Gazetemizin bu sayısında 73 yaşındaki Kıbrıs Gazisi Bilal Amca’nın, 30 Ağustos Zafer Bayramı’na özel bir anısına yer vereceğiz.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtında gazi olan Bilal Amca, 20 ay askerlik yaptı. Askerlik süresince sayısız anıları olan Bilal Amca, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolaysıyla unutamadığı bir anısını siz okurlarımıza paylaşmak istedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşadığı yıllarda yapılan savaşlar sonunda zaferler kazanıldığını belirten Bilal Amca; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bin bir zorluklarla bıraktığı bu Ülkeye, bu toprağa sahip çıkmak, resmi ve ulusal bayramlarımızı coşkuyla kutlamak büyük bir gurur ve onurdur. Türk olmak şereftir. Bu bayram, bu bayrak dalgalandığı sürece kutlanmaya devam edecektir.” diyerek kenisinin askerlik yaptığı sırada yaşadığı zorlu yılları da hatırladı.
“Ben gazi olmaktan dolayı gururluyum. Vatanım için gerekirse canımı veririm”diyen Bilal Amca, duygu doluydu.
Savaş yıllarını tekrar gözleri önünde canlandıran Bilal Amca; “1974 yılında vatan vazifemi yaptım. Acemi birliğimi Erzincan’da, Üst birliğimi Sarıkamış’da yaptım. Sarıkamış’da iken harekat başladı. Allah nasip etti harekata katıldım.
Tabi bunun zor tarafı da var, sevinci de var. Allah o günleri göstermesin. Gösterirse de sabrımızı ve cesaretimizi artırsın, ne diyeyim.
Gazi olarak yanı başımızda Rabbimizin şehadetine kavuşan arkadaşlarımız oldu. Onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim. Sağ kalan Gazi tertiplerime de uzun ömürler diliyorum.” dedi.
Bilal Amca’nın, gazetemiz muhabiri Zeynep Görgülüye anlattığı ve “Türklerin her zaman barıştan yana olduğunu” belirten anısı ise şöyle;
“1974 Kıbrıs Barış Harekatı döneminde, Rum köylerine baskın yapardık. Bir defasında sivil bir Rum, kaçamadı veya kaçmadı bilmiyorum. Tahminen 65 yaşında idi.
Bizi gören sivil Rum, ellerini kaldırdı ve teslim oldu ama hemen ağlamaya başladı. İngilizce mırıldandı. Anladığım kadarıyla “beni öldürmeyin” dedi.
Bende, kendimi onun yerine koydum, ağladım.
200 m ilerimizde Birleşmiş Milletler Barış Gücü vardı, orayı işaret etti. Bende götürdüm.
Onlar kendi aralarında İngilizce tartışmaya başladılar.
Ben onları anlamada zorlanınca, kendim Almanca bildiğimden “aranızda Almanca bilen var mı?”diye sordum. Birisi, “ben biliyorum” dedi ve “bunu neden öldürmediniz?”diye sordu.
Ben de Almanca olarak; “Biz Türk askeriyiz. Buraya öldürmek için değil, barışa geldik”diye cevap verdim.
Daha sonra kendi aralarında İngilizce konuşurlarken, gülümsedim. Almanca bilen kişi; “merak etmeyin sizi barbar olarak biliyorduk.”dedi.
Bende; “barbar olan biz değiliz” dedim.
Onlarda tekrar; “Öyleyse sizin işiniz ne burada?”diye sordular.
Ben de tekrardan; “asıl sizin işiniz ne?”diye sordum.
Onlar; “Biz barış gücüyüz”deyince ben de; “Bizde, barışı sağlamak, hür yaşatmak için buradayız”deyince hep beraber gülerek, rum esirini teslim ettim.
Rum esiri, ağladı ve anlımdan öperek, teşekkür etti.
Askerler de, siz hep böyle misiniz? Diye sordular. Bende “evet” deyince, onlar teşekkür ettiler.
İki gün sonra tekrar aynı köye vardık. Rum esiri hala oradaydı, davet ettiler.
Kabul ettim, biraz sohbet ettikten sonra tekrar ayrılırken, “Rum esirime iyi bakın” deyince gülüştüler.”
Bir gazi olarak 30 Ağustos Zaferini kazanmamızı sağlayan kadın, erkek, genç, yaşlı tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız, Ülkemize ve siz ilca halkına kutlu olsun”dedi.

DİĞER HABERLER
FACİANIN EŞİĞİNDEN DÖNÜLDÜ Tıra çarparak karşı şeride geçen tır, apartman duvarına çarparak durabildi
Üniversite öğrencileri, Gençlik ve Spor Bakanlığını ziyaret etti
Üniversiteli gençlere, “NarkoGençlik” semineri verildi