Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

BİTTİK DİYE DİYE, BİTECEĞİZ!

Geçtiğimiz hafta bu köşeden hasetlik, ve yalakalık üzerine yazı yazmıştım. Öyle kişiler aradı ki, ilçemizde olan ve benim gözüme çarpan hasetliklerin yanında daha neler neler söylediler. Hepsinin ortak noktası ilçemizin “kanayan yarası” haline gelen hasetlikten yana çekmiş oldukları sıkıntıları ifade ettiler. Komşusunu şikayet edenden tutun, müşterisine el uzatana, yapmış olduğu görevi küçümseyip, yukarı diye tabir ettiğimiz etkili ve yetkili kişilere şikayet edenleri, hatta ve hatta aile yaşamına dahi laf edip, ortalığı bulandırmaya çalışanlara… Üzüldüm, hem ilçem, hem de ilçe halkım adına…
Bu hafta ise ilçemizin bir başka sorunundan bahsetmek istiyorum. Hasetlik ve yalakalık bu sorunun yanında halt etmiş. Hiç değilse hasetlik ve yalakalık belli başlı kişi ya da kişileri bağlıyor. Ammaa bu sorun tüm ilçemizi, tüm ilçe halkıyla beraber esnaflarımızı bağlıyor. Merak ettiniz demi? Aslında bu konudan benim kadar sizlerde muzdaripsiniz. Hani hangimiz ağzımızı açsak, hani üçümüz beşimiz bir araya gelsek, esnafımızdan memurumuza, emeklimizden gencimize bilenimizin de-bilmeyenimizin de söylediği, “bittik, battık, bu ilçeden bir şey olmaz!” söylemi.
Emin olun kızmayın ama; başka hiçbir il ve ilçede bizim halkımız kadar, bizim esnafımız kadar, bizim insanımız kadar doyumsuz, buhran takılan, gelecekten bir beklentisi olmayan bir toplum yok gibi. Kim ağzını açsa, “bu ilçeden bir şey olmaz!, en güzeli bu ilçeyi terk etmek, şuan ki işim bir başka il ve ilçede olsa, daha farklı konumda olurum, bizden geçti ama, (gençler için) siz bari en azından kendinizi kurtarın, gidin bu ilçeden vs vs gibi akla mantığa sığmayan bir o kadar anlamsız, bir o kadar gerçeği yansıtmayan sözler…
Hani atalarımız demiş ya “ birine 40 gün deli desen deli olur” diye, aynı o misal. Birileri ağzına “bittik, battık” türküsü dolamış, gezmiş olduğu her yerde bu türküyü söylüyor. Ama şuan ki konumuna yine bu ilçe sayesinde geldiğini gözden kaçırıyor.
Ve en çok üzüldüğüm yanı ise, bazı şeyleri bilip bilmeden konuşmaları. Örneğin geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir facebook arkadaşım paylaşım yapmış. Falanca belediyenin birinde küçücük bir çalışma yapılmış, aman Allah’ın sanki Amerika yeniden keşfedilmişçesine, ballandıra ballandıra paylaşmış ve hatta altına da aynen şu notu yazmış. “Elin oğlu çalışıyor!” Aklıselim kişinin ilçemiz Belediyesinden haberi yok. “Elin oğlu çalışıyor!” dediği çalışmanın siz deyin, 5 ben deyim 10 katını ilçemiz Belediyesi yapmış. Ama bizim aklıselimin bundan haberi yok. “Namaza meyli olmayanın, ezanda kulağı olmaz!” elin belediyesinin en ufak çalışmasını görür, kendi belediyenin çalışmalarına adeta kör olur.
Bunun yanı sıra gerek Büyükşehir yetkilileri, gerek kurum amirleri, gerek Oda Başkanları ya da en kötüsü bir mahalle muhtarımız güzel bir çalışma yapar, kimse taktir etmez. Neden, hani bittik, battık ya! Milet yanlış yorumlayacak ama bakın, son birkaç yılda dişi dokunur gelişmelerin bazılarından bahsetmek istiyorum. İlçemizde OSB yapıldı, Hayvan Pazarı bitti, Büyükşehir İlçemizde bulunan birçok aileye yardımlarına devam etti, iş yeri kapanan esnafa cüz-i de olsa bir miktar para verildi. Bu gün hastaneye gittiğin zaman randevu almışsan sıra beklemeden muayene olabiliyorsun, siyasiler kızacak ama, Askeri birlik işi ve buna bağlı olarak ikinci TOKİ yapımına ramak kaldı. Yine İlçemize Aile Yaşam Merkezinin yapılması ve Büyükşehir tarafından asfalt plenti kurulması an meselesi, şükür sokakta dilenecek durumda işsizimiz yok, hatta emin olun işçi bulmakta zorlanan iş yerlerimiz var. Ticaretimiz deseniz, pandemi olmasına rağmen ben hiçbir esnafımızın battığı için kepenk kapattığına şahit olmadım.
Peki ya tüm bunlar yaşanırken, neden hep ilçemizi ya da ilçe esnafımızı kötüleriz. Son bir yıldır pandemiden dolayı zor günler yaşadığımız doğru, zaman zaman siftahsız kepenk kapatan esnafımız vardır, ama bu gidişat sade bize özel bir durum mu? Ya da tüm bu sıkıntılar sadece bizim ilçemizde mi var?. Ya da tüm bunlarda ilçemizin suçu ne? de hepimiz ilçeyi karalamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Ve emin olun, ilçe battı, bitti, buradan bir şey olmaz! Dediğimizde kimse bize altından madalya takmayacak. Olan yine sana-bana ilçe halkına ve ilçe esnafına alacak. Sonra “vatandaş buradan alışverişi kesti Aksaray’a- Ankara’ya gidiyor, gurbetçi gelmiyor, yatırımcı selam vermiyor” diye ağlamanın anlamı yok.
Bu yüzden mümkünse, peygamber efendimizin dediği gibi, Ya hayır söyleyelim ya da susalım. Yok ilçenin battığını, bittiğini düşünenimiz varsa, kimse kimseyi burada zorla tutmuyor. Herkesin yolu, bahtı açık olsun…
Bu vesile ile ilçenin bizim ilçe, halkının bizim halkımız olduğunu, çalışıp çabalamak şartı ile, Rızkın kefilinin Allah olduğunu bilip, dünyada en ahmak insanın, rızkı için endişe duyan olduğunu unutmamak dilek ve temennisi, selam ve dua ile…

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat