İstiklal Marşımızın kabulünün 104. Yıl dönümünü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı düzenlendi. Dr Sabiha Uzun MTAL öğretmen ve öğrencilerinin hazırlamış olduğu programda Hain darbe girişimi gecesinde devletin bekası için kahramanlık destanı yazan Şehit Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halis Demir ve Trabzon’un Maçka ilçesinde11 Ağustos 2017’de PKK’lı teröristlerin erzak çaldığını ihbar edip, güvenlik güçlerine yer gösterirken açılan ateşle şehit olan Eren Bülbül’ün kahramanlıklarının da anlatıldığı programda duygu dolu anlar yaşandı.
12 Mart İstiklal Marşımızın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı düzenlendi. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Nizamülmülk MTAL Şehit Sercan Bulak salonunda yapılan programa, Kaymakam Taner Tengir, Belediye Başkanı Mustafa Koçak, Tatbikat Merkezi Komutanı Tankçı Albay Uğur Bor, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen İzzet Şahin ve İlçe Emniyet Müdürü Şaban, Siyasi Parti İlçe Başkanları, Okul ve Kurum Müdürleri ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal Marşımızın okunması ile başlayan programda günün anlam ve önemini belirten konuşmayı öğretmen Tuğba Uslu Dilek yaptı. Bugün, korkma diyerek başlayan ve bizlere beş bin yıllık Türk tarihini anlatan, adına da İstiklal Marşı dediğimiz hikayemizi anlatmak ve bu milli destanın şairi Mehmet Akif Ersoy’u anmak üzere buradayız diyen Uslu Dilek; “1873 yılında istanbul’da dünyaya gelen Mehmet Akif, dönemin önemli müderrislerinden Mehmet Tahir efendinin oğludur. Parlak bir eğitim hayatı olan Akif, baytarlık mektebini birincilikle bitirmiş fakat asıl mesleği olan baytarlıktan çok şairliği ile tanınmıştır. 1920 yılında burdur milletvekili seçilen Akif, 1929-1936 yılları arasında Mısır’da bir üniversitede hocalık yapmıştır. 1921 yılında milli mücadelenin ruhunu yansıtacak bir marş yazılması fikri ortaya çıktı” dedi.
Yarışmaya katılan eser sayısı 724’e ulaştı, ama bunca eser arasında hiç biri yaşanan ruhu mısralara dökemediğine dikkat çeken öğretmen Tuğba Uslu Dilek; “Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah bey, bu şiiri ancak Çanakkale şehitlerinin Safahat’ın şairi Mehmet Akif’in yazacağını biliyordu. Hamdullah bey meclisten ünlü şaire teklif götürmek için izin aldı ve Akif’in kapısını çaldı. Mebusluğu süresince bir konuşma dışında sessiz kalmış Akif, yarışmayı kazanana 500 lira ödül verileceği için yarışmaya katılmak istemiyordu ona göre böyle bir hizmete maddi bedel asla karıştırılmamalıydı. Hasan Basri Çantay, ödülü hayır kurumuna vermesini teklif ederek sorunu çözdü. Gerisi artık Mehmet Akif’in kalbi, vicdanı ve kalemine kalmıştı. Şiirin teslim edilmesi için sadece iki gün vardı. Cephelerden gelen haberlerin iç kararttığı o günlerde, muhtemelen ilk mısra çaktı beyninde Akif’in “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak!” Mehmet Akif, milli mücadele döneminde yazdığı şiirlerle ve yurdun dört bir yanında yaptığı konuşmalarla, orduya moral, milletimize cesaret aşılamıştı. Akif, okunuşundaki bütün rahatlığa rağmen zor yazan bir şairdi kalmakta olduğu Tacettin dergahındaki evde, sadece bu marşa odaklandı. Bu şiirde; Savaş, medeniyet, maneviyat, gelecek, inanç, özgürlük, cesaret, kahramanlık ve umut yer almalıydı ona göre. Büyük bir kompozisyon içinde hepsi yerli yerine oturmalıydı. Ve bütün bunlar; söyleyenin, dinleyenin ve okuyanın içine işlemeliydi. Sonunda 41 mısralık şiirini bitirmişti. Hamdullah beye teslim ettiği marşın ilk iki kıtasında bayrağa sesleniyordu. Arkasında daima özgür yaşamış bu uğurda nice şehitler vermiş, ama hürriyetini asla vermemiş, bu büyük milleti ve inançlarını övüyordu. Çok yüksek bir sesle bazen bayrağı bazen meçhul bir arkadaşa seslendi şiirinde. Marş sadece kurtuluş savaşının o gününe değil, gelecekteki bütün hayatımıza ait cümleler kuruyordu. Çanakkale şehitlerine şiiriyle bir devletin son günlerini o yazmış, şimdide yeni Türk devletinin milli mutabakat metnini yine o yazıyordu. Ömründe ilk defa saadete, gerçekleşmesinden önce inandı. Mithat Cemalin tanımıyla İstiklal Marşı, artık şairini de aşmıştı. Marşın ithafı kahraman Türk ordusunaydı. Meclisin 12 Marttaki oturumunda, finale kalan 7 şiir vardı. Diğer altısı hiç okunmadan Akif’in yazdığı marş, alkışlar arasında okundu ve kabul edildi” dedi.
Uslu Dilek konuşmasına şöyle devam etti. “İşte o günden beri çocuk yaşta, al bayrağın gölgesinde, büyük gururla ve tarifsiz duygularla okumaya başladığımız bu marş, her okuduğumuzda bizlere, milletimize ait ve gerçeğin ta kendisi olan bir kahramanlık hikayesi anlatmaktadır. Bu hikaye Asya’nın bozkırlarında başlayıp, bugün hala devam eden ve sonsuza kadar devam edecek emsalsiz bir hikayedir. Hepinizi saygıyla selamlarken sözlerimi Mehmet Akif’in şu temennisiyle tamamlıyorum: “Allah bu millete, bir daha istiklal marşı yazdırmasın”
Program daha sonra Dr. Sabiha Uzun MTAL öğretmen ve öğrencilerinin hazırlamış olduğu “Hakk’ın sesi, halkın sesi Mehmet Akif “adlı gösterilerin sunumu ile devam etti. Öğrenciler tarafından hazırlanan gösterilerde Hain darbe girişimi gecesinde devletin bekası için kahramanlık destanı yazan Şehit Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halis Demir ve Trabzon’un Maçka ilçesinde11 Ağustos 2017’de PKK’lı teröristlerin erzak çaldığını ihbar edip, güvenlik güçlerine yer gösterirken açılan ateşle şehit olan Eren Bülbül’ün kahramanlıkları ve Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’ne 1993 yılında atandıktan 25 gün sonra babası Hasan Alten ile birlikte, PKK’lı teröristlerce şehit edilen öğretmen Neşe Alten ölümü anlatıldı. Sunumlar katılımcılar tarafından beğeni ile izlenirken, istiklal marşını güzel okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilerden Gülsem Sultan Özbek ve Elif Candan İstiklal marşımızı okudu. Duygu dolu okuyuşları sonrası katılımcılar uzunca süre öğrencilerimizi alkışladı.
Program ödül töreni ile sona erdi.
DİĞER HABERLER
İki körün hikayesi ve havlayan köpekler!
HİÇBİR HEMŞERİM KENDİNİ YALNIZ HİSSETMESİN DERKEN! “Makamına alınmayan yaşlı amcamız yalnız, oy karşılığında iş sözü verilen gençler üzgün”
Büyükbaş yüklü tır devrildi birçok hayvan telef oldu