Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Balık beyinli olmayalım!

Hayvanlar aleminde hafızasındaki bilgileri en az tutabilen cins balık olduğundan zaman zaman unutkanlığımızda “balık beyinli misin?” deriz. Yani bir yerde vermiş olduğumuz sözleri unutunca suçu balığın üzerine atmaya çalışırız. Be demiştim sözü çok hoşuma gitmez. Aslında haklı çıktığım için sevinmem gerekse de bazı konularda “ben demiştim” sözünün sonuçları kötü olduğu için hiç hoşuma gitmiyor. Ama maalesef yine “ben demiştim”e geldim. Birkaç hafta önce bu köşeden Depremden dolayı zarar görüp ilçemize gelen misafirlerimizle ilgili bazı konulara değinmiş, ilçemizde ihtiyaç sahibi kişilere açılan kapıların, yapılan yardımları, verilen ücretsiz evlerin ilerleyen günlerde pişmanlık yaratacak, kaba tabirle “kaş yapayım diye göz çıkaracaksak, yardımda bulunmayalım” demiştim. Hani depremin ilk gününde hepimizin canının acıdığı, aynı acıyı yaşamasak ta yakın acıları yaşadığımız o kara günlerde, kimimiz evini, kimimiz sofrasını açtığı, paylaşımın hat safhaya çıkıp, bazı dengesizlere göre “reklam yapılıyor” çığırtkanlığı yapıldığı günler… Hıhh o günlerde varını yoğunu paylaşmak isteyen kişilerin son birkaç günde yüzseksen derede döndüğünü duyup, henüz 2-3 hafta geçmesine rağmen depremzedelere “ evimizden çıkın, oğlum yurt dışından gelecek, kızım evlenecek” bahaneleri üreterek, o mağdur kişileri kapı dışarı edilmek istenildiğini duymak beni bir hayli üzüyor. Emin olun son günlerde depremin ilk gününden fazla telefon almaya başladım. Her ne kadar arayan kişiler farklı farklı olsalar da istek ve şikayetleri aynı. “Bize evlerini açtılar, sağ olsunlar sığınacak yer verdiler, şimdilerde ise açık açık demeseler de bizi evden çıkartmak istiyorlar” diyorlar. Hatta öyle bir ses tonları var ki, birinci depremde yaşamış oldukları acı, bu acının yanında halt etmiş. Küfür etmeyi sevmem, edene de kızarım ama bu tip insanlara ağız dolusu söyleyecek sözlerim olsa, en ağır hakaretleri hak ettiklerini düşünsem de “boş ver” demekten başka çare bulamıyorum. İki kelamda laf etmez isem dilimin şişeceğinden korktuğum için tek bir şey söylemek istiyorum. Hani sırf; bak bak Ahmet depremzedelere nasıl sahip çıkıyor, bak bak falanca esnaf ne hayırsevermiş, iki hatta üç evini depremzedelere açtı” dedirterek şanının yüceldiğini sanal beyinsizler, Allah büyük. Bir bakmışız dün kınadığımız şey başımıza gelmiş. O yüzde mümkünse bu tip evlerini açan, gerçek manada hayır yapmak isteyen ev sahipleri yada aracı olan kişiler varsa, bu gibi sıkıntılı durumlarda şahsıma ulaşırlarsa karınca kararınca yardım yapmak isteriz. Kenetlenmemiz gereken şu günlerde aramıza nifak tohumlarının saçılmasına izin vermeyelim. Ve en önemlisi ne yaparsak yapalım Rahmanın rızasını kazanmak için yapalım ve mümkünse balık beyinli olup, vermiş olduğumuz sözleri unutmayalım.
Ve ilçemiz gündemi. İlçemizde yine “körler sağırlar birbirini ağırlar” moduna geçti. Depremi de bahane gösterenler, kabuğuna çekilmiş durumda. Kimse hiçbir konuda tek kelam laf etmez oldu. Siyaset deseniz öylesine, ticaret deseniz öylesine, yatırım deseniz öylesine, sözde aylar hatta yıllar önce adı açıklanan sözde projelerden ses seda yok. Millet halinden memnun. Tek amaç şuan mevcut koltukları korumak. Tek amaç şahsını düşünüp, ilçeyi ikinci plana atmak. Allah var son günlerde ilçemiz siyasi partilerin birisinde kazanlar yavaş yavaş kaynamaya başladı. Bazı yönetim kurulu üyeleri Ankara’ya giderek teşkilatları hakkında şikayette bulunup, bazı kişilerin partilerine vermiş olduğu zararları yavaş yavaş yukarı diye tabir ettiğimiz, İl Başkanlarına iletmeye başladılar. Sanırım en büyük hareket o partide yaşanıyor. Allah var birde muhtar adayları var. Piyasayı boş bırakmıyor. Henüz seçime bir yıldan fazla süre olmasına rağmen bazı muhtar adayları siyasilerden daha iyi çalışıyor.
Ve son konum. Malum gazetemiz manşetinden okuduğunuz üzere Ankara’nın 24 ilçesi olmasına rağmen sadece ilçemizden fay hattı geçiyor. Bu yönde ilçemizdeki eski binalarda da bir takım sıkıntıları olduğu bilgisi geliyor. Bu eğitim kurumu olur, resmi yerler olur. Bence bir a önce oluşturulacak bir komisyon ve çalışma ekibi ile İlçemizdeki bu binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespiti yapılmalı. Sıkıntılı olan binalara ya çözüm yolu bulunmalı ya da bir an önce boşaltılmalı. Son pişmanlık fayda etmez.
Her şeyin gönlünüzce olması, yapılan hayır ve yardımları el gördü diye değil, Allah rızası için yapmak, konum itibari ile şahsını değil ilçesini düşünmek dilek ve temennisi selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat