Her şey Güzel Oldu mu?

Çok şükür hafta sonu tüm dünya ile birlikte Ülkemizin de merakla beklediği Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri yapıldı. Sayısal verilere göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %51 oy oranına ulaşılamadığı için Rabbim nasip ederse 28 Mayıs’ta halkımız yeniden sandık başına gidecek.
Her ne kadar seçim tam manası ile amacına ulaşmayıp ikinci tura kalsa da aslında seçimin sonucu bu verilere göre kısmen netlik kazandı. Bakalım 28 Mayıs’ta nasıl bir sonuç çıkacak bunuda Rabbim nasip ederse hep birlikte göreceğiz. Aslında bu seçim ülkemizle birlikte ilçemiz siyasetçilerine de bir nebzede olsa ders verdi. Ya da gözlerinin önündeki perdeyi bir nebzede olsa araladı. Seçimin sonuç haberlerini gazetemizin değişik sayfa ve sütunlarından okudunuz. Seçmen bazı partilere anlarlarsa açık açık sarı kart gösterdi. Hatta daha sert bir dille “hey parti başkanları, sayın yetkililer, aklınızı başınıza alın, bizim oylarımız üzerinden siyaset yapmayın. Adam kayırmayın! Partizanlık yapmayın, dinime, bayrağıma, vatanıma dil uzatmayın. Asli görevlerinizi aksatıp, şahsi işlerinizi takip etmeyin. Öyle sağda solda benim oyumla ahkam kesip, hökala hökala yürümeyin. Her yüzünüze size oy vereceğim diyene itibar etmeyin. Bizi yüzünüze karşı yalan söylemeye mecbur bırakmayın” hatta dahası “akıllı olun akıllı…” demeye getirdiler.
Peki bu seçim ilçemiz için neler getirdi, neler götürdü? Seçim sonuçları ilçemiz siyasilere ne dersler verdi? Sonuçlar ortada. Burada her ne kadar kazanan varmış gibi görünse de aslında tüm siyasi partiler kaybetti. Ak Parti’den tutun CHP’ye kadar, İyi Partiden Saadet Partisine kadar. Seçmen açık açık ders verdi, hem de siyaset dersi. Geçmişte hiç seçim yaşamamış, seçim çalışmaları nedir bilmemiş, halktan kopuk yaşamış sözüm ona son günlerde yapmış olduğu birkaç esnaf ziyareti, girmiş olduğu birkaç ev ve elinde bulunan imkanlar sonrası kendisini dev aynasında gören sözüm ona siyasetçilere adeta siyaset kitabı değil, ansiklopedisi yazdılar, ansiklopedi…
Ve bu seçim acı gerçekleri gün yüzüne çıkardı. Ak Parti için seçmen dedi ki; “Eyyy siyasiler. Bakın biz Erdoğan sevdalısıyız Erdoğan…. Bizler reisçiyiz. Bizler bu güne kadar, dinimizi, vatanımızı, bayrağımızı, ülkemizi, hastamızı, çalışanımızı, çocuklarımızı, hatta ve hatta yatalak olan ana babamıza sahip çıkmazken, sen bizi yapmış olduğun çalışmalar ile para hatırına da olsa ana babamıza sahip çıkmayı öğrettin. Ülkemizi dış ülke liderlerine karşı ezilen değil, dik duran bir ülke haline getirdin. Kadeh masalarından, cenazede Kur’an okuyan Cumhurbaşkanı görmeyi nasip ettin. Senin yolun bizim yolumuz” dediler.
Ve bu seçim hele hele Ak Parti tarafında artık bazı şeylerin eskisi gibi olmadığını, hani “kimi koysan kazanır canım!” mantığının değiştiğini gösterdi. Nerede mi gösterdi? Milletvekilliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde atmış olduğu oylarla gösterdi. Yani bu saatten sonra kimi koyarsan değil, kimi seversek olayına döndü.
CHP tarafına gelince. Her ne kadar güç elinizde olsa, istediğinize verip, istemediğinize vermeseniz bile, halkın içinde olmak yerine, tepeden bakarak, sırf konumunuz için başka çaresi olmadığından size destek vereceğim dedittirdiğiniz için size de gereken cevabı verdi. Ve en önemlisi dere görünmeden paçanın sıvanmayacağı acı bir şekilde anlattı.
İyi parti… O’nlara hiçbir şey demeye gerek yok. Zaten seçmen en büyük tokadı, bu partiye ve teşkilatına vurdu. Kimse kızıp küsmesin ( gerçi sayın başkan şahsıma ve gazeteme küste. Çokta önemli değil) ama, bana göre sayın ilçe başkanı bu sonuçlar sonrası bence ikinci turu beklemeden istifa etmeli. En güzel çıkar yolu bu olur. Yoksa 28 Mayıs’tan sonra taaa üstten başlayacak olan çatlaklar en alt kademeye kadar gelecektir. Hani derler ya, horoz gibi öleyim. Aynı o misal.
Ve Saadetliler. Rahmetli Erbakan hocamızın kemiğini sızlatan, üç-beş vekil için değerlerinden vazgeçip, terör seviciliği yapanlar. Seçmen sizleri de unutmadı. Sakalınızdan yakaladılar sakalınızdan… Eyy bre gafiller. Bizler sizi terör seviciliği yapın, dini değerlerimizi hiçe sayın, yıllarca davamıza savaş açmış olan kişilerle birlikte olun diye mi oy verdik. Aklınızı başınıza alın. Kendinize gelin kendinize” dediler. Bunu da nasıl mı söylediler. Rahmetli Erbakan hocamın oğluna ilk kez seçime girmesine rağmen ilçemizden 405 oy vererek gösterdiler. Sizin yıllardır göremediğiniz bir oy sayısı ile yaptılar. Tabi anlayana…
Ve MHP… Kim ne derse desin Genel başkanın dik duruşu, şahsını değil, ülkesini düşünüşü halk bunu da görmezden gelmedi. Sen Reise sahip çıkıyorsan, bizde sana sahip çıkarız deyip, bir Oy Erdoğan’a bir oy Bahçeli’ye verdiler.
Velhasıl kelam seçmen sandıkta ders verdi ders. Anlayın bunu artık. Kiminiz seçmeni koyun, kiminiz kesede keklik görmeyin. Çıkarın şu at gözlüğünüzü. Gerçeklerin sizin hayallerinizle çok farklı olduğunu anlayın…
Ve son konu. Biraz şahsi olacak ama. Sırf bu köşe yazılarım sonrası tribe girip kendinizce bir şey yapmaya çalışınca çok komik olup, küçülüyorsunuz. Önce şunu kabul edin. Ben bir gazeteciyim. Her yazdığım hoşunuza gidecek diye bir şey yok. Ne yani şahsınızı ya da partinizi övücü manşet atınca “İyi Gazeteci” hoşunuza gitmeyen başlık olunca “kötü gazeteci”… Bu köşeden yazdıklarım tamamen şahsımın görüşleri. İsmim resmim açık açık yazıyor. Sonra Bilal bey gibi köşe yazımı beğenmeyip, telefonla arayarak “benim abonemi iptal et!” demeyin. Bana 3-5 lira için uykusuz geceler yaşatmayın.:) O gün bugün uyuyamıyorum. Er-rızku a’l Allah. Sen kimsin ki benim rızkıma engel olaya çalışıyorsun?
Her ne ise her şeyin gönlünüzce olması, dilek temennisi selam ve dua ile…