Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Ömer Kılıç – YALNIZLIK

Kişinin yaşadığı psikolojik durum ile toplumdan ve çevresinden kendisini soyutlayarak kendi dünyasına çekilmesidir yalnızlık.
Tolstoy; “İnsancıklar içerisinde insan olmak” söylemini söylerken de kalabalıkların yalnızlığına dikkat çeker.
Kaybolup gidiyoruz kalabalıkların içinde. Hayatımızda her şey o kadar hızlı ki, bir an dursan her şey kaybolacak, her şey uçup gidecek gibi geliyor insana. Yakalayamadığın bir hayatı kovalamak, peşinden koşturmak zorunda kalıyorsun. Sürekli planlar yapıyor birkaç işi bir arada halletmeye uğraşıyoruz, ama hep bir şeyler hayatımızda yarım ya da eksik kalıyor.
Kalabalıkların içinde tek başına yaşayan insan gerçek anlamda kimseyle hiçbir paylaşımı olmadığı zaman giderek kendi duygularına karşı da duyarsızlaşabiliyor. Sahi en son ne zaman dinlediniz iç sesinizi? Kendi iç sesini dinleyemeyen insan öfkesiyle sevincini ayırt edemez duruma gelmekte, bu durumda sonuçta her türlü psikolojik ve psikosomatik sorunlara zemin hazırlamaktadır.
Herkes kendini bazen yalnız hissedebilir. Fakat bu olumsuz duygu sürekli devam ederse ciddi bir sorun haline gelebilir. Siz de böyle bir durumdaysanız bakış açınızda bir değişiklik yapmanız gerekebilir. Belki başkalarının yanında nasıl davrandığınız üzerinde düşünebilirsiniz. Bazı insanlar farkında olmadan başkalarıyla aralarına bir duvar örerek onların yaklaşmasına ve arkadaş olmasına engel olurlar. Sadece bakış açınızı değiştirmeniz bile yalnızlığınızı gidermeye yetebilir.
Hiçbir çağda olmadığı kadar iletişim kanallarının açık olduğu bir çağı yaşamaktayız. Mesafelerin kısaldığı ve herkese her an ulaşabilecek bir zaman dilimi içerisindeyiz. Fakat aynı zamanda insanların bir o kadar yalnızlaştığı ve giderek kendi dünyalarına çekildiği bir zamanı yaşamaktayız.
Sanal âlem sosyal medya adeta çağımızın hastalığı haline gelmiş durumda. Cafede sohbet etmek amacıyla bir araya gelmiş oturan gençlere bakıyorsun ellerinde akıllı telefonlar ve beyinleri oranın içinde, yan yana oturmuşlar ama sadece fiziksel olarak bir aradalar. Gerçekte ise her biri başka bir âlemde. Diller sukut etmiş, konuşmalar unutulmuş, karşılıklı iletişimi bitmiş.
Aile bireyleri televizyon, cep telefonu ve bilgisayar ekranına kilitlenmiş birbirinin yüzüne bakmaz olmuş. Artık insanlar bir araya geldiklerinde sohbet etmek yerine telefonlarındaki mesaj, video ve yorumları birbirlerine göstermeyi “paylaşım” olarak adlandırıyor. Gündelik hayatımızı derinden etkileyen sosyal medya bir tür bağımlılık halini alarak ciddi anlamda bir zaman kaybına da yol açıyor.
Yokluk aleminden varlık alemine geldik. Biz yok idik ve eğer Rabbimiz tarafından yaratılmasaydık asla var olamayacaktık. Var olmakla kalmadık insan olarak yaratıldık. Rabbimiz bizi sevdi de var etti. Rabbimiz bize değer verdi de bizi yarattı. Sevene karşılık sevgi gerek. Seven hele Yaratan Rab olunca o zaman sevgiyi derinleştirmek gerek. Sadece Yaratanı değil yarattıklarını da sevmek gerek.
Yaratılmışların özünde Yaratan vardır. Bu sebeple yaratılanlar yaratandan dolayı sevilmelidir. Allah için sevmek, sevginin merkezine Yaratanımızı koymak demektir. O’nun rızasına nail olmak için sevmek, O’nun bizi sevmesi için sevmek,
Sanal âlemde binlerce takipçi ve binlerce arkadaşı var ama yinede yalnız ve tek başına. Önemli olan gerçek hayatta kaç arkadaşın, kaç samimi dostluğun olduğudur.
Hayat sanal değil gerçeklerden ibarettir. Gerçeği fark edebilmen için sanal ortamdan uzaklaşmak lazım.
Kısacası; yalnızlık, insan fıtratına yaratılışına aykırıdır. Çünkü insan sosyal bir varlıktır.
Allah katında makbul olan ve insanların da hemcinsinden beklediği şey, yalnızlık değil, insanlarla iç içe olmak, sevmek, sevilmek ve yardımlaşmaktır.
Televizyon seyretmenin olumsuz bir yönü de karşılıklı fikir paylaşımı olmaması ve bu şekilde arkadaş edinilememesidir. Benzer şekilde bilgisayar oyunları da insanları hayali bir dünyaya götürür ve oynamayı bıraktıkları anda o dünya kaybolur. İnternette amaçsızca gezinen biri de bir süreliğine gerçeklerden kaçabilir, fakat bu şekilde ahlaksız şeylerle ya da gerçek kimliğini saklayan kişilerle karşılaşabilir. İnternetin gerçek dostluklar kurmak ve geliştirmek için iyi bir yer olduğu söylenemez.
Bir insan, başkalarına ne kadar alâka gösterir, onları anlamaya çalışır ve ihtiyaç anında onlara ne kadar yardım ederse, o derece mutlu ve huzurlu olur. Aynı zamanda karşısındakini de mutlu eder.
Yalnızlıkla başa çıkmanın başka pratik yolları da vardır. Dışarı çıkıp dolaşın. Bir parka gidip ya da mümkünse şehirden biraz uzaklaşıp yürüyüş yapın. Evde yalnızken zamanınızı bir şeyler üreterek geçirin; örneğin dikiş dikebilir, el işi veya tamirat yapabilirsiniz. Ya da kitap okuyabilirsiniz. Bir yazar şöyle dedi: “Hayatımda, bir saat kitap okumanın dağıtamadığı bir sıkıntı yaşamadım.” Birçokları Kutsal Kitabımızı okuyarak teselli buluyor. Uzmanlar, aynı inanca sahip kişilerle birlikte vakit geçirmenin de yalnızlığın üstesinden gelmeye yardımcı olduğunu, hatta sağlığa yararlı olduğunu gözlemlediler

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat