Evet! yaptıklarından utanmalısın sayın Koçak!

Beni az çok tanıyan bilir. Gördüğüm, bildiğim, tanık olduğum hele hele belge ve bilgi varsa yazmayacağım hiçbir konu yoktur.(prensibim gereği, kaçan kız çocukları, aile kavgası ve intihar olaylarını yazmadım, yazmayacağım) 21 yıldır yazdım, yazmaya da devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.
Yaşım 45. Bu güne kadar şahsımla ilgili, en ufak bir suçtan dolayı mahkeme yüzü görmedim. Mahkeme gördüm mü evet! En az 30-40 mahkeme gördüm. Neden? yazmış olduğum köşe yazıları, yapmış olduğum haberlerden dolayı mahkeme gördüm. Şükür rabbime bu güne kadar en ufak bir ceza da almadım.
Kimler mahkemeye verdi, derseniz, Ak Parti belediye Başkanı Ramazan Ceylan, Hakverdi Altuğ, Ferda Polat, Hastane Başhekimi, İmam, Savcı, Öğretmen, bilmem hangi kurumun müdürü, bilmem hangi partinin ilçe Başkanı-Kadın Kolu vs vs… En doğal hakları. Hepsiyle de hala merhabam devam ediyor. Zaman zaman iş yerime gelir, sohbet ederiz. Çünkü ben gazeteci olarak haber yapan, O’nlar yazılan ya da muhatabı olanlardı. Herkes mesleğini icra etti. İnsan olarak, adam olarak ta olması gerekende buydu.
Her ne ise geçmiş geçmişte kaldı. Gelelim günümüze. 31 Mart yerel seçimleri sonrası Cıngıl köyünden çok sevdiğim, her daim saygı gösterdiğim, rahmetli Tevfik amcamın oğlu, zaman zaman bir simidi bölüştüğüm, pek ortak paydada buluşamasak ta çoğu zaman siyasi konular konuştuğum, kardeşim gibi gördüğüm, Mustafa Koçak, Belediye başkanı seçildi. Seçildi seçilmesine ama, seçimden sonra kardeşim dediğim kişi, artık ne düşündü, kimler ne dedi bilemiyorum, kardeşliği bir anda, ihtirasa, kine, nefrete dönüştürerek, kendince düşmanlık besledi. Amenna, saygı duyarım. Allah herkesin yolunu bahtını açık etsin. Demek ki, bir şeyler değişince, duygularda değişiyormuş. Her ne kadar oy vermesem de ben onu Başkan olarak gördüm. Artık o Başkan ben se gazeteciydim. O Başkanlık yapacak, bende her zaman olduğu gibi gazetecilik ki, öyle de oluyor. Birkaç haber yaptım, demek ki acer başkanın hoşuna gitmemiş ki, gazeteme haber göndermemeye, hatta herhangi bir haber konusunda aradığımda telefonlarımı açmamaya başladı. Duydum ki küsmüş. Bir Başkanın gazeteciye küsmesini de görmüş olduk. Amenna!
Lafı uzatmaya gerek yok gelelim konumuza. Birçoğunuz gördüğünüz, duydunuz ya da izlediniz. Kasım ayı meclis toplantısında değerli Başkan, işi gücü bıraktı, geçtiğimiz hafta yapmış olduğum ve elimde görüntüsü olan son hali ile içler acısı bir durumda olan hayvan barınağı hakkında yapmış olduğum habere göndermede bulunarak “Yalan yanlış haber yapanlarla, yalan yanlış halkı yönlendirenleri muhatap aldığımızı göstermesin. Herkesin gerçekleri bilme hakkı var” dedi. Kişisel ihtiraslarının peşine düşüp te kimse algılarıyla yalanlarıyla Şereflikoçhisar belediyesini zan altına düşürmesin. Ahlaklı insan dedikodu yapmaz. Gider savcılığa suç duyurusunda bulunur. Mustafa Koçak’ı yazın arsızlığı varsa yazın, hırsızlığı varsa yazın, ama Şereflikoçhisar Belediyesini yazmayın” demeye getirdi. Ve utandığını ifade etti. Neden utanıyormuş biliyor musunuz? Neymiş 2023 yılında belediye hayvanlara mama almış o günden bu yana mama almayıp, sözde açlığa bırakanlardan utanmış, geçmiş yılda barınaktaki köpekleri sözde belediye çalışanları çardak köyü yakınlarında jandarmaya yakalandıkları için yakalandıklarından utanıyorum” dedi.
Bizi muhatap almadığını ancak, belediyenin meclisinden cevap verecek kadar egosuna yenilen değerli başkanıma seslenmek istiyorum. Malum, değerli Belediye Başkanı gazetecilerin söz hakkı olmadığı Meclis toplantısında gerek şahsımı, gerek gazetemi, küçük düşürücü ithamlarda bulunduğu ve şahsımın orada söz hakkı olmadığı için buradan cevap vermek istedim.
Birincisi Değerli başkan, keşke o divanı bu tür şahsi işlerinizle meşgul etmeseydiniz. Keşke elinde videosu, fotoğrafı olan ve dediğiniz gibi tüm dünyanın tanık olduğu ve hayvanların açlıktan adeta ölüme terk edilen görüntülerine yalan, yanlış demeseydiniz.
İkincisi evet haklısınız, Ahlaklı insan dedikodu yapmaz, hele hele devletin meclisinde hiç yapmaz. Hani Şereflikoçhisar Belediyesinin resmi sitesinde kendinizi tanıtan bilgi notunda bilmem kaç yılı Şereflikoçhisar sözel birincisi yazmışsınız ya, keşke dedikodu nedir? Haber nedir? Yorum nedir biraz bilgi sahibi olsaydınız.
Mustafa Koçak ve Belediye konusuna gelince. Ya henüz Belediye başkanı olduğunu kavrayamadınız ya da kavramak istemiyorsunuz. Belediyeyi yöneten siz olduğunuz için, Belediyeyi yazmamız kadar normal bir konu var mı?
Utanma konusuna gelince; Evet! Yaptıklarınızdan hatta yapamadıklarınızdan utanmalısınız.
İlçede onca işe ihtiyacı olan gariban kişi varken, İlçe Başkanının yeğenini işe aldığınız için utanmalısınız!
İlçede yıllarca açık olan mezbahayı, şantiye haline getirerek kapattığınız için utanmalısınız!
Sizi siyasetle tanıştırıp, elinizden tutan, ekmek sahibi yapan, abi dediğiniz kişiyi ihtirasınız yüzünden adeta sattığınız için utanmalısınız!
Yıllarca Ak parti üyesi olup, hatta Ak Parti zamanında belli bir yerde ücret karşılığı çalıştığınız, işiniz bitince partiden istifa edip, ekmek yediğiniz parti ya da partililere düşmanlık ettiğiniz için utanmalısınız!
Yine Partide o kadar emek vermiş, dava gütmüş, kişi ya da kişiler varken, sırf ego ve ihtirasınızdan dolayı Ak Parti Yönetim Kurulu üyesinin kızını işe aldığınız için partililerinizden utanmalısınız!
Amacı sadece evine, çoluk-çocuğuna ekmek götürmek olan ve Belediyede çalışan yaklaşık 26 kişiyi işten çıkarıp, çıkardığınız kişilerden bazılarını yeniden işe aldığınız için utanmalısınız!
Belediyenin kepçesini, greyderini yada her hangi bir iş makinasını şahsi işi için kullanan meclis üyesine siyasi planlar yaparak, soruşturma açtığınız ve soruşturmanın sonucunu açıklamadığınız için utanmalısınız!
Mülakatla işçi alımı yapılacak diye el altından işe aldığınız gencecik bir kızımızı telafisi olmayan dedikodularla birkaç gün sonra işten çıkardığınız için utanmalısınız!
Sevgilisine, dostuna, telefonda sizin adınızın yazıldığı iddiası ile ilgili her hangi bir çalışma yapmadığınız için utanmalısınız.
Ve en önemlisi şahsi çıkarların için, sizi büyüten, okutan, kul hakkı yeme diye nasihatta bulunan, göz bebeği olduğun rahmetli Tevfik amcamın ruhunu incittiğin için utanmalısın.
Daha yazacak çok şey var ama, ben utandığım için yazmak istemiyorum. O yüzden liyakatlı bir insan, kişilikli bir insan, haysiyetli ve onurlu bir insan, söyleyeceğinden çok duyacağını da hesap etmeli. Yoksa, o koltuklardan çok kişi geldi geçti. Sizden önce 5 Başkan gördüm. Hiç birisi orada değil, ben hala buradayım, bilin istedim. Yine de Rabbim yolunu, bahtını açık etsin… Seni boş ver, o anamım ( annen) hediye ettiği sütün hatırı var. Bilmem anlatabildim mi?
Siz değerli okurlarımızdan da ayrıca özür diliyorum. Her şeyin gönlünüzce olması, insanın aslını, neslini, eşini-dostunu unutmaması, mevki ve makamların bugün var olup yarın olmayacağını bilmesi, adımlarını atarken ona göre atması, bakacağımız yüze tükürülmemesi, tükürdüğümüz yüze bakılmaması, dilek temennisi selam ve dua ile…