Koçhisar’da bulunduğum sonraki dönemde kıymetli komşum Ali Rıza Yıldız ile güzel hatıralarımız olduğu gibi çocukluğumun geçtiği Kale Mahallesinde de çok iyi komşuluğumuz oldu.
Herkesin hatırını sayar ve sever bir kişiliğe sahip olan rahmetli Ali Rıza Ağabeyin, evinin bereket vesilesi olan annesine hürmet ve sevgisi de imrendiğimiz vasıflarıydı. Fadime Teyzenin adını fazla telaffuz etmeyip, elleri titrediği için çocukça “Titrek Teyze” der, idik.
Titrek Teyzenin; on bir yıl gibi uzun süren askerliğinin ardından, kendisinin değil, ölüm haberinin geldiği kocası, yani Ali Rıza Ağabeyin babası hakkında, bizim bilgimiz yok.
Türkan Ablamız, tıpkı kocası Ali Rıza Ağabey gibi mahallenin dert ablası idi. İyi ve kötü günlerde komşularına yardımcı olur. Güzel olan bir iyiliğini de ifade edeyim bu ara, çok az gelin var ki Türkan Abla gibi, kayınvalidesi Titrek Teyzeye, kendi annesi gibi baksın.
Büyük oğlu İbrahim, ortancası Ramazan isimli iki oğlunun üçüncüsü olan Kemal ise hepimizin neşe kaynağı idi. Zira Kemal, konuşma engellisi olduğu için “Ahraz” diye isimlendirilir ve şakalaşırdık. Onu konuşturan, susturuncaya kadar akla karayı seçiyordu.
Ahraz ile anlaşabilen öncesinde sadece annesi ve babası idi, tıpkı “Tat kızın dilinden anası anlar.” atasözünde ifade edildiği gibi. Sonrasında ise Ahraz’ın eşi, onun dilinden anlayan oldu zira eşi de kendisi gibi konuşma engellisi idi.
Kendisini sürekli elinde çantası ile hatırlarım. Arzuhalciliği, zannederim seyyar da yapıyordu. Bir sohbetimizde Ali Rıza Ağabey, bana iki adet şiirini verdi. Biri bana hitap ediyordu, diğerini de Çengel’ in’in Şiir Köşesine verdim.
Bana hitap eden şiirinin son mısraındaki zimmet etme vasiyetini yerine getirirken son dörtlüğünün ilk mısraındaki talebini de yukarıdaki ifadelerimizle inşaallah arz etmiş olalım.
Allah eşine ve kendisine bütün ölmüşlerimizle beraber rahmet eylesin. Âmin.
***
Komşum ona, Mehmet Çetin
Arap harfi bilin, Latin
Ş. Koçhisar, senin kentin
Selam sana, selam sana
Sever, sayar dostunu
Hak yolunda postunu
Erken doldur testini
Selam sana, selam sana
İnce, uzun, zarifçedir
Hem mutaassıp herifçedir
İnsanlığı yerincedir
Selam sana, selam sana
Hakkın lütfu, senin olsun
Böyle dostlar, benim olsun
Komşularım insan görsün
Selam sana, selam sana
Gazap yoktur, iyi halleri
Başına toplar bülbülleri
Nura batmış, her yerleri
Selam sana, selam sana
Şafak vakti feryadını
Bilmez alkolün tadını
Hakir görmez her yâdını
Selam sana, selam sana
Ben nasılım? Sende söyle
Kasabayı, cümle köyle
Ali Rıza’yım irşat eyle
Himmet bana, zimmet sana
14.06.1985
Ali Rıza Yıldız
DİĞER HABERLER
AHLAKLI İNSAN MUHATABININ SÖZ HAKKININ OLMADIĞI YERDE LAF SÖYLEMEZ! İlçenin Sorunlarını Bıraktı Gazetemizi Hedef Aldı
AK PARTİ LEVENT SARIKAYA’YLA YOLA DEVAM DEDİ
Hastalıktan değil, bozuk yoldan şikayetçiler!