Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Bir kez daha utandım!

Kimse kusura bakmasın ama bu hafta biraz kalpler kırılacak, gönüller incinecek. İlçeme, ilçe halkıma o kadar kızgınım, o kadar kırgınım ki, hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Malum dünyanın takip ettiği, ulusal basından yerel basına, tüm dünyanın takip ettiği, şu meşhur genç, hatta hemşehrimiz Burak Öztürk’ten ve kutsal yolculuğundan bahsetmek istiyorum. Değerli kardeşimin kutsal yolculuğunu yurtdışında olan bir akrabamın söylemesi ile öğrendim. O an tüm dünyanın bağrına bastığı, Mekke aşkı ile yanan tutuşan kardeşimi takibe aldım. İlçeme gelecek ve onu ilk karşılayan ben olmalıydım. Hiç bakmadığım kadar telefona bakıp, atmış olduğu tüm videoları takip ettim. Dün öğeye doğru Kulu’dan çıkış videosu paylaştı. Aracımla, yola düştüm. 18 km, 25 km, şu dönüş, bu kavşak gözüm Mekke aşkı ile yanan ve tüm zorluklara rağmen pedal çeviren gencimizi arıyordu. Bir bakmışım Kulu’dayım, ama Burak yok! Dön geri, gözüm yollarda, acaba hızlı geçtim göremedim mi, Tesise girdim, bir baktım değerli kardeşim orada, o anki mutluluğumun tarifi yok. Hedefime ulaşmış, ilk karşılayan hatta ilk canlı yayın yapan ben olmuştum. İnsan bu kadar mı naif olur, insan bu kadar mı güler yüzlü olur, insan bu kadar mı iman yüklü olur, insan bu kadar mı iyi niyetli olur. Hal ve hareketleri pamuktan yumuşak, hele bir gülüşü var sormayın gitsin. Her ne ise meslek icabı röportajımızı yaptık. Bir sağa baktım, bir sola kimsecikler yok.
Ben herkesi kendim gibi düşünüp, Mekke aşkı ile yanan tutuşan, aylardır dur durak bilmeden pedal çeviren ve dahası hemşerimizi benimle birlikte yüzlerce kişinin bekleyeceğini düşünmüş, caf caflı bir karşılama yapacağını tahmin etmiş, Bosna Hersek’teki kardeşlerimiz gibi sevgi seli ile karşılayacaklarını, hatta, “Burak bugün bizde kal, bir şeye ihtiyacın var mı? Aç mısın, susuz musun?” demeleri bekliyordum. Ama yanılan ben oldum. Kamerayı kapattım, “kardeşim kusura bakma ilçem ve ilçe halkım için senden ve senin kutlu yolculuğundan özür diliyorum. Keşke seni hemşerilerin bağrına bassaydı, yolunu dört gözle bekleseydi, davulla, zurnayla, hatta dev Türk bayrağı ile seni karşılasalardı, ama olmadı, kusura bakma” dedim. Tek dediği, “abi böyle olacağını biliyordum”. Bu lafa ne deyim, nasıl deyim. Nutkum durdu.
Gerçekten de öyleydi, sıradan bir ile Başkanı, sıradan bir siyasetçiyi yollarda bekleyen, bilmem hangi sanatçı gelecek diye yola düşen, en ufak bir eğlence ve etkinlikte yolları kapatıp, birkaç kare görüntü almak birkaç saniye video çekmek için birbirini ezen halktan burada kimse yoktu. Böyle mi olmalıydı? Her şeyi boş verin, hani ilçenin sırf adı duyulsun diye bilmem hangi kıytırık internet sitesine, bilmem hangi tv kanalı binlerce para ödeyen, karşısına geçip boy boy cakas satanlar, evet onlarda yoktu. Hal bu ki bu gencimizi günlerdir, bırakın ülkemi, dünya izleyip takip ederken, bırakın üç-beş bin kişiyi milyonlar izlerken, onca para verip tv karşısına geçenlerde karşılamadı. Yazık bir kez daha ilçemin, ilçem insanına sahip çıkmadığına, çıkmak istemediğine şahitlik etmek beni gerçekten üzdü. Ne diyelim kimseye zorla bir şey yaptıramayız. Bazı şeyler insanın içinde olması gerek. Hal bu ki bu gencimiz Hacca gitmek yerine, orasını burasını açsaydı, üç beş şarkı söyleseydi, emin olun bırakın yüzleri binlerce hemşehrimiz dört gözle yolunu beklerdi.
Bu vesile ile kardeşim Burak Öztürk’ten bir kez daha özür diliyorum. Tüm dünya sana sahip çıkmışken, hemşerin olarak bizler sana sahip çıkamadık, çıkmadık! hakkını helal et güzel insan. Yolun açık, rabbim yar ve yardımcın olsun…
Her şeyin gönlünüzce olması, hemşeriyi bilen, sahip çıkan insanlar olmak dilek temennisi selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat