İlçemizde yıllar önce Aksaray ve Şereflikoçhisar kıyaslaması yapıldı. Yaşım itibari ile az çok hatırlarım, uzunca yıllar önce Aksaray’ın nüfusu bizim nüfustan biraz fazla idi. Bir değişiklik yapıldı, ilk olarak bize bağlı olan köyler elimizden alındı, nüfusu artan Aksaray belli bir süre sonra il oldu. Hatta o dönem bizi Aksaray’a bağlamak istediler, konu şimdiki E90 Karayolunun trafiğe kapatmaya kadar gitti. Neymiş, biz; “kimimizin Şapkalı, ağa ceketli, kimimizin köylü dediği, Aksaray’a bağlanmayız, böyle kalalım daha iyi naraları atıldı. Olan oldu. İl olan Aksaray yatırımlar, siyasi destek, tutkunluk, çalışkanlık vs vs derken şimdi o dönem şapkalı dediğimiz Aksaray 450-500 bin nüfusa ulaştı. Her geçen gün de gelişmeye devam ediyor.
Aksaray’la artık iddiamız bitti, şimdi sırada Kulu var. Ağzını açan Kulu şöyle, Kulu böyle, yok Kulu’da doktor çok, yok Kulu’da hastane var vs vs. Evet haklı oldukları yanlar var. Ama ne Aksaray olayında, ne Kulu olayında hiçbir zaman kendimizi eleştirmedik. Oğlum, Lise Eğitimine şuan Kulu’da başladı. Yeni bir Fen Lisesi açıldı. Hatta ismini de eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ismini vermişler. Aslında ismini vermemişler, sayın Koca, bir yerde okula sahip çıkmış. Sayın koca sadece okula değil ilçeye sahip çıkmış. Halada sahip çıkmaya devam ediyor. Bakın dedim ya oğlum orada okumaya başladı. Okul yeni yapılmış, 300 kişilik spor salonundan, yurduna kadar her şey düşünülmüş. Her bir odada lavabo ve duş yeri mevcut. Dahası adamlar o kadar milliyetçi ki, okula gelen her öğrencinin formasından, kırtasiye malzemesine kadar, tabletinden, bursuna kadar hepsini veriyor. Okulda okuyan her öğrenciye, evet yanlış duymadınız her öğrenciye 2-3 bin lira burs veriyor, dahası derece yapan öğrencilere ise bu burs iki hatta üç katına çıkıyor.
Okulun yanında yükselen binaları görünce sorma gereği duydum; “ hocam bu binalar ne?” yeni yeni üniversiteler yapılıyor. Belki önümüzdeki yıl Eğitime başlayacak. Hatta sayın Koca bunu da hesap etmiş, hemşirelik bölümü açılacakmış. Ve hocanın dediği, bu okuldan mezun olan gençleri kendi hastanesinde, kendi üniversitesinde, kendi bünyesinde çalıştırma sözü veriyor, öğrenciler isterlerse yurtdışında okuma imkanı sunuyormuş. Kurmuş olduğu vakıfla öğrencilerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyormuş.
Ve çarşı merkezi, esnafı, belediyesi. Kulu’yu son 10 günde bolca gezme fırsatım oldu. Çoğunuzda biliyorsunuzdur. Aynı bizim ilçe gibi. Bir hadi iki ana caddesi var, bolca esnafı olan, çoğunluğu lokanta, sarraf ve giyimden oluşan… Lokantası ilçemizden pahalı. Giyim kuşam biraz ucuz gibi, oda her bütçeye göre ürün getirmelerinden kaynaklı. Kaliteli ürün pahalı, kalitesiz ürün ucuz. En büyük avantajları, ilçeden geçen Konya karayolunun kullanmaları. Esnaf sabırlı, art niyet, çekememezlik, ardından kuyu kazma olayı yok. Hatta aynı meslekten olan bir esnafa diğer esnafı sorsan kapı numarasına kadar sana adres tarif ediyor. Bırakın hakkında kötü konuşmayı, “benim gönderdiğimi, selamımı” bile söyleyin diyenler var. Hiçbir esnaf işyerinin dışına tabure koyup ta oturmuyor, ana caddelerde başka araç park etmesin diye duba, bayrak, hatta el arabası koyanda yok!
Ve belediyesi. Adamlar çalışıyor. Ana caddeler tertemiz. Her 30-40 metreye çöp bidonu koymuşlar, emin olun elimdeki izmariti yere atmaya utandım, her taraf pırıl pırıl. Az ötesinde ana cadde üzerinde banklar var. Konya Büyükşehir Belediyesi bank koymuş, vatandaş otursun diye. Her tarafta aydınlatma direkleri var. Akşam saatinde yanıyor. Yani esnafın ticareti bizde olduğu gibi akşam 6’da bitmiyor.
Ya biz! Esnaflar! Şu esnaf pahalı satıyor, şu esnaf iyi değil, onun malı kötü vs vs. Vurun abalıya hesabı. Belediyesi bizimkiler gibi dağda bayırda bilmem hangi köyde su peşinde koşmuyorlar. Aspir ekip zarar edince, bir başka kişiye ait zeytinyağını paylaşıp algı yapmıyorlar, bir yılda iki defa asfalt ihalesine çıktık diye nara atmıyorlar. Asli görevlerini sanki çok büyük yatırımlar yapmış gibi lanse etmiyorlar. Dahası daha önceki belediye başkanlarının yaptıkları yatırımları boyayıp, cilalayıp şunu şunu yaptık demiyorlar. Adamlar yatırım yapıyor, yatırım.. Günü kurtarmanın değil, önündeki 5-10 yılı garantilemenin peşinde koşuyorlar. Bizde Büyükşehirden gelecek iki tiyatro, üç-beş sanatçı ile konser derdindeyiz. Gerçi ona da katılım olmuyor, sadece gelen kişilerin fotoğrafını paylaşıyoruz…
O yüzden kimse kusura bakmasında, bırakalım şu Kulu, Aksaray lafını, biz ne yapıyoruz, ona bakalım. Önce kendimiz düzelmeliyiz ki, etrafımız düzelsin, biz ne yaptık ki, karşımızdakinden onu bekleyelim, sen esnaf olarak internetten alışveriş yaparsan, diğer esnafta sende olan malı internetten alır. Sen, bordan, toktan işlerle uğraşırsan elin adamı, sana elindeki izmariti yere attırmaktan utandırır, sen 8/10 kişilik köyde dağın başında su ararsan elin adamı, vatandaşı ana caddede bankta oturtur. Sen ilçendeki garibana sahip çıkmazsan, elin adamı, parti, gelir, maddi durum ayrımı yapmadan tüm öğrenciye burada ilçesinde okusun diye burs, tablet, forma verir.
Lafın özü, milliyetçi olmak lazım. Haset olmamak, daha düne kadar hiçbir tok değilken, koltuğa oturunca adam oldum sanmamak gerek. Bugün var olup, yarın yok olduğumuzu unutmamak gerek. Dün Aksaray’la yarışıyorduk, şimdi Kulu ile. Yarın emin olun, Sarıyahşi’nin lafını etmeye başlarız.
Bu memleket bizim, sahip çıkalım. Şakşakçılığı bırakıp, gerçekleri konuşalım. Bir etkili yetkili gelip tokalaştığı zaman, sanki dünyaları bağışlamış havasına sokmayalım. Onun işi o. Herkes işini yapacak.
Her ne olursa olsun, ister Aksaray Büyükşehir olsun, ister Kulu il, ille de Şereflikoçhisar, ille de Şereflikoçhisar… Ama gerçekleri de görmek kaydı ile.. Her şeyin gönlünüzce olması dilek temennisi selam ve dua ile..
DİĞER HABERLER
Din görevlilerinin fonksiyonları
MEHMET ÇETİN -Memleketimin yollarında yürüyorum 10 Köy yolu (Boğaz Yolu)
Aklımda deli sorular!