Yıllardır hasretiyle yandığım memleketimin yollarında hayalen bari yürüyeyim, dedim. Bu hayalî ziyaretim mümkün olduğu kadar 1970’li bazan 1980’li yılların izlerini taşıyacak.
70’li yıllar sonrasındaki hava, öncesini pek tutmuyor. Öncesine hasret kalan arzu ve rüyalarla dolu bu hatıranın eksik tarafları olacak elbette ki, onların tamamlanmasındaki yardımınıza şimdiden teşekkürler. Böyle olunca bu hatıralık gezi hepimizin olacak. Mademki müşterek bir gezi olacak, o zaman haydi bismillah diyelim beraberce.
1. Girişe kadar
Haydi bismillah
Hemen bir yumuşum (tembihim) olacak şöyle ki, çatal ağzındaki yolun zaman zaman sonuna kadar gideceğiz ve tekrar yolun başına dönüp çatalın diğer tarafına devam edeceğiz. Bunu ilerleyen yolların çatallarında tekrarlayacağız.
Ben çatal derken, siz anlayın gari, yani ana yoldan ayrılan yan yolun ağız kısmı. İşte bu hayali gezmeye Ankara girişinden sola, içeriye ayrılan yan yolun ağzındayız, şimdi, buradan başlayalım, derim.
Tuzmak Fabrikası
Resimde olan ilçe giriş ve nüfusunu bildiren levhanın olduğu yerin yaklaşık sol tarafında 1974’de yurtdışındaki işçi hemşerilerimizin ortaklığı ile kurulan Tuzmak Tuz Fabrikası vardı. Tuzmak’a ait bir idare binası, kantar ve fabrika binasını hatırlıyoruz. O dönemde fırınlı tuz üreten, işleyen Tuzmak’ın stoğunda 600 ton tuz, kasasında 6 milyon paranın varlığı dillendiriliyordu. İş araçlarından kamyon, pikap, otomobil ile personel olarak 35 işçi. Yapımına başlanan alçı fabrikası, çelik karkası 1978 yılında yapılamayan kongreyi, yazıhanede yapılmış gösterilip altı ay gibi kısa sürede batırılan o güzelim tesis, ilçenin acıklı hatıraları arasına gömüldü gitti, emek ve paralar değil sadece ümitler de.
DİĞER HABERLER
Atatürk parkına tabela takmayıp taktı gibi yapan şerefsiz; aksini iddia eden Karaktersiz heriftir!
Ömer Kılıç – “Cuma Namazının Hükmü”
Mehmet Çetin – Memleketimin Yollarında Yürüyorum (14)