Bu hafta yazıma ilk olarak Kaymakam beye teşekkür ederek başlamak istiyorum. Nedenine gelince Allah razı olsun, kurumları birebir takip ediyor. Yapmış olduğu gözlemler sonrası hangi kurumda aksaklık, sıkıntı ya da halktan kendisine gelen bir istek varsa anında çözüm yolu arıyor. Hepinizin bildiği üzere tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de bir kuraklıktır aldı başını gidiyor. Malum halkın her hangi bir istek ya da şikayeti ilçenin en yetkilisine iletildiği için, bazı kişiler, kurak geçen mevsim sonrası yağmur duası yapılmasını istiyor. Kaymakam beyde müftü gerekli talimatı vererek, tüm camilerde Yağmur Duası yapılması emrini veriyor ve tüm camilerimizde iki hafta üst üste yağmur duası yapılıyor.
Ben neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Aslında bu tip olaylar ve işleyişlerin biri ya da birilerin isteği yada talebi doğrultusunda olmamasını, bir yerde hangi kurum ya birim amiri ise, halkın arzu ve isteklerine karşı bir takım çalışmaları emir vaki olarak değil de, hem görevi, hem de Allah rızası için yapmasını istiyorum. Diyeceğim o ki; Müftünün bu gibi afetlerde, olaylarda, halkın içerisinde bulunduğu ortama göre bazı çalışmaları kendisinin düşünüp, gerekli yerlerle görüşüp hayata geçirmesi lazım. Yoksa bazı şeyler emri vaki olunca koltuğu boşu boşuna işgal etmenin çok hoş olamadığı kanısındayım.
Ve bu vesile ile Kaymakam beyden bir istirhamım daha var. Geçtiğimiz hafta içerisinde yapılan 19 Mayıs kutlama programında müftü beyin saygı duruşundaki hal ve hareketleri çok hoş değildi. Programa katılan tüm erkan saygı duruşunda iken, Müftünün saygı duruşuna aykırı duruşu dikkatlerden kaçmadı. Sayın Kaymakam bey müftüyü bu konuda da ikaz ederseniz, en azından saygı duruşunda nasıl durulur, öğrenmiş olur. Şimdiden tekrar tekrar ilçemizde Yağmur duası yapılmasına vesile olduğunuz için teşekkür ediyorum. İnşallah her hafta aynı şekilde dua edilir.
Gelelim siyasete. Malum bu haftanın en çok konuşulan, en çok tartışılan ve tartışılacak olan konusu, Belediye Başkanı Memiş Çelik ile ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Mayıs ayı meclis toplantısındaki diyalogları. Konunun detayını ve kimin kime ne dediğini, haberimizden okudunuz. Aslında her iki Başkanında amacı belli, ortada bir mağduriyet var ve giderilmesi gerek. Memiş başkan haklı olarak kendisine gelen istek ve şikayetler sonrası, konuyu çözüm noktası olan ABB Meclisine taşıyor. Durum hakkında bilgi verip, bir an önce çözüme kavuşmasını, şayet çözüme kavuşması gecikecekse, her hangi bir ücret talep etmeden, kendisine yani İlçe Belediyesine verilecek olan asfalt ile kendi ekibiyle yapacağını söylüyor. Mansur Başkan ise, hemen hemen siyasetin her noktasında olduğu gibi, kendisine verilen bilgi eksikliği ya da irtibat kopukluğu nedeniyle ilçemize pilent yapılacağını çalışmaların devam ettiğini dile getiriyor. Buraya dikkat! Burası çok önemli! tekrar söz alan Memiş Başkan, “o zaman şöylemi diyorsunuz Sayın Başkanım, E-90 altında ASKİ’nin yaptığı tahribatların sorumlusu biziz, biz yapacağız Şereflikoçhisarlılar mı diyorsunuz?” Başkan Yavaş; “Kes faturayı bize kesebiliyorsan. Vatandaş inanıyorsa, ne diyeyim” dedi.
31 Mart yerel seçimleri sonrası zaman zaman karşı karşıya gelen, ilçe adına bir takım isteklerde bulunan Belediye Başkanı Memiş Çelik’e ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın yaklaşımı gayet olumlu iken, ne oldu da, bir anda bu olumluluk yerini restleşmeye hatta meydan okumaya getirdi. Emin olun Mansur Başkanın bu söylemi ilçemiz adına hiç güzel olmadı. Acaba biri ya da birileri ilçemiz hakkında yukarı diye tabir ettiğimiz etkili ve yetkili kişilere neler söyledi? 2 senedir Mansur Yavaş’ın ilçemiz hakkındaki sözleri, tavır ve davranışlarını yakınen takip eden birisi olarak, bence bu sözler ilçemiz adına iyi olmadı. Hatta biraz ağır oldu.
Ve ilçe siyaseti. Mecliste yaşanılan bu konuşma sonrası gerek İktidar tarafı gerekse muhalefet tarafı, sosyal medyadan göndermeler yapmaya başladı. Her iki cenahta haklı olarak kendi Başkanlarını savunmaya, karşı tarafa yüklenmeye, kimisi isimli, kimisi isimsiz paylaşımlar ardı ardına geldi. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Yumuşak yapılan siyasetten haz etmem. Ammaaa bu tip tartışmaların sonunda ilçem ve ilçe halkım kaybedecekse, buna da kimse müsaade etmemeli.
Gelelim fatura olayına. Seçim dediğim şey her ne kadar 5 yılda bir yapılsa da emin olun göz açıp kapayana kadar zaman gelip geçiyor. İşte daha dün seçim oldu bu gün 2,5 sene geçmiş. Ve şu unutulmasın, vatandaşlarımız artık eskisi gibi değil. Kime ne fatura kesecekse, hatta KDV’sini de ekleyip, gönderecektir. Artık faturayı, ilçe halkının içerisinde bulunmuş olduğu zorluklardan bahsederek çözüm yolu bulunsun, “siz yapmıyorsanız biz yapalım” diyen Belediye Başkanına mı? Yoksa, bizim işimize karışmayın, biz yaparız. Kes faturayı bize kesebiliyorsan. Vatandaş inanıyorsa, ne diyeyim” diyen Belediye Başkanına mı? Bunu da zaman gösterecek.
Şu bir gerçek bu fatura olayı epey bir su götüreceğe benziyor. Bakalım ilerleyen günlerde bu yönde ilçe siyasetinde ne gibi gelişmeler yaşanacak, bunu da hep birlikte göreceğiz.
Her şeyin gönlünüzce olması, şahsi çıkar ve menfaatlerden çok ilçe ve ilçe halkımızın çıkarı ve menfaatinin düşünüldüğü, yalandan, haramdan ve dedikodudan arınmış yarınlarda buluşmak, dilek ve temennisi selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Bizim kadar var mı ki?
Sıla-i Rahim: Akrabalık Hukuku ve ahlakı
MEHMET ÇETİN- Mehmet Kutlu