Uzunca bir aradan sonra bir Eğitim Öğretim yılı daha geçtiğimiz günlerde başladı. Uzunca bir süre okula, öğretmenlerine ve arkadaşlarına hasret kalan çocuklarımız sanki okula ilk defa başlıyormuş gibi heyecana kapıldılar. Bazı öğrencilerimizde ise okuldan uzak kalmaları nedeniyle bir soğukluk oluştu. Kaba tabirle evde yatmaya, tablet ya da bilgisayar üzerinden eğitim gördükleri için birazcık rehavete kapıldılar. Zamanla aşılacağını düşünüyorum. Tabiiki burada öğretmenlerimizin de davranışları çok önemli.
Tabiiki Eğitim Öğretim yılı başladı ama bazı sorun ve sıkıntıları da beraberinde getirdi. Son bir haftadır, arayan okurlarımızın en büyük sıkıntıları Eğitimle ilgili olan sorunlar. Hemen hemen hepsi, test kitaplarından rahatsız. Test kitapları derken yapılan testlerden değil, kimisi yardımcı kaynak adı altında, kimisi takviye kitap adı altında öğrencilerinden istekte bulunduklarından şikayetçiler. En önemli sorun ise istemiş oldukları kitapların ilçemizde bulunan tüm kırtasiyelerde değil de anlaşma yapılmış olan kırtasiyede olmasından şikayetçiler. Çocuğum eve geliyor, “Anne-baba, öğretmen kitap ismi yazdı, bu kitap alınacakmış!” “tamam alalım nerde imiş, ne kadarmış” arayışına giriyoruz, ilçemizde bir yerde var, oda tek fiyat şu olur. Bundan aşağısı olmaz” diyorlar. Mecburuz ya! Nasılsa alacağız ya!
Bir başka önemli konu, çocukların maske kullanımı. Malum çocuklar biz büyükler gibi, kullan at maskeyi kullanmak istemiyor. Kendilerince beğenmiş oldukları ve daha çok bez olup, yıkanan cicili bicili maske kullanmak istiyor. Bazı okullarda bazı öğretmenler, çocuklara “bu maske ile gelmeyin, bunu kullanmayın! Normal maske takın!” gibi sert bir tavırda çocuğun kalbini kıracak şekilde hal ve hareketlerde bulunuyormuş.
Bir başka sorun ise servis konusu. İlçemizde birçok öğrencimiz evleri ile okullarının arası uzak olması nedeniyle servis tutmayı tercih ediyorlar. Okulun başlamasına dakikalar kala, servisler ilçe merkezinde hemen hemen her cadde ve sokakta karşımıza çıkıyor. Velilerin serviste sıkıntıları araç kullanan kişilerin biraz hızlı araç kullandığını iddia ediyorlar. Bu yönüyle servisçi kişilerin araç kullanırken daha dikkatli olmalarını istiyorlar.
Yukarıda yazmış olduğum konular velilerden bana gelen ve yazmamı istedikleri konular. Benim asıl sorunum Cumhuriyet Ortaokul giriş çıkışında yaşanılan sıkıntılar. Okulun şehir merkezine olan yakınlığı nedeniyle okul girişlerinde çok olmasa da gerek öğle arası gerekse öğleden sonra çok büyük sıkıntı yaşanıyor. Okuldan çıkan çocuklarımız evlerine gidebilmek için tabiri caizse araçlarla köşe kapmaca oynuyor. Karşıdan karşıya geçmek isteyen öğrenciler trafik yoğunluğu nedeniyle ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Hele hele okula yeni başlayanlar ve birinci sınıfa giden çocuklarımızın yanında ablası-abisi ya da velisi yoksa vay haline. Canımız sağ olsun biz araç sahipleri çocukların geçmesine müsaade etmediğimiz, sanki dakikalarla yarışan işlerimiz olduğu için birde çaldığımız kornolar ile minik yüreklerin korkusunu bir kat daha artırıyoruz.
Her ne ise, bu Cumhuriyet Ortaokulunun giriş ve çıkışlarına bir an önce çözüm yolu bulunmalı. Artık yaya geçidimi yapılır, yoksa okulun giriş çıkış saatlerinde Emniyet Güçleri mi görevlendirilir nasıl bir çözüm yolu bulunacaksa bir an önce bulunmalı. Yoksa olası bir kazanın yaşanması, olası bir acı olayın meydana gelmesi an meselesi.
Ve son bir konu. Şu pofpohçuluktan vazgeçin. İlçede kim kimin ne olduğunu, hangi işi yapıp yapamadığını, üzerindeki elbisenin bir beden küçük mü büyük mü geldiğini çok iyi biliyor. Hele hele bazı yalakalar var ki, sırf yalakalık olsun da nasıl olursa olsun, ben yalayım da kim ne düşünürse düşünsün diyenler var. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu tip yalamalar, yaladıkları ile kalırlar. Ve hep sonları hüsrandır. Geçmişte de kaybetmişlerdir, gelecekte de kaybetmeye mahkumlardır. Ve gerek yaptığınız gerek yapacaklarınız ortada iken, bu kadar kasım kasım kasılmanın ne anlamı var. Anan Nohut, baban sarımsak hesabı, herkes seni senden daha iyi tanıyor. Mümkünse bu kadar rezil olduğunuz yeter. Biraz aslınıza dönün, biraz kendiniz gibi yaşayın, şayet hiçbir şey yapamıyorsanız her zaman söyledim yine söylüyorum, azıcık insan olmaya çalışın.
Her şeyin gönlünüzce olması, varsa yanlışlık, hata en kısa yoldan dönülmesi baş eğip yalaka bir şekilde yaşamaktansa dik durup insanca yaşamayı tercih etmek dilek ve temennisi selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
İlçe siyasetindeki gelişmeler!
Ömer KILIÇ / Fıkıh Köşesi / İMAM-I RABBANİ’DEN (K.S.) NASİHATLAR SÖZLER
MEHMET ÇETİN / Mehmet Yılmaz