Sarıkaya’dan ovaya bakış
Memleketimin yollarında yürüyorum 24
O dağdan aşağılardaki Koçhisar ovası, Tuz Gölüne kadar uzanan, karşı köylere kavuşan düz alanı görmek mümkündü. Doğu tarafına bakılacak olursa Tabur istikametinin üst tarafındaki dağlar, Karandere’nin uzaktan, Hasan Dağı’nın da silüetini görmek mümkündü.
Biz, o iri künk döşeli dereli yoldan devam edelim ve az biraz ileride sola kıvrılan yolun bakış alanı da harikaydı. Bir dağın eteğini ama tatlı meyilli olan eğilimi düşünün ona benzer bir hâl vardı burada. Merdiven basamaklarını andırır şekil verilerek aşağıdan Macir Mehmet’in evinin alt tarafındaki yoldan gelenler bu yokuşun başında nefes takviyesi yaparlar ve yavaş yavaş çıkarlardı.
Nevşehirli Ali Yolyoran ve hanımı Zekiye Hanım
İşte bak, Nevşehirli Ali emmiyi görebiliyor musunuz, eli arkadan takviyeli yavaş yavaş tırmanıyor. Oğlu Şaban çok şakacı idi. Bisikletini sırtlamış yokuşu çıkıyor. Niçin sırtına aldığı sorulduğunda ise “Çok yoruldu, biraz dinlensin diye sırtıma aldım”, der. Yolun hemen üstündeki evin avlu kapısına çıkan karısı Zekiye teyze onu bekler. Zekiye Teyzenin tülbentini bağlaması bizimkiler gibi değildi. Tıpkı Kalaycı Yaşar’ın hanımı ve kızlarının başörtülerini bağladıkları gibi. Nevşehir’den gelen bu insanlarımızı kendi mahallî örflerine göre bağlarlardı ama, sıkı dindarlardı doğrusu.
Sebzeci Fevzi’nin evi de burada idi, hem de Kurşunlu Caminin üst tarafında.
Kurşunlu Camii
13. asırda yapıldığı bilinen bu cami Anadolu Selçuklu döneminin cami mimarisi özelliklerini taşır.
Kurşunlu Camii diye bilinen caminin asıl ismi Sultan Alâeddin Camii’dir. Kubbesi kurşunla kaplı olduğundan dolayı Kurşunlu Cami diye bilinir ve anılır.
Caminin kıble tarafında Mehmet Gündoğan ve oğlu Hüseyin Gündoğan ve diğer evlâdları ikâmet ederdi.
Hüseyin Gündoğan, Müşerref Gündoğan ve Mehmet Çetin

DİĞER HABERLER
Allah razı olsun, dediğini yaptı!
VELİSİZ KIYILAN NİKAH GEÇERLİ MİDİR?
MEHMET ÇETİN- Mustafacık Köyüne doğru