Dede Türbesinin üstünden Sarıkaya’ya doğru
Memleketimin yollarında yürüyorum 23
Bakkal dönüşü neşeliydik
Ali Rıza Yıldız’ın evinin devamında ikişer katlı sıralı evler vardı ki son evde bir ara Abidin Akın amcalar oturmuşlardı. Bu eve bakan meydan, beş yollu idi. Mahallenin iki bakkalı bu meydana bakardı. Rasim Koçak amcanın evi köşede ve hemen yanında Dede Türbe’si vardı. Oğlu Orhan Koçak, cankurtaran şoförüydü. Türbenin alt tarafındaki yol çarşının bitimine, Zafer İlkokulu’na oradan da Adana asfaltına kadar uzanırdı. Türbenin üst tarafındaki yol ise Sarıkaya Mahallesine, Kurşunlu Camisinin üst tarafına giderdi. Biz bu yoldan devam edelim de hiç olmazsa Koçhisar’ın dağ tarafındaki mahalle gezimizi tamamlayalım.
Dede Türbesi’nin üstünden Sarıkaya Mahallesi’ne
Türbenin üstünden giden yoldan yürümeye başlayalım ve yukarıdan gelen ya da aşağıya giden sokaklara da mümkün olduğu kadar hatıralık nazar edelim.
Elli adım gitmeden sağa kıvrılan yolun bu noktasında yağmurda akan küçük dere yatağı var. Alt taraftaki kocaman künk borudan geçer, Rasim Emminin evinin arka tarafından aşağılara akardı. Bu noktada, sol taraftan ucu dağ tarafındaki evlerin olduğu mahalleden gelen yol, bol kıvrımlı idi. Zaman zaman damlarla aynı seviyeyi bulan engebeli, tümsekli bir vaziyet te vardı. Bu yolun dağa vardığı kısımda Güneştepe tarafında Sarıkaya Dağı dediğimiz dağ ile Tabur tarafına bakan killi, hafif yeşilimtırak renkli topraklı dağ vardı, bu dağ sakin dururdu, Sarıkaya gibi kendini göstermek istemez, mütevazi idi yani. Buralardaki evlerin hemen her birinin üstü çoraktan kaplanmıştır, kiremit çatılı nadir idi. Bununla buralardaki insanlar biraz gariban olduğunu anlardık.
O zamanların mutfağı ailenin ekonomik yapısını ele verirdi.
Eskinin mutfağını ve özellikle tabakların konulduğu raf, onun üzerine itinayla dizilen emaye tabaklar, çay paketlerine saklanan ve hele şu Cicibebe bisküvilerini, lokumlu bisküvileri hatırlamamak mümkün mü?

DİĞER HABERLER
Dün, Bugün, Yarın…
Ömer Kılıç – Cuma Namazının Hükmü
Ağayla, marabanın hikayesi!