Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Hoş Geldin de, Hoş Bulduracak mıyız?

Hoş geldin ey vahyin nazil olduğu mübarek Kur’an ayı… Hoş geldin ey bir ömre bedel bir geceye ev sahibi olan gufran ayı… Hoş geldin ey rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluşa vesile olan sınırsız ihsan ayı… Hoş geldin ey günahların hazan mevsimi, sevapların harman ayı… Hoş geldin ey gönülleri nura doyuran, yüreklere “Gül” kokuları duyuran Ramazan ayı… Hoş geldin ey on bir ayın sultanı… Hoş geldin ey orucun farz kılındığı, yılın en kutlu zamanı… Hoş geldin ey ayların en faziletli olanı… Hoş geldin ey huşu, hayır ve bereket ummanı… Hoş geldin ey; canımızı Hakk’ın yoluna koymaya, kalbimizde O’nun aşkını duymaya, her anımızda İlahi Mesajın emir ve yasaklarına uymaya vesile olan Üç Ayların hakanı… Hoş geldin, dayanışma, paylaşma, günahlardan uzak durup, kardeşlik duygularının arttığı, tokun açı, açın ise bolluk ve bereketle buluştuğu ay…
Hoş geldin gelmesine ama hoş bulduracak mıyız! o muamma. Bir sene sonra tekrar bizleri Ramazan-ı Şerife kavuşturan rabbime sonsuz şükürler olsun. Bu bir senelik zaman diliminde nice canlarımızı toprağa verip, geçtiğimiz yıl soframızda olan en yakınlarımızdan istanbul escorts ayrıldık. Rabbim bu bir senelik zaman diliminde aramızdan ayrılan merhum ve merhumelerimizin taksiratlarının affeylesin, onlara cennet bahçelerinden bir bahçe nasip eylesin.
Ve Ramazan-ı Şerif. Dedim ya hoş geldi ama biz hoş karşılayacak mıyız burası muamma. Neden muamma?. Kimse kusura bakmasın ama bizler bazı şeylerin kıymetini bilmiyoruz. Her geçen gün bazı değerlerimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Birkaç kişi bir araya geldiğimizde hep “Nerede o eskiler” diye sitem edip, hep eskileri yaad etmek zorunda kalıyoruz. Hep anlatırız ya “eski Ramazanlar bam başkaydı. Sahura kalktığımızda hemen karşı komşumuzun ışığına bakar, şayet lambası yanmıyor ise, gider o kişiyi sahura kaldırır, günün iftarında ise yapmış olduğumuz yemeklerden tabaklarla o kişilere ikram ederdik. Paylaşma duygusu, kardeşlik duygusu hat safhada idi. Maalesef bazı değerlerimizde asimile olduk. Eskiden bazı kimseler çeşitli nedenlerden dolayı oruç tutmasa dahi ulu orta yiyip içmezdi. Hatta aynı evde yaşanılmasına rağmen hane halkı dahi kimin oruçlu olup, kimin oruçlu olmadığının farkına varmazdı. Peki şimdi öyle mi? Maalesef. Bakın bu gün Ramazan-ı Şerifin ilk günü. Şöyle etrafınıza bakın. Diğer günden farkı var mı? Kahvehanelerimiz açık, lokantalarımız normal işini yapıyor, kimisi eline su şişesi almış su içiyor, kimisi sigarasını tüttürüyor. Hatta öyle bir hale geldik ki, oruç tutanların utandığı konumdayız.
Çok iyi hatırlıyorum. Daha ilkokul yıllarım. Akşamdan annemi tembihlerdim, “beni de sahura kaldır!” Düşünsenize gecenin bir yarısı yemek yiyoruz. Çocuk aklı işte değişik gelirdi. Sabahında oruç tutardık. Ama benim orucum başka idi. Tekne orucu derdik. Öğleye kadar tut, öğleyin canının istediği ye. Hatta o günlerde çocukları oruca teşvik etmek için, oruç satın alma olayı vardı. Çocuklar akşama kadar oruç tutar aileden birisi gelir, “orucunu bana sattın mı? Aldın kabul ettin mi?” der, karşılığında üç-beş kuruş para verir, bizi oruç tutmaya teşvik ederlerdi.
Ya şimdi. Hepimizin çoluk-çocuğu var. Ama öyle kıymetliler, öyle kıymetliler ki, bırak sahura kaldırmayı, kalkmış olduğumuz sahurda çocuklarımız rahatsız olmasın diye, ses çıkarmayıp, lambaları en az şekilde açıyoruz. Oruçta ne imiş, sahura çocuk kalkar mıymış, yaşları daha küçükmüş…. Ve sonuç, orucu bilmeyen, saygıdan bi haber, ulu orta yiyip içen nesille karşı karşıya kaldık.
Aslında çocuklara ne diyelim ki? Hastalar ve oruç tutmaktan muaf kişileri tenzih ederek söylüyorum, koca koca adamlar oruç tutmuyor. Sorsa bin bir türlü hastalığı var. Kimisi şekerim var deyip geçiştirirken, kimisi ise dayanamıyorum” diyor. Dayanamıyor! Neye açlığa, neye sigaraya, neye suya… Dayanma bakalım.
Her sene Ramazan-ı Şerifte oruç tutmayanların oruç tutanlara daha saygılı olmasını tavsiye eder, gözlerinin içine baka baka yenilip içilmesinin yanlış olduğunu söylerdim. Bu sene ise acizane oruç tutanlara seslenmek istiyorum. Aman ha, oruç tutmayanlara saygılı olun, her ne kadar gözünüzün içine baka baka yiyip içseler de seslenmeyin. Şayet size bir şey derlerse “ ben oruçluyum” deyip geçiştirin.
Tüm bu yaşanılmışlar ve yaşanılacaklarla dolu bir Ramazan-ı Şerife daha kavuştuk. Hoş geldin Ya Şehri Ramazan, inşallah bizden yana hoş bulacaksın….
Her şeyin gönlünüzce olması dilek temennisi selam ve dua ile…

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat