Toplum olarak hepimiz aynı kaygının peşindeyiz. Anamızdan doğduğumuzdan günden bu yana hep dünya telaşı içerisindeyiz. Çalışmak, kazanmak, rahat bir hayat sürmek, bu rahat hayatı sürerken de kendimizden başka kimseyi düşünmeden hayat yaşamaya çalışıyoruz. Peki bunca telaşın, bunca koşturmacanın sonucunda mutlu muyuz? Dersek, emin olun hiç birimiz dışarıya ikrar edemesek te, mutlu olanımız yok denecek kadar az. Hayat kısa! Ölümün yaşı, ölümün saati yok. Hele birde yaşımız ilerledikçe her gün telefon rehberimizden bir kişiyi sile hale geldik. Daha dün konuştuğumuz, birkaç saat önce sohbet ettiğimiz kişi yada kişileri son yolculuğunda uğurlarken buluyoruz kendimizi. Hepiniz duydunuz, gördünüz hatta cenaze törenine katılıp son yolculuğunda da yanında olmak istediğimiz Veteriner Hekimimiz Mehmet Ali Öztürk… Bir varmış bir yokmuşa döndü. Henüz gençliğinin baharında 48 yaşında yaşama veda etti. Kendisini uzunca yıllar tanır, zaman buldukça hoş sohbetimiz olurdu. Yemesine-içmesine dikkat eder, elinden geldiğince hem insani olarak hem de mesleki yönden yardımcı olurdu. Biri ya da birileri gibi her gün farklı farklı kişilerle, bugün falanca yerde içki masasında kadeh tokuşturmaz, ya da kibrine yenik düşüp, kimseye tepeden bakmazdı. Bir o kadarda çalışkan ve mesleğine düşkün birisiydi. İnandığı değerleri savunur, karşısındaki kişinin görüş düşüncesi ne olursa olsun, kötü söz söyleyip kalp kırmak istemezdi. Vefatı hem akrabalarını, hem dostlarını hem de sevenlerini üzdü. En büyük kaybı da ilçemiz yaşadı. Ne diyelim, ölümlü dünya, dedim ya bugün varız yarın yokuz. Rabbim mekanını cennet eylesin.
Ve ilçemiz… 21 yıllık meslek hayatımda ilçemizin bu kadar elinin güçlü olduğunu, idarecilerin bu kadar memleket meselelerine sahip çıkan, görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışan kişilerin var olması beni son derece mutlu ediyor. Son aylarda ilçemize yapılan atama ve görevlendirmeler ile ilçemizde gözle görülür bir değişiklikler yaşanmaya başladı. Cumhuriyet Başsavcısından, Hakim ve Savcılarımıza, Emniyet Müdürüne, İlçe Müftüsünden, bazı kurum müdürlerine kadar sağ olsunlar her biri ilçe için ne yapabiliriz peşine düşmüş durumda. İçlerinde çürük elma yok mu derseniz illaki oldu ve olacaktır. Her ne kadar bazı kurumlarda bazı kişiler egosunun altında ezilse, halkla iç içe oluyormuş gibi görünüp, kapalı kapılar arkasında ulaşılmayan insan konumunda olsa da görevini layıkıyla yapan kişi ya da kişilerin var olduğunu bilmek mutlu ediyor insanı. İnşallah bu gibi kişilerin sayısını her geçen gün artar da ilçemiz beklediği, istediği, hizmete kavuşur. Devlete olan ve her geçen gün kanı bozuk kişiler tarafından yudum yudum yıkılmaya çalışılan güven duygusu yeniden eski günlerine kavuşur.
Ve ilçemizin sıkıntıları. Aslına sıkıntıdan çok beklentilerimizin farklı olmasından dolayı sıkıntı olmamasına rağmen sırf beklediğimizi bulamadığımız için sıkıntı olarak gördüğümüz konulara. En büyük sıkıntımız İlçemiz Devlet Hastanesinde yaşanıyor. Emin olun hemen hemen her gün hastane ile ilgili farklı farklı şikayetler geliyor. En büyük sıkıntı ya da beklenti acilde görev alan yeni doktorların hasta ya da hasta yakınları tavır ve davranışları. Aslında bununda temel nedeninde hastalık psikolojisi var. Düşünün hastaneye giden bir kişi oraya gezmek için gitmiyor. Belli ki bir rahatsızlığı var. Hasta girişinden sonra doktorun çağırmasını hatta ve hatta bırakın çağırmasını içeriye girer girmez, kendisine bakılmasını istiyor. Hele bir de önünde birkaç hasta muayene oluyorsa ve biraz da beklemişse vay haline. Bir anda sinirler geriliyor. Hoş olmayan bazı gelişmeler yaşanıyor. Haklı olan yok mu derseniz evet! Haklı olanda yok değil. Muayene için içeriye girmişsiniz birde geçmeyen ağrınız var ve size bakacak doktor, hemen yanındaki kişiyle muhabbet ediyor ve sizi görmezden geliyorsa, işte film burada kopuyor.
Resmi kurumlar. Burada da benzer şikayetler geliyor. Bir kuruma gittiğimizde “yüzümüze bakan yok” diyoruz. Hepimizin tek derdi bir an önce işimizi halledip gitmek. Hatta hangi kurum olursa olsun, benden başka hiçbir kişinin işine bakmasın, ilk olarak benim işimi bir an önce bitirsinin derdindeyiz. Hal böyle olunca, beklentimize, cevap bulamayınca ilk çıkar yol sosyal medya paylaşımı ve ilçemiz hakkında aslı astarı olmayan kötü yorumlar. Hele birde her işi siyaseten bağlayan aklıselimlerden üç-beş destekleyici yorum gelince değmeyin keyfimize.
O yüzden yazımın başına dönecek olursak, emin olun dünya boş. Hiçbir şeyi kafaya takmaya gerek yok. Bugün varız, yarın yokuz. Buradan hiç bir şey de yapmayalım algısı oluşmasın. İşimize dört elle sarılıp, yükümlülüklerimizi de yerine getirmek zorundayız. Gerisi Allah kerim.
Ve son olarak, yıllar sonra yapmış olduğum bir haberden dolayı resmi kurumların harekete geçerek, konuyu yargıya taşıdıklarını duymak beni son derece mutlu etti. Yaklaşık 15 senedir böyle bir olayla karşılaşmamış, o kadar ihbar değeri olan konu ve haberleri yapmama rağmen kimsenin kılını kıpırdatmamasının üzerine böyle bir gelişmenin yaşanması, mesleğime bir kat daha sarılmama vesile oldu. Biri ya da birilerinin ilçeyi, ilçede olanları takip etmesi, en önemlisi de devletin varlığını hissettirmesi çok güzel bir şey. Umarım devamı gelir.
Her şeyin gönlünüzce olması, ön yargıdan uzak, dostluk ve kardeşliğin hat safhaya çıktığı, kalplerin kırılmayıp, ötekileştirmek ziyade, birleştirici olmak dilek temennisi, selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Huzurevi ve engellilerimiz
ALLAH İÇİN SEVMELİYİZ
MEHMET ÇETİN- Mustafa Erdil