İç çatışma mı yaşanıyor?

Çoğu zaman yazılarımda ilçe siyasetinin durağanlığında bahsediyor, adeta ilçe siyasetinin üzerine ölü toprağı serildiğinden dem vuruyorum. Birçok kişi bu yazılarımı yanlış yorumlayıp, adeta öküz altında buzağı arasa, sanki siyasi parti temsilcileri arasında kavga-dövüş çıkartmaya çalıştığımı düşünecek kadar beynini kullanmak istemese, aslında amacımın yapılacak olan doğru eleştiriler ile varsa yanlış uygulamaların önüne geçileceğine inandığım gerçeği olsa da bazı aklıselimler bu gerçeği görmek istemiyorlar. Sonuç ne derseniz maalesef son yıllarda ilçemiz siyasetinde her hangi bir kıpırdanma yok. Zaman zaman mevki ve makamlara ilçemiz dışından yapılacak olan hamlelerle hareketlilik yaşansa da kayda değer bir şey söz konusu olmuyor.
İlçemiz Siyasetinde söz sahibi olan İlçe Başkanları sessizliğini korurken, ilçemizde son günlerde siyaset dünyasında iç çekişmelerin yaşandığına şahit olmaya başladım. Aynı partiden olmasına rağmen bazı kişiler, dava arkadaşlarının kuyusunu kazmaya, yoldaşının hakkında kötü yorumlar yapmaya, elinden gelse o kişinin o makamdan ya da koltuktan kalkıp bir başka birisinin gelmesini istiyor. Her e kadar bu yönde resmi bir adım atılmasa da her hangi bir toplantı ya da etkinlikte bu gerginlik gün yüzüne çıkıyor.
Millet ittifakında ise durum biraz daha farklı gibi. ABB’nin Ak Parti tarafında kaybedilmesi sonrası yaşanılan bazı olaylar sonrası ilçemize atanması düşünülen ancak tam istenildiği gibi olmayan “İlçe Temsilcisi, Sorumlusu” konusu hala sıkıntılı bir süreçte devam ediyor. Bunun yanı sıra yine gerek ABB Başkanı Melih Gökçek ve Mustafa Tuna zamanında kadrolarda yer alan bazı kişilerin seçim sonrası ayı yerinde kalmasını sıkıntıları son günlerde ayyuka çıkmaya başladı. Sanırım son günlerde e büyük sıkıntı Ankara Büyükşehir Belediyesi İlçemiz Fen İşleri Müdürlüğünden yaşanıyor. Uzunca bir süredir Fen İşleri Müdürlüğü yapan Kazım Müdürle ilçemiz Milet İttifakı yetkililerinin aralarında soğuk rüzgarların estiği bilgisine ulaştım. Yapmış olduğum küçük çaplı araştırma sonrası, hatta bazı kişilerin fe İşleri Müdürünün ilçemizden gitmesi için bazı girişimlerde bulunduğunu öğrendim.
Yani benim siyasi parti ilçe Başkanlarının arasında yaşanmasını istediğim ortam bir yerde ani rüzgarla iç çatışmaya dönmeye başladı. Peki yaklaşık 3,5 yıldır her hangi bir sorun yaşanmayan, hatta iki partinin ortak olarak yürütmeye çalıştığı konularda neler yaşandı da bir anda iş buralara geldi. Hatta dahası Fen İşleri Müdürünü görevden dahi alınması konusu niçin gündeme geldi, merak etmiyor değilim. Halbu ki, mevcut Fen işleri Müdürü, Ak Parti zamanında göreve gelmişken ve bunu Milet ittifakı ilçemiz yetkilileri ile ABB yetkilileri biliyorken, 3,5 sene aynı kişi görev yapmasına rağmen her hangi bir sıkıntı yokken, bu kişiler arasında neler yaşandı, olay tabiri caizse “kelle alma” olayına döndü? Bakalım bunu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Merak ettiğim konu Fen İşleri Müdürünün ilçemizden gidip gitmeyeceği. Şayet gider ise yerine (CHP- İYİ Parti) hangi partiden kimin geleceği? Çok değil birkaç haftaya bu sorununda yanıtını bulmuş oluruz.
Gelelim ilçemizde yaşanılan ve iki kişinin hayatını kaybettiği talihsiz olaya. Zaman zaman hepimiz kendimizi sorguluyor, yaşanmış olaylar sonrası dış dünyaya şirin görünmek adına sosyal medyalarda paylaşımlar yapsak ta yazmış olduğumuzla yaşamış olduğumuz bir birini tutmuyor. Hepimizin geçmişe karşı bir özlemi var. Eskiden diye başlayan sözler, bayramlardan, komşulardan, esnaflıktan, dostluktan vs vs dem vuruyoruz. Ve keşkelerimiz ardı ardına ekleniyor. Ama kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün kusura bakmayın ama yozlaşıyoruz. Birey olarak, aile olarak, akraba olarak, toplum olarak… Hemen alt katımızda ya da üst katımızda olan kişiden bi haberiz. Ölmüş mü, kalmış mı? Umurumuzda değil. Acizane bu son yaşanılan olay bizlere ders olsun. Feryat edip, sosyal medyada donkişotluk yapmak yerine alt ve-üst katımızda bulunan kişi ya da kişileri göz ucuyla da olsa kontrol edelim. Kapılarını çalıp; “ komşu öldün mü, yaşıyor musun?” da diyelim demiyorum ama; en azında göz ucuyla da olsa kontrol edelim. Kontrol edelim ki, yarın bir gün bizimde cesedimiz kokunca haberleri olmasın…
Her şeyin gönlünüzde olması, dilek ve temennisi selam ve dua ile…