Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

ŞİFA AYI RAMAZAN

Ramazan; nuru ile Hira’yı, rahmeti ile âlemi, şifası ile gönülleri, ayetleri ile zihinleri aydınlatan ve varoluşunun anlamını unutan insanlığı, bilgi, hikmet ve iffete davet eden yüce kitabımızın nazil olduğu müstesna bir aydır. Peygamberimizin mübarek ve bereketli bir ay olarak tavsif ettiği ramazan, çoraklaşmış yüreklere ab-ı hayattır. Bu ayda “cennet kapılarının açıldığını, cehennem kapılarının kapatıldığını ve şeytanların zincire vurulduğunu” bildiren Peygamber Efendimiz; “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” buyurmak suretiyle ramazanın ve orucun manen dirilten, arındıran ve dönüştüren gücüne vurgu yapmıştır.
Sahuru ile seherlerimizi ihya ettiğimiz, orucu ile ruhlarımızı olgunlaştırdığımız ve teravihi ile gönüllerimizi dinlendirdiğimiz ramazan, iftarlarımızla fıtratımıza, sadakalarımızla kardeşlerimize, mukabelelerimizle kitabımıza, itikâfımızla kendimize yaklaştığımız bir vahdet ayıdır. Ramazan, bireysel anlamda arınma ve yenilenme bilincimizi, sosyal boyutta ise yardımlaşma ve dayanışma duyarlılığımızı gözden geçirdiğimiz bir muhasebe mevsimidir. Nitekim Rabbimiz, “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183.) buyurarak orucun, bizlere sorumluluklarımızı hatırlatan ve bizi takvaya eriştiren bir ibadet olduğuna dikkatimizi çekmektedir. Bu bağlamda yüce bir ahlakı ifade eden takva, müminler için “salih amel bilincine” ve “hesap verme şuuruna” sahip olmayı ifade etmektedir. Kur’an’ın ifadesiyle takva, dünyadan ahirete uzanan yolculukta “akıl sahiplerinin en hayırlı azığıdır.” (Bakara, 2/197.) Oruç ibadetinin özünden bir parça olan takva, her boyutuyla dünyevi ve uhrevi hayatı kuşatan bir hak bilinci ve bu bilincin davranışa dönüşmüş hâlidir. Zira dünyada kâmil insan olmanın ve erdemli bir toplum inşa etmenin, ukbada ise cehennemden kurtulmanın ve ebedi huzura ulaşmanın ön şartı bu bilinci kuşanmaktır.
Ramazan, tevhidin kadim ibadetlerinden biri olan oruç ibadetiyle arzu ve ihtiraslarımızı teskin ve ruhumuzu terbiye ettiğimiz, bereketli bir şifa mevsimidir. Oruç, bir şifa vasıtasıdır. Nitekim “Oruç tutun, sıhhat bulun.” buyrularak orucun bu yönüne işaret edilmiştir. Ayrıca Peygamber Efendimiz, bir taraftan “Oruç, sabrın yarısıdır.” hadis-i şerifiyle orucun arzularımıza karşı bir irade eğitimi olduğuna ve nefsimizin dünyevi isteklerine karşı koyma hususunda mukavemet sağladığına işaret etmiştir. Diğer taraftan “Her şeyin bir zekâtı vardır; bedenin zekâtı da oruçtur.” hadis-i şerifiyle de orucun bedenimiz için bir arınma vesilesi olduğunu belirtmiştir. Zira nasıl ki zekât, malın temizlenmesini, bereketlenmesini ve korunmasını sağlıyorsa aynı şekilde oruç da bedenin hastalıklardan arınmasına, sıhhate ve selamete erişmesine bir vesiledir. Bugün, orucun sindirim sistemi üzerindeki olumlu ve hatta iyileştirici etkisiyle beden ve ruh sağlığı bakımından insana sağladığı faydalar, hekimlerimizce müsellem bir hakikattir.
Sahurla berekete, oruçla sıhhate, Kur’an’la şifaya, teravihle huzura, zekâtla kardeşlerimize, itikâfla özümüze eriştiğimiz bir Ramazan ayına daha kavuştuk elhamdülillah.
Ramazan, sabır ve irademizle bizi takvaya eriştiren oruç ayıdır. Oruç, Rabbimizin bize bağışladığı kutlu bir nimet ve emanettir. Her yıl bize gelen bir medeniyet, bir diriliş mucizesidir. Vücudumuz, duygularımız, beynimiz ve kalbimiz oruçla yenilenir. Bedenimiz oruçla sıhhat bulur. Kişiliğimiz oruçla mayalanır. Nefsimiz oruçla terbiye olur. Ruhumuz oruçla temizlenir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurur: “Kim inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”
Ramazan, varlık âlemine eşsiz bir ufuk sunan Kur’an-ı Kerim’in indirildiği ve en çok okunduğu aydır. O Kur’an ki hayat ışığımız, gören gözümüz, çalışan kalbimizdir. Kur’an insana şifa, toplumlara şifa, medeniyetlere şifadır. O halde, Kur’an’la şifa bulalım. Yuvalarımızı ve gönüllerimizi Kur’an’la buluşturalım. Rabbimizin kelamını özenle okumaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. Mukabelelerimizle Peygamberimizin sünnetini ihya edelim. İhya edelim ki Kur’an ruhumuza işlesin, Kur’an’ın aydınlığı yüzümüzü kaplasın.
Ramazan, dinimizin direği olan namazla huzur bulduğumuz aydır. Öyleyse zikrimizi, şükrümüzü, tefekkürümüzü, dua ve niyazımızı namazla artıralım. Her türlü kötülükten, hayâsızlık ve fenalıktan namazla korunalım. Yorulan ruhlarımızı, teravihle sükûnete erdirelim.
Ramazan, yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Geliniz, infak ve sadakamızla, hayır ve hasenatımızla malımızı bereketlendirelim. Zekât ve fitremizle kardeşlerimizin derdine derman olalım. Hüzünlerini dindirip sevinçlerini çoğaltalım.
Yüce Rabbim hepimize Kur’an’la, oruçla ve namazla dirilmeyi nasip eylesin. Yazımızı Cenâb-ı Hakkın şu emriyle bitiriyorum: “Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.”

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat