Son yıllarda günümüzde moda olmaya başladı. Her kim gündemde kalmak, adından söz ettirmek istese, ya dine, ya da dini Eğitim veren okullara ve okullardan mezun olanlara saldırmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde sözde okumuş, Üniversitede öğretim Üyesi olmuş, bunağın yaptığı gibi. Çıkmış olduğu canlı yayında saz arkadaşları ile birlikte sırf gündemde kalmak, sırf adından söz ettirmek üzere tabiri caizse şeytanın enikliğini yaptı.
Çıkmış olduğu Televizyon programında imam hatip mezunlarını ahlaksızlık, sapıklık ve sahtekarlıkla suçladı. Bende bir İmam hatip Lisesi mezunu olduğum için bu bunak ve bu bunak gibi düşünenlere birkaç kelam laf etmek isterim. Ancak biraz eskilere gitmek istiyorum. 1991 yılında Şereflikoçhisar İmam Hatip Lisesine başladım. Allah razı olsun babam ben ve diğer kardeşlerimin hepsini İmam Hatip Lisesine gönderdi. 1996 senesinde son sınıfta iken gerek bazı derslerimizin uygulaması, tatbikatı gerekse kendimiz istediğimiz için camilerde Ezan okuma ile başlayan süreç, Vaazı nasihatlar, Cuma hutbeleri, vakit namazları kıldırmayla devam etti. Hatta o zaman ailesinden vefat eden kişiler sırf cenazelerinde Kur’an-ı Kerim okutmak için okulumuza gelir, arkadaşlarımızı çağırır, evlerinde Kuran okumamızı isterdi. Hocalarımız uygun görürse gönderir yoksa göndermezdi. Ne zaman yemek olayı olsa, ne zaman yemek yense Camızla hocanın hikayesi anlatılır, yarı şaka yarı ciddi “ hocaların boğazında Y harfi yazar, yeyin yeyin” derler bizde bu laf üzerine yemekten yavaşça çekilirdik. O gün bugün cenaze yemeklerini yemekten kaçmışımdır.
Gerek lise son sınıf gerekse okul sonrası hepimizin hayali olan Üniversite için sınava girer, diğer okulda ( Meslek Lisesi hariç) okuyan arkadaşların yapmış olduğu net sayısı kadar net yapar, ama sırf İmam hatipli olduğumuz için O’nların puanı 0,6 ile çarpılırken bizim puanımız 0.3-4’le çarpılırdı. Bu şu demekti, 60 net yapan lise öğrencisi istediği bölümü kazanırken sırf biz İmam Hatip Lisesi mezunu olduğumuz için istediğimiz Üniversiteyi kazanamazdık.
Bu süreç başörtüsü ile sınava girmemeye kadar devam etti. Bu nedenle birçok kardeşimiz sırf inancı gereği başörtüsünü açmadığı için sınava giremez, girenlerde kendilerince çözüm yolu ( peruk vs takarak) bularak sınava girerlerdi. Sınava girip kazanan kişiler bu kez sınıflara başörtüsü ile giremez, üniversitelerin girişlerine yapılan kapalı kabinlerde başörtüsünü çıkarıp, peruk vs takarak üniversiteye girerlerdi. Vatani görevini yapan delikanlılarımızın ise gerek yemin törenleri gerekse vatani görevini yaparken gelen ziyaretçileri sırf başörtülü olduğu için törene alınmazlardı. Okullarda yapılan törenlerde sırf başörtülü diye azar işiten, belgesi verilmeyen çocuklarımızı hep birlikte televizyonlarda izlerdik.
Yani bu hınç, bu kin yıllar öncesinden devam eden, İktidarın değişmesi, yapılan düzenlemelerle yerini ayrımcılığın almadığı Eğitim sistemine geçildi. Şimdi çok şükür Ne başörtüsü sorunu ne de katsayı farkı kaldı.
Bitti mi? Tabiiki hayır! işte dün olduğu gibi bugünde sözde okumuşlar, sözde mürekkep yalamış bunaklar yıllarca içlerinde hapsetmiş oldukları din ve İmam Hatip düşmanlıklarını, hem de milyonların önünde konuşacak kadar cahilleştiler.
Ülkemizde her şey kayıt altında. Kim ne suç işlemiş, kim ne yapmış, her şey 3-5 dakikalık çalışmalar sonrası gün yüzüne çıkarken, sözde Öğretim Üyesi olan bunak nezdinde bu ve bunun gibi İmam Hatip Lisesi ve bu okullardan mezun olmuş kişilere tahkir edici ifadeler kullanarak, ahlaksızlık, sapıklık ve sahtekarlıkla suçlayan kişilere sormak istiyorum, günümüzde işlenen suçların, yapılan sapıklıkların ya da sahtekarlıkların kaç kaçını İmam Hatip Lisesi mezunları yapmıştır? Kör oğlu misali, “desinler”… mantığı hala devam etmektedir.
Ama ne acıdır ki, bu ve bunun gibi bunaklar, dini bir konuda yana yana İmam Hatipli arayıp, ölen yakınına üç-beş satır ayet okumasını isterler. Dün olduğu gibi bugünde inancı gereği yaşantısını şekillendiren, Kuran ve sünnet yolundan ayrılmak istemeyen kişiler için hadsizce açıklama yapanlar, eş cinsellerin evliliğine sağır ve dilsiz kalacak kadar körleşiyorlar.
Bu vesile ile başka bu bunak olmak üzere, bu ve bunun gibi düşünen beyinsizlere açık ve net söylüyorum, evet İmam Hatipliyim, ama sapık değilim, imam hatipliyim ama, ahlaksız değilim, evet imam hatipliyim ama sahtekar değilim.
Her şeyin gönlünüzce olması, kişileri okumuş olduğu okulları, yaşantıları, giyim kuşamları ile yargılamak yerine, sadece insanoğlu olarak bakmak dilek ve temennisi selam ve dua ile..
DİĞER HABERLER
Bizim kadar var mı ki?
Vay memleket vay! Daha neler göreceğiz?
CHP’nin yanlış politikası ve Ak Parti’ye Dönüş…