Ben yaptım olduyla olmadı, olmaz da!
Bir işi yapmadan önce en ince ayrıntısına kadar düşünmek gerek. Artısı ne olur? Eksisi ne olur, nasıl yapılır, ne gibi sıkıntılar yaşanır, enine boyuna masaya yatırılmalı. Hele hele geçmişte benzeri yapılmış bir işse, bu bizim için en büyük örnek, en önemli ipucudur. O yüzden bir işi burnumuzun dikine giderek, ben yaptım olacak, ya da ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmek her zaman kaybettirmiş ve kaybettirmeye de mahkumdur.
Şimdi bunu neden yazdığım konusuna gelince, siyasilerin en büyük vaatleri arasında, halkın temel ihtiyacı olduğu için “Halk ekmek” vardır. İşte; “ seçilince Halk Ekmek fabrikası açacağız, halka daha ucuz ekmek temin edeceğiz” hatta “ fakir-fukaraya- ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ekmek dağıtımı yapacağız” diyerek oy toplama telaşına düşerler. Seçim olur biter, birçok vaatte olduğu gibi kimisi ya verdiği sözü unutur, ya da sözünü biraz daha esnetip, en kısa yoldan çözüm yolu bulmak için arayış içerisine girer.
31 Mart yerel seçimleri sonrası da ilçemizde benzer bir olay yaşandı. Seçim öncesi, şunu yapacağım, bunu yapacağım diye avazının çıktığı kadar bağıranlar, seçim sonrası kendilerinin dahi beklemedikleri bir sonuçla karşılaşıp seçimi kazanınca elleri ayaklarına dolaşmaya başladı. Vermiş oldukları sözleri tek tek unutup, hatta kişilik problemi yaşayıp, egoistleşmeye, astığım astık, kestiğim kestik demeye, bir yerde koltuk sarhoşluğu yaşıyorlar. Her ne ise ilçemizde de verilmiş sözler vardı ve en masrafsız, en çok reklamı olacak, birazda kendimizi ön plana çıkaracak olan projeyi hayata geçirmek gerekiyordu. Bunun içinde hazır elimizde Büyükşehir Belediyesi olunca en kolay yol “Halk Ekmek” ti. Fırın yapıp, o kadar masraf etmek, fırın açıp, fırıncıları karşımıza almak yerine, en kolay yol, ABB’den halk Ekmeği alıp, ilçemizde de üç-beş büfe, büfeye de birkaç partili ya da bize destek veren kişileri aldığımızda her şey çok güzel olacaktı. Ama unutulan bir şey vardı. Taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği. Kaldı ki, geçmiş yıllarda Ramazan Ceylan’ın Belediye Başkanlığı zamanında her ne kadar fırın açılmasa da o dönem ilçemizde bulunan bir fırın ile anlaşılıp, halk ekmek adı altında satış yapılmaya çalışılmış, ama sonu gelmemişken, biz Ankara’dan her gün ekmek getirip satmayı planladık. Öyle büyük bir iş yapmıştık ki, bir önceki dönemde Atatürk parkına bayan muhtara yazıhane yapılacak olan yere, o dönem yol kesip, iş makinalarının önüne geçerek yazıhaneyi yaptırmadık ama; halk ekmek büfesi oraya koyduk. Eee millet görmeli. Hizmet nasıl yapılırmış. Oda yetmedi, ikinci büfe, üçüncü büfeyi getirdik. Bize seçim öncesi ve şakşakçılık yapan üç-beşte partilimize teslim ettik. Halka ucuz ekmek sattık, pardon pardon satmaya çalıştık.
Ve sonuç. Sonuç ortada… Bir zamanlar üç hatta dört yerde olan halk ekmek satış büfeleri şimdilerde sadece Atatürk parkında kaldı. Neden?, büfeci para kazanamadı? Nasıl kazansın? Günde bin ekmek satacak, (oda satarsa) ekmek başı 1 tl kazanacak, kalan bayatta elinde kalacak. Bunu da geçtik, birde vergi kaydı olacak, SSK, BAĞKUR primi ödeyecek. Şartlar ağır geldi. Her ne ise o onların bileceği iş.
Peki şimdi ne oluyor? Olanı az çok söyleyeyim. Tek büfede sanırım günde bin ekmek satılıyor. Bu ekmekler Ankara’dan gelmesi için her gün bir araç Ankara’ya gidip, bin ekmek getiriyor. En az yakıtı yaksa, günlük 2 bin lira. Bir ayda 55-60 bin lira yakıt yakıyor. Satılan ekmek bin. Ayda büfeci 25-30 bin lira kazanıyor. Yani çok karlı bir iş. Geri kalan kar (zarar) Belediyeden senin benim cebinden çıkıyor. Dahası bu iş için çalışan şoförün maaşını hesaba hiç katmıyoruz. Olsun karda etsek, zarar da etsek, söz verdik ve biz yaptık oldu! İlçemizde halk ekmek satılına başladık. Dip not, bu büfedeki ekmeklerin çoğunu da birkaç lokantacı ve yine Belediyenin aldığı bilgisini de yabana atmayın.
Peki ne yapılmalı. Halk ekmek satışı yapılacaksa eğer, yapılacak şey çok basit. İlçemiz fırıncıları ile konuşup, onlardan ekmek almak. Hatta size bir de dip not vereyim. Bazı fırıncılarla konuştum, sağ olsunlar. Amaç fakir-fukara, ihtiyaç sahibi kişilerse biz zaten elimizden geleni yapıyoruz. Bazen askıda ekmek, bazen hayrımıza birçok aileye yardım yapıyoruz” diyorlar. Fırıncılardan günlük 300’er ekmek alsak, hem fırıncı esnafına sekte vurulmamış, hem de halk ekmeği alan kişilere daha kaliteli ekmek yemelerine vesile olmuş oluruz. Dahası belediyeyi her ay bilmem kaç bin lira zarara uğratmamış, yetimin-öksüzün hakkına girmemiş oluruz. Oluruz olmasına da bunu kim nasıl yapacak?.
Son olarak yine kulağıma bu halk ekmek büfesi ile ilgili vergi kaydının olmadığı iddiaları geliyor. Size zahmet birde bu konuyu araştırırsanız çok iyi olur. Sahi Halk ekmekten sonra Halk market gelecekti, o konu hakkında da gelişme var mı yok mu kamuoyuna bilgi verirseniz seviniriz. Malum abiniz ABB Başkanı ya! Bugüne kadar pek yüzünü görmesek te, bu güne kadar ilçemize çok bir katkısı olmasa da, belki ilçemize bir torpil geçer.
Her ne iş yaparsak artı ve eksisini düşünerek yapmamız, şeytanı bir düşünce olan “BEN” duygusundan uzak, egomuza yenilmeden en önemlisi bugün var olup, yarın yok olacağımızı unutmadan hayatımıza devam etmek dilek, temennisi selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Ömer Kılıç – “Komşulukta güven duygusu”
Mehmet Çetin – Afet abla
Atatürk parkına tabela takmayıp taktı gibi yapan şerefsiz; aksini iddia eden Karaktersiz heriftir!