Mumla Arıyoruz!

Atalarımızın meşhur sözleri vardır, “gelen gideni aratır!” diye. Emin olun son aylarda hatta son yıllarda bu söz ilçemiz için söylenmiş desem abartmış olmam. Ticaretten, siyasete, Eğitimden, Hastaneye, esnaftan memura hemen hemen her alanda bir takım sıkıntıları ne hikmetse bir türlü aşamıyoruz. Kimse kusura bakmasın ama, kurumlarımızdaki aman sendecilik, hastanemizdeki vurdum duymazlık, siyasetteki çekincelerimiz, esnaflarımızdaki fiyat farkımız her geçen gün kötüye gidiyor. Hemen hemen her alanda sorun ve sıkıntı yaşanırken, ne hikmetse muhatapları algı yapıp, şov yapmaktan geri durmuyor.
Son günlerin en çok konuşulan, en çok tartışılan hatta en çok tepkilere neden olan konusu su olayı. Malum yaz ayı geldi, hava sıcaklıkları arttı, bir ailenin suya olan ihtiyacı belli. Dahası su insanın hayatını idame ettirmesi için gerekli olan temel ihtiyaçların başında yer alıyor. Bulaşık yıkacaksın su lazım, banyo yapacaksın su lazım, temizlik yapacaksın su lazım, yemek yapacaksın su lazım. Ama ne hikmetse lazım olan suyu bulamaz olduk. Sabah saatlerinde kesilen ve kesileceğine dair her hangi bir bilgi verilmeyen suyu, gece geç saatlere kadar bekler olduk. Peçenek barajı yanı başımızda iken, ilçemizde arıtma tesisi varken, dahası şebeke hatları daha birkaç yıl önce yenilenmişken ya da bizlere yenilendiği söylenmişken, bu havada, bu mevsimde suların kesik olmasına anlam veremiyorum. Oya attığı adımı, yediği yemeği, topladığı çöpü sanki çok büyük hizmet yapmış gibi gözümüze gözümüze sokan ve bunların hizmet değil, asli görevi olduğunu bilmeyen, ya da bilmek istemeyen zihniyet, bir su sorununa çözüm bulamıyor. Dahası suyun akmadığına mı, yoksa su geldiği anda içerisindeki pislikler görünmesin diye hoyratça katılan klora mı yanalım.
Ve ilçemiz hastanesi. Yıllardır bir takım sorun ve sıkıntıları olan, son yapılan atama ve yeniliklerle belli bir yere gelen ancak, gerek çalışan, gerekse yöneticilerin tavır ve davranışları sonrası hemen hemen her gün tepkilere neden olan hastanemiz. Allah aşkına sayın hastane yetkilileri zaman zaman birimleri, çalışmaları yerinde inceleyin. Temizlikçi ne yapar, hemşire hangi işlere bakar, geçici görevlendirme ya da ilk ataması sonrası hastaneye gelen doktor hastaya nasıl davranır, hangi tetkikleri yapar bir bakın, araştırın. Acildeki doktor, Acile Ambulansla gelen hastaya mı müdahale ediyor, yoksa, ayakta gelen hastaya mı bir bakın.
Ve siyasilerimiz. Ya onlar, onları anlamak hiç mümkün değil. Sanki üzerlerine ölü toprağı serilmiş, sanki ilçemizin her kurumu, her birimi dört dörtlükmüş gibi hal ve hareket içerisindeler. Eleştiri desen yok, önerge desen kimse bilmiyor, yön gösterenimiz kalmamış, ben de dahil tek düşündüğümüz şey, kendimiz. Ne eleştiren var, ne önerge veren, ne yön gösteren var, ne ilçemizde olan olaylara tepki veren.
Geçmişi mumla arar olduk. Rahmetli Mehmet Yücel’leri, Meclis Üyesi Eyyüp Doğanları, İlçe Başkanı Celal Ünsal, Hüseyin Alıcı’ları. Siyasetçi Ercan Alıcıoğlu’nu… Kaymakam Erol Karaömeroğlu’nu, Zafer Engin’leri…
Odalarımız, çalışan oda başkanlarımızı tenzih ediyorum ama, bazıları kazık çaktılar sanki o makamlara. Yaptığı hiçbir şeyde yok. Önüne gelen zam tarifesini onaylamaktan başka… Esnafın sorunu ne, hangi sıkıntısı var, hangi kurumda işleri görülmüyor, hangi firma yetkilisi emitasyon ürün için ceza kesmiş umurunda değil. Sorsan Oda Başkanı.
O yüzden kimse kusura bakmasın ama bize geçmişi aratmayın. Atalarımızı bir kez daha haklı çıkarmayın. Göreviniz, görevimiz ne ise ne güzel şekilde yapalım. Yoksa algıyla, yalan dolanla, şovla bu işler olmadı, olmazda. Sadece günü kurtarmış olursunuz. Birde senin-benim sırtımdan kazandığınız para yanınıza kar kalır ki, onunda hayrını göremezsiniz.
Her şeyin gönlünüzce olması, yapmış olduğumuz işi en iyi şekilde yapmak, anımızla, yaptıklarımızla, hizmetlerimizle anılmak dilek temennisi ,selam ve dua ile..