Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

Akşam kıldığımız teravih namazıyla on bir ayın sultanı Ramazan ayına kavuşmuş olacağız. Aynı gece sahura kalkarak oruca niyetlenecek, bereket ve mağfiret mevsimine gireceğiz inşallah.
Bizleri bu aya ulaştıran Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. Ümmeti olmakla şerefyap olduğumuz Habib-i Huda Muhammed Mustafa (s.a.s)’e salat ve selam olsun.
Ramazan, Hicrî takvime göre 9. ay ve İslam dininin inancına göre Peygamber Muhammed’e Kur’an ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya ve Terâvih Salat’ına başlanılan aydır. Bu ayda oruç tutmak, İslam’ın beş temel şartından biridir. Ay’ın hilal görünümünün ilk görülüşünden itibaren 29 veya 30 gün boyunca Ramazan’ın sürdüğü, hadislerden alıntılanarak hesaplanmıştır.
Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan Ramazanın başlıca özelliklerinden biri, Kur’an’ın bu ayda indirilmeye başlanmış olup ayet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğunun bildirilmesidir.
Şafaktan gün batımına kadar oruç tutmak; akut veya kronik hastalığı olan, seyahat eden, aşırı yaşlı, emziren, hamile, şeker hastası ve ergenliğe girmemiş olan kişiler dışında tüm Müslümanlar için farzdır (zorunludur). Şafak öncesi yemeğe sahur, orucun bozulduğu akşam yemeğine ise iftar denir.
Orucun manevi mükafatlarının (sevap) Ramazan ayında katlanarak arttığına inanılır. Bu inanca göre Müslümanlar, sadece yiyecek ve içecekten değil, aynı zamanda tütün ürünlerinden, cinsel ilişkilerden ve günahkar davranışlardan da kaçınırlar; bunun yerine kendilerini daha çok namaza ve Kur’an okumaya adarlar.
Ramazan ayı, bir yıl boyunca hasretle yolunu beklediğimiz rahmet ayıdır. İmanın, ibadetin, güzel ahlâkın, ümmet bilincinin ve İslam kardeşliğinin pekiştiği müstesna bir zamandır. Müminin bir yandan Rabbiyle olan bağını, diğer yandan kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirdiği bir nefis muhasebesi dönemidir. İşte böyle mübarek bir aya kavuşmanın verdiği huzurla Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabına şöyle seslenmiştir: “Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah bu ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, bu ayda duaları kabul eder. Allah Teâlâ sizin ibadet ve hayır konusunda birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teâlâ’ya kendinizi gösterin. Ramazan ayında Allah’ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir.”
Ramazan, sabırlı ve kanaatkâr halimizle bizi takvaya eriştiren oruç ibadetinin farz kılındığı aydır. Hidayet ve istikamet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı aydır. Cenâb-ı Hak bu hususu bizlere şöyle beyan eder: “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin…”
Ramazan, yaz sonunda yağıp yeryüzünü kir ve tozdan temizleyen güz yağmuru gibi müminleri günahlardan arındıran tövbe ayıdır. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” buyurur.
Ramazan-ı şerif, ömrümüzün en değerli hasat mevsimi, hepimiz için maddî ve mânevî açıdan yenilenme fırsatıdır. Müslümanlar için bir umut, heyecan ve uyanıştır. İnfakla yoksulların, düşkünlerin, muhtaçların, kimsesizlerin hatırlandığı ve korunduğu bir yürek seferberliğidir. Ramazan’a kavuştuğu hâlde onun kadrini ve kıymetini bilmeyen kişi, çok büyük bir hazineden mahrum kalmıştır!
Ramazan-ı şerifin en bereketli yaşandığı mekanlar, mümin gönüllerin huşû içinde Rableri huzurunda divan durduğu camilerimizdir. Her türlü benlik duygusundan arınarak kulluğumuzu Allah’a arz ettiğimiz camilerimiz, şehirlerimizin ruhu, mahallemizin kalbidir. Camilerimiz aziz milletimizin gayret ve fedakârlıkları, maddî ve manevî destekleriyle inşa edilmektedir. Bugün ülkemiz genelinde sayısı doksan bini bulan camilerimizden yükselen ezanlar istiklalimizin sembolü, istikbalimizin umududur. Bu vesileyle geçmişten günümüze camilerimizin imar, inşa ve ihyasına öncülük eden, destek olan, yardımda bulunan bütün hayır sahiplerini şükranla yâd ediyoruz.
Ramazanın bereketinden istifade edelim. Kur’an ayında yuvalarımızı ve gönüllerimizi Kur’an’la buluşturalım. Mukabele geleneğimize sahip çıkarak Peygamberimizin sünnetini ihya edelim. Camilerimizdeki vaazlara ve coşkulu teravih namazlarına kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, çocuğuyla bütün ailemizin katılmasını sağlayalım. Zekât ve sadakalarımızla ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürelim. Peygamberimizin ifadesiyle “ilk gecesinden itibaren şeytanların bağlandığı, cehennem kapılarının kapatıldığı, cennet kapılarının açıldığı, sayısız müminin ateşten azat edildiği” bu mübarek ayı hakkıyla idrak edenlerden olalım.

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat