriksiz, abe okumuş ama ataması olmamış, ahlaki değerlerden nasibi almamış kişi… Bugün varsın yarın yok! Öyle kamera karşısına geçip konuşmakla, öyle muhatabının söz sahibi olmadığı yerde çığırtkanlık yapmakla, öyle üç-beş şakşakçı arkana alıp, fake hesaplarla sosyal medyada yorum yaptırmakla bu işler olmadı, olmaz da. Şunu unutma, Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var elbet. Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye? Birde söyleyene bakarım, adam mı diye?”… O yüzden herkes söylediği, herkes iddiası, herkes söylediği sözün arkasında durmalı, öyle mahalle karıları gibi dedikodu yapmayla bu işler olmadı, olmuyor da. Şunu da unutma senden önce o makam, o koltuk ne insanlar gördü. Zamanı geldi ve gitti. Ben se hala buradayım inşallah…
Bir başka yalan, sözde ben gazeteme manşet atıp, para alıyormuşum. Bunu ileri süren okumuş ama adam olamamış kişiye sormak istiyorum. Sen hani bir zaman falanca kurumda işçi iken, senin kurumunla ilgili haber yapmak için bana yazar, “abi şu haberi yapalım” der, bende “tamam der” yapardım. Hangi bir gün hakkında yapılan haberlere tek kuruş para verdin? Ya da senin hakkında ruhunu okşayan haberleri yapan gazetelere ve internethaber sitelerine manşet karşılığı para mı verdin, veriyor musun? El yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz zannetmesin. Ne söyleyeceğimize değil, ne duyacağımıza bakmak lazım. Siz okurlarımdan da köşemi ilçem, ilçemin faydasına olan işlerle değil, böyle yalancılara cevap vererek harcadığım içinde ayrıca özür diliyorum.
Ve son konu. CHP İlçe Başkanı hacı ya da Hüseyin Güçlü… Birkaç gün önce belediyeye ait billboardlara afiş astırmış. Demiş ki, “Tabelalar yerine gelecek!” Neyi ima etmiş ne demek istemiş anlayan yok. Birincisi CHP İlçe Başkanının tabelalara yazı yazması nedeniyle hayatta olduğunu öğrendim, yoksa bu güne kadar ilçe için ne yaptı, hangi çalışmaya imza attı, hangi konuda açıklama yaptı? Ne bilen ne de gören var. İkincisi o tabelalar için belediyeye ne kadar ücret ödedi, ödedi mi ödenemedi mi onu merak ediyorum. Ve keşke aynı billboardları ilçe Başkanı olduğunda yeğenini müzeye işe alıp, etkili ve yetkili görev verirken de kullansaydın. Deseydin ki; “ ben CHP İlçe Başkanı olarak ilçede onca işe ihtiyacı olan kişi varken, sırf çıkar ve menfaatim için yeğenimi müzeye şirket üzerinden işe aldım” deseydin.
Her ne ise, “biz kırk kişiyiz, birbirimizi çok iyi biliriz” hesabı, kim kimin ne yaptığının farkında. Öyle anan nohut, baban sarımsak hesabı her kes kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Mustafayla papağan hikayesinde olduğu gibi, kimse örtümü kaldırmasın. Yok illa kaldıracağım derse duyacaklarına da hazırlıklı olsun.
Her şeyin gönlünüzce, öyle ekran karşısına geçip, milletin hakkına girilmemesi, abuk-subuk, yalan-yanlış, sırf algı yapmak için, ithamda bulunup, papağanın örtüsünü kaldırmamak dilek temennisi selam ve dua ile…

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat