Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

6’LI MI 6+1’Lİ Mİ OLACAK?

Son birkaç gündür ülkemin, insanlarımızın, esnafımızın tüm derdi sıkıntısı bitti, hatta ve hatta deprem dahi unutularak Merak Akşener’i 6’lı masadan kalkıp, saatler sonra kimine göre yapılan görüşmeler, kimine göre yapılan pazarlıklar sonrası yeninden 6’lı masaya dönmesini konuşur oldu. Bu gelişmeler her ne kadar sık sık dile getirilip, örnekler verilse de siyasette 24 saatin ( gerçi bu olayda 72 saat sürdü ama) ne kadar önemli olduğu bir kez daha göstermiş oldu.
Yaklaşık 1 senedir devam eden 6’lı masa ittifakı birlikteliği, 3 Mart’ta, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in masadan kalkması ile devrilmişti. Bir gün sonra da zehir zemberek bir açıklama yaparak, 6’lı masayı kumar masasına benzetmişti. Akşener’in masayı terk edip gitmesi tüm ülkede soğuk duş etkisi yaratmıştı. Tüm siyasiler şaşkınken, seçmende öfke oluşmuştu. Kimisi Akşener’e kızarak istifa etmeyi dahi düşünürken, kimileri ise oy vermeyeceklerini ifade etmişti. Muhalefetin siyasi kanadında çok büyük bir kriz çıkmıştı… Masadan bir hışımla kalkan Akşener, çok sert açıklamalar yapmasına rağmen geride kalan 5 kişi ağızlarını açıp da tek kelam laf etmediler. Aday olmayı düşünen Kılıçdaroğlu ise ortamı daha da germemek adına kendince yapıla plan ve düşünceler sonrası, taşların yerine oturacağı, bir yerde bazı pazarlıkların tamamlanmadığını, kısa bir süre sonra her şeyin normale döneceğinin haberini el altından vermişti. Zorlu bir üç gün geçti. Herkes kafasındaki planı hayata geçirmek için adım attı, farklı farklı kişilerle farklı farklı yerlerde görüşmeler yapıldı. Akıllarda olan yüz yüze görüşüldü, teklifler yapıldı, bakıldı ki kabul görmedi işin rengi biraz daha değişti. Aradan tam 72 saat geçmişti… Akşener çark etti ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 72 saatlik kritik maratonun ardından Akşener masaya tekrar döndü. Döndü dönmesine ama hemen herkes bu dönüşün nedenini araştırmaya başladı. Bir yıldır devam ede görüşmeler, yapılan toplantılar ve sonrasında Akşener’in masayı terk etmesi ve zehir zemberek konuşması tepkilere neden oldu. Tepkilerle ortaya çıkan basınç o kadar büyük oldu ki, kendi partisini bile kontrol edemez duruma geldi. Kimisi istifa ettim derke kimileri ise açık açık istifa edeceklerini dile getirdi. Yıllarını siyasete vermiş tecrübeli bir kişi olan Akşener baktı ki olaylar düşündüğü gibi olmayınca farklı farklı bahanelerle yeniden masaya döndü. 6’lı masanın 6 Mart günü akşam saatlerinde yapılan toplantısına Akşener katıldı. Yaklaşık 5-6 saat süren toplantı sonrasında 6 lider Saadet Partisi önünde toplanan binlerce kalabalığın karşısına çıktılar. Ev sahibi SP lideri Temel Karamollaoğlu, 6’lı masanın ortak Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı. Bazı krizler yaşanmasına rağmen Cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu, 6’lı masa ile birlikte yapacakları icraatları 12 maddede sıralada ve açıkladı.
Açıkladı açıklamasına ama; bu açıklamalar yapılırken masadan bir hışımla kalkan Akşener’in tavır ve davranışları sanki bu 6’lı masanın içerisinde değil gibiydi. Gülmeyen yüzü, kalkmayan eli, sonuçtan hoşnut olmayan yüz ifadesi tüm kameralara an be an yansıdı. Gerçi bu olay televizyon ekranlarına yansıyınca, her ne kadar gözüne ışık geldiğini, uykusuz kaldığını sırf bu yüzden yüz ifadesinin farklı olduğunu açıklamasa da, bir kez yaşanılanlar tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilmişti. Hatta Akşener verilen yemeğe dahi katılmadı. Bana göre, Akşener yeniden masaya dönmekle siyasi kariyerindeki en büyük hatayı yaptı. Hem kendi adına hem de 6’lı masada bulunan Parti Başkanlarına adına.
Ve sonrası… Burası biraz daha farklı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması sonrası tüm seçmenlerin beklediği HDP’ nin nasıl bir yol izleyeceği idi. Birçok kişi masadan bir hışımla kalkan Akşener’in aylar önce söylemiş olduğu” biz ordayken HDP olamaz” dediğini hatırlıyor. Yani bu şu demek, “bu 6’lı masada ben bursa escort HDP’yi istemiyorum” demek. Tamam her ne kadar Akşener HDP’yi istemediğini aylar öncesinden açık açık ifade etse de, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesi sonrası bu partinin hem içeride hem dışarıda olan eş başkanları tebrik mesajları yayınlayıp, açık açık “partimize gelin görüşelim” dediler. Hatta kamuoyunda yapılacak olan pazarlık yorumlarının önüne geçmek içinde, “Pazarlık için değil; Cumhurbaşkanlığının hangi ilkeler üzerinde durulacağı, geçiş sürecinin nasıl olacağı ve bu dönemde nelerin acil olarak yapılması gerektiği konularını konuşacağız. Bir pazarlık, bakanlık münazarası, münakaşası bizim gündemimizde değil. Temel mesele Türkiye’de toplumun çoğunluğunun isteği olduğuna inandığımız demokratik değişimi sağlayacak uzlaşmayı başarmak. Demokratik dönüşüm, adalet, özgürlük için temel konularda geçiş sürecinin niteliğiyle ilgili ana hususlarda bir uzlaşma olursa bu çok memnuniyet verici olur. Bizim daha önce de söyledim, esas hedefimiz, tutumumuz “bu ülkeye demokrasiyi, huzuru, adaleti, barışı getirmektir.” Yani bizim bildiğimiz HDP, ülkeye huzur ve barış getirecekmiş. Duydum duymasına ama pek inanasım gelmedi doğrusu. HDP ve barış, ilginç demi?
İşin özü bu köprüden daha çoook sular akacağa benziyor. Benim merak ettiğim, bu ortaklıkta HDP olacak mı olmayacak mı? Olursa hani terör sevici HDP’ye karşı sağ görüşlü, aklı selim olduğunu iddia edip, vatanı, bayrağı, toprağı, askeri için canını seve seve feda edeceğini ifade eden, vatan evlatları bu duruma ne diyecek? Onu merak ediyorum. Ve en önemlisi HDP varsa biz yokuz diyen Akşener ve İyi Parti, HDP destek olursa masadan tekrar kalkabilecek mi?, yoksa nasılsa belli sebepler nedeniyle tekrar oturacağım için hiç kalkmama gerek yok mu? Diyecek, bunu da hep birlikte göreceğiz.
Ne diyelim, rabbim ne verirse hayırlısını versin, ama vatanına, bayrağına toprağına, askerine göz dikip, hasetlik tohumları saçıp, masumların canına kıyanlara da fırsat vermesin inşallah. Selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat