Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Yetimliğimin yıl dönümü!

İnsanın istemeye istemeye sahiplendiği, her ne kadar ulaşmak istemese de yaşamış olduğu olaylar sonrası isminin başına gelen bazı kelimeler ve isimler vardır. Kimisi aileden soydan gelir, kimisi ise başımıza gelen olaylar sonrası toplum tarafından verilen isimlerdir. Örneğin benim yetim olduğum gibi. Ya da bir başkalarının öksüz olduğu gibi. Yetim, babası ölen, öksüz ise annesi ölen çocuğa verilen addır. Tarifi her ne kadar bu kadar kolay gibi görünse de yetimlik ve öksüzlük öyle lafta olduğu gibi anne ya da babası ölen kişi olmuyor.
Öncelikle rabbim böyle bir acıyı kimseye vermesin! Verene de sabrını bol versin. Evet bugün (aslında dün) benim yetim kalışımın, boynu bükük kalışımın, canımdan canım, sırdaşım, arkadaşım, yoldaşım, kardeşim, zaman zaman evladım, zaman zaman atam kısacası her şeyimi babamı kaybedişimin birinci yılı. Dedim ya rabbim kimseye vermesin. Verene sabır versin.
Herkesin atası, herkesin anası-babası kendisine tatlıdır, ama benim ki hakikaten bambaşka biriydi. Tanıyanlar az çok bilir, İmam Hatipte okuyanların Adem Abisi, mahallesinde kalanın Adem amcasıydı. Kulağı ağır duyduğu için pek kimseyle muhattap olmaz, sorulmayınca cevap vermez, cevap verirken de kalp kırmamaya özen gösterirdi.
Yokluğun içinde büyümüş, çocuk yaşta anasını, genç yaşta babasını kaybetmiş. Hayatı çalışmakla geçen babam, okul yüzü görmemiş ama, gerek camideki kurslardan, gerekse okula giden çocukların dudaklarını okuyarak öğrenmiş okumayı. Tüm çocuklarını İmam hatibe göndermiş. Kendisi okul görmemiş ama, emin olun bizlerin bildiği duanın yarısı kadar dua bilir, elinden geldiğince ibadetini yerini getirirdi. Kulağı ağır duyduğu için alarm kurmaz ama, sabah ezanı okunduğunda uyanır, namazını kılardı.
Kimsenin malında gözü olmaz, tek gücü çalışmaya yeterdi. Allah var ustalığı iyiydi. İlkokul yıllarında hafta sonraları ücreti karşılığında evlerde badana boya yapar, çok güzel tandır örerdi. Tırpanı çok iyi çalar, heves etmesine rağmen bir kez olsun, direksiyonun başına geçip, araba sürmemiştir.
İyi adamdı benim babam! Sayısal veriye baktığında onca akrabası vardı ama, aslında yok gibiydi. Köyü olan Karabük’ten yaklaşık 50 sene önce çıkmış, bir daha da dönüp bakmamıştı. Hele yaşıtları, tek tek vefat edince, son yıllarda köye dahi gitmek istemez, içme suyunu dahi başka yerden almayı tercih ederdi. Aslında kırılmıştı, doğup büyüdüğü köye, kırılmıştı, akrabasına, kardeşine….
Ama benim babam, adam gibi adamdı. Her ne kadar memur olsa ( okulda hademe) o zaman aldığı maaş 4-5 çocuğa yetmezdi. Gecesi olmaz, gündüzü olmaz, hafta sonu nedir bilmezdi, dedim ya gücü çalışmaya yeterdi. Helalinden kazanıp, kimseye muhtaç olmak istemezdi.
Çocuklarının arasında ayrım yapmazdı ama, sanki bana biraz daha yakındı. Çünkü hep yanımdaydı, yanındaydım… Torunları vazgeçilmeziydi. Hele hele adı konan torunu Adem! ( abimin oğlu) en kıymetlisiydi. Yıllar sonra benim oğlan olunca her ne kadar papucu dama atılsa da, yeri farklıydı., “Sen bir adam olun ama gözüm görmez!” diye severdi oğlu mu? İsmi Musab’tı ama bir kez olsun Musab diyemedi, dili dönmediği için Mutap derdi!.
Eskilerden iyi avcıydı, ama son zamanlar ava gittiğimde kızardı. Hafta sonu pikniğe gider, attığım oltanın birinin yanına oturur, olta zilinin çalmasını bilmezdi ama, hiç balık tutamayınca, olta için “ kafayı hiç sallamadı” der, kızardı.
Dedim ya benim babam, babaydı! Öyle çok büyük bir hasatlık görmedi. Son yıllarda bir emboli attı geçmişti, birde cilt kanserine yakalanmış, yenmiş, hatta cilt kanseri olduğunu bilmeden vefat etti. Ona çoğu şeyi söylemezdik, üzülmesin diye. Ama benim ona düşündüğümü o bana düşünmedi. Elinde değildi ama beni bırakıp gitti. Her dua ederdim, rabbim bana ana-baba acısı gösterme, benim ömrümden al onlara ver diye! Bilirdim ağır olacağını, bilirdim zor olacağını, hatta kafayı bozacağımı düşünürdüm. Rabbim 34 gün yoğun bakımda, beni onsuzluğa yudum yudum alıştırmıştı sanki. Ve o kara gün. 19 Mart 2024 Saat: 04:45…. Hayatımın değiştiği, yaşama arzumu yitirdiğim, onsuzluğa alışamadığım, babamın vefat yıl dönümü. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin, sorgusunu-sualini kolay eylesin, peygamber fendimize komşu eylesin, ben ondan razıydım, rabbimde ondan razı olsun.
Diyeceğim tek şey, ana-babanıza sahip çıkın, Kıymetini bilin, en çok bilenlerdendim ama, hala içimde keşkelerim kaldı. Ve kusura bakmayın, bugün köşe yazımda özelimi yazdığım için. Aslında hiç sevmem böyle şeyler yazmayı da yazınca da rahatladığımı hissediyorum.
Her şeyin gönlünüzce olması, dilek temennisi selam ve dua ile…

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat