Hemşehrimiz Prof.Dr. Hasan Baydar’ın yazdığı “Bozkırın Kavruk Yüzlü Çocukları” adlı kitap, basılarak okurları ile buluştu. Baydar, kitabı ile ilgili olarak; “Kitapta; Ben Anadolu’yum, diyen herkesin kendisine dair bir şeyler bulabileceği gerçek yaşam öykülerini okuyacaksınız. İnanıyorum ki bu kitabı okuduktan sonra hatırlamakta zorlandığınız tarihî köklerinizi gün ışığına çıkartmak üzere kendinizi bozkırlarda seyahat ederken bulacaksınız.” dedi.
Isparta uygulamalı Bilimler Üniversitesinde öğretim üyesi olan hemşehrimiz Prof.Dr. Hasan Baydar’ın kaleme alarak yazdığı “Bozkırın Kavruk Yüzlü Çocukları” adlı kitap, bu ay “EY Yayınları” tarafından basılarak okurları ile buluştu.
Kitapta geçen olaylar ve hikayeler, Hasan Baydar’ın doğup büyüdüğü Acıkuyu Köyünden esinlenerek kaleme alınmış. Bu yönüyle eser, Şereflikoçhisar’ın sosyo-kültürel zenginliğinin tanıtılmasında oldukça önemli katkı sunuyor.
Baydar’ın kitap ile ilgili şunları söyledi; “Ben bir bozkır çocuğuyum. Anadolu’nun en kurak havzası olan Tuz Gölü’nün hemen yanı başında, Şereflikoçhisar ilçesinin Acıkuyu köyünde toprak damlı, kerpiç duvarlı ve kireç badanalı bir köy evinde doğdum. Sekiz yaşıma kadar tatlı su nedir, bilmedim. Köyümüze adını veren kuyuların acı sularını içerek büyüdüm. Tarlalarında mayıs rüzgârlarına karşı dalgalanan ekinleri, gökyüzünde çığlıklar atarak uçuşan kırlangıç kuşlarını seyretmekti en büyük mutluluğum. Gölgesinde uyuyabileceğim, gövdesine tırmanabileceğim ve meyvelerini toplayabileceğim bir ağacımızın olmasıydı en büyük hayalim. Evet, kavruk yüzlü, bağrı yanık bozkır çocuklarının hasretidir, yeşil.
Bu kitapta, Anadolu’da bozkır kültürünü yaşatan bozkırın yüzü kavruk, bağrı yanık ve eli nasırlı çocukların yani bizlerin hikâyeleri anlatılmaktadır. “Ben Anadolu’yum”, diyen herkesin kendisine dair bir şeyler bulabileceği gerçek yaşam öykülerini okuyacaksınız. İnanıyorum ki bu kitabı okuduktan sonra hatırlamakta zorlandığınız tarihî köklerinizi gün ışığına çıkartmak üzere kendinizi bozkırlarda seyahat ederken bulacak; Mevlana’nın, “Biz bu topraklara sevgiden başka tohum ekmeyiz.” dediği Anadolu bozkırlarında beyaz zambaklar açtırmaya çalışacaksınız. Nasıl ki kökü kuruyan bir ağaç, zamanla çürüyerek toprağa karışırsa, kökünü unutan bir insan da zamanla unutulup gider. Özün sözü, nereden geldiğinizi unutursanız, nereye gideceğinizi bilemezsiniz.”
DİĞER HABERLER
TAPUDA RÜŞVET OPERASYONU 3 GÖZALTI
HUZUREVİ İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI
KIŞ AYI GELDİ PAZAR ESNAFININ ÇİLESİ BAŞLADI