Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Çaresizlik ne zormuş. İnsanın elinde bir şey gelmemesi, sevdiğinin gözünü önünde her gün yudum yudum eriğine tanıklık edip, canını verircesine sevmesine rağmen, gücünün gözyaşlarına yetmesi… Bugün tam 23 gün oldu. Yürek sızım, koca çınarım, başımın tacı, varlık sebebim, karlı dağım, yoldaşım, sırdaşım, yaşam kaynağım, umudum, beklentim, hayalim, her duamda ömrüne ömür katmak istediğim, dünyadaki veli nimetim, babammm 23 gündür Bilkent Şehir hastenesinde yoğun bakımda. 23 gündür uzaktayız. 13 Şubat salı günü başlayan rahatsızlığı, ambulansla Ankara sevki ile devam etti. Kırmızı oda, yoğun bakım derken, arkasına entübe eklendi. Her ne kadar yarı uyku halinde entübe olsa da solunum rahatsızlığı devam ediyor. İllet makine destekli alınan soluk, acı da olsa tekrar veriliyor. Her iki güne bir görsem, beni tanımasa Babammm, ben geldim dediğimde sadece omuzunu çekse de özlemim sona ermiyor.

Zormuş… Hem de çok zor. Nasıl zor olmasın ki. Yıllarca aynı evi paylaşıp, evliliğimle başlayan ayrılığım, sabah akşam yoklamalarım, hafta sonumu orada geçirmemle devam etti. Evimden çok asıl evim orasıydı. Çünkü onlarsız hayat bana anlamsız gelirdi. Her sabah oraya uğrar, onlar uyurken, nefesini dinler, sobalarını yakarım. Sese uyanır, sobayı yakarken bakar, hatta çırayı koyma şeklime bile müdahil olup şöyle yak derdi. Yaşında verdiği korku ile kendimizce bir şifre bulmuştuk. Ona belli etmesem de her an beni bırakıp gidecek korkusu yaşardım. Arabayla onların sokağa döndüğümde gözüm hep perde de olurdu. Hatta ona sabah namazına kalktığında perdeyi açmasını söyledim. Çünkü o sokağa girdiğimde evin penceresini gördüğümde perde açıksa, “ çok şükür bugünde hayatta der, kapıyı daha bir sevinçle açardım. Bazen uyanamaz, perde kapalı olduğunda kapıyı korka korka açar, “ ya Rab! Ne olur beni onlarsız bırakma!” der, kapıyı açarken göz yaşlarıma hakim olamazdım. Yatağında olduğunu görünce “ Paşam bu gün uyanamamışsın” dediğimde anamın ona çayı demli verdiğini ve gece uyuyamadığını söylerdi.

23 gündür, perdem kapalı. Dünyalar başıma yıkılıyor. Gidebilmek için can attığım ev bana şimdilerde zindan oluyor. Her tarafta babam var, her yönüm babam dolu, her bir yapıda elinin izi var. Zor hem de çok zor. Sofradaki yeri boş, sabahları hayırlı işler oğlum diye uğurlayanım yok, en kötüsü elimden bir şey gelmiyor. Halbuki ne çok isterim, onunla yerlerimizi değiştirmeyi. Ama olmuyor, çaresizim, güçsüzüm, omuzların düşük, aklım onda. Her an gelecek bir telefonu bekliyorum. Doktorun babanız uyandı, entübe bitti, her şey iyiye gidiyor” demesini.

Sizlerde ricam dualarınıza ihtiyacım var. Allah rızası için dua edin. Bu vesile ile iki haftadır köşe yazısı yazamıyorum. Aklım O’nda. Bir an önce sağlığına kavuşması için duadan başka çarem de yolumda yok. Dedim ya her iki güne bir 20 dakikada olsa, yanına gidiyor, saçını, sakalını sevip doyamasam da 20 dakikada olsa görebiliyorum. Rabbimden tek dileğim, beni onsuz bırakmasın. Onu acısını bana göstermesin, ömrümden alıp ömrüne katsın.

Rabbim babamla birlikte tüm hastalarımıza şafi ismi adına şifa versin. Gönlümüzden geçeni bizlere nasip etsin, her şeyin gönlünüzce olması dilek temennisi selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat