Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Siyaset mi, Çıkar mı yoksa ilçe mi?

Hemen hemen her seçim öncesi bu tartışma yaşanır. Siyaset ne için yapılır! Üstüne basa basa söylüyorum, ister kabul edin ister kabul etmeyin bence siyasetin birinci önceliği farklıdır. Yazımı okuyan siyasiler her ne kadar bu ifademi kabul etmeseler de, kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün siyaseti bazı şeyler için yapmıyorum diyen yalan söyler. En basiti. Bakın tek örnekle konuyu kapatıp asıl konuma geçeceğim. Düşünün siyasette iyi bir yerdesiniz, istediğinizi yapıp, istemediğinizi yapmayacak konumda… Bir kişi işe alınacak, işe alacağınız kişi tanıdığınız bildiğiniz, partiliniz ya da yakınınız mı olur, yoksa hiç tanımayı bilmediğiniz sıradan bir kişi mi? O yüzde kimse bana gazel okumasın.
Her siyaseti hafifçe tarif ettikten sora bu hafta İlçemiz belediye Meclis Üyesinde yaşanılan konulara gelelim. İlçemiz tarihide bir ilk yaşandı. Aynı Parti’nin Meclis Üyesi hem de dahası partinin Grup Başkanı yine aynı partiden olan Meclis Üyesi arkadaşının önergesine red oyu kullandı. Kiminiz “bunda ne var, adam önergeyi beğenmemiş, aklına yatmamıştır, partilisi de olsa, en güzelini yapıp, red oyu vermiş” diye bilir. Aslında önerge sıradan bir önerge olsa ve red oyu veren kişinin ilçemizi sevdiğini, ilçesi için var gücü ile çalıştığını, hemen hemen her meclis toplantısında ilçemizin gelişip, daha müreffeh bir konuma gelmesi için tek bir önerge verdiğini görsem haklısınız diyeceğim ama, yok.
Zatı muhteremin bugüne kadar ilçemizin gelişmesi için vermiş olduğu tek bir önergesi olmayınca ben bu işte art niyet ararım. Hatta işin daha vahim yanı dedim ya verilen önerge sırada bir önerge değil. Önerge ilçemize yapılacak olan bir yatırım. İşin aslı şu, bir şirket ilçemize yaklaşık 50-60 binlik bir kafes yumurta üretim tesisi kurmak istiyor. Hani hep söylüyoruz ya ilçemize yatırımcı gelsin, fabrikalar açılsın, açılacak olan yerde 8-10 kişi çalışsın. İşte tam da bu proje onun bir benzeri. Bu açılacak olan işletmede en az 3-5 kişi çalışacak, bu açılacak olan işletme sonrası ilçemizde üretimi yapılacak olan yumurta ile ilçe halkı taze yumurta tüketmiş olacak. Onu da bırakın ilçemizde bir yatırım yapılmış olacak. Ve aklıselimin birisi çıkıp, bu önergeye red oyu verecek. Vay memleket vayy. Ne gariptir ki, aynı zatı muhterem, katılmış olduğu meclis toplantılarından almış oldukları huzur hakkı ve zam konusuna gelince en üst limitten zam yapılacak karara evet diyecek. Yani buradan şunu mu anlamamız gerek, ben kazanacaksam Evet! derim, benim haricim kim kazanacaksa, ilçeye yatırım gelmiş, gelmemiş, biri ya da birileri yeni işletme açmış buna red oyu veririm mi demek oluyor?
Ve işin daha da vahim yanı ise, aynı partili bir arkadaşının vermiş olduğu önergeye diğer partili meclis üyeleri evet oyu verirken, bu kişinin red oyu vermesinin anlamı ne? Birkaç ay öncesine kadar yedikleri, içtikleri ayrı gitmeyen, hatta iddia odur ki, kapalı kapılar arakasında pazarlıklar yapıldığı iddia edilen kişiler ne oldu da bu duruma geldi? Acaba Belediye Başkan aday adaylığı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği hayalleri suya mı düştü? Ya da ayran mı içtiler?, merak etmiyor değilim. Her ne ise… O Onların sorunu. Çokta ilgilenmiyorum. Ben ilçem için yapılacak olan yatırımın önüne geçilmesine, yine ilçemde 3-5 kişinin ekmek kazanacağı yere engel olunmasına, şahsına geldiği zaman üç-beş kuruş fazla para kazanmak uğrunu huzur hakkının en tavandan zamlanmasına evet derken! yatırımın önüne geçilmesine karşıyım. Keşke huzur hakkına, “ben bu zammı hak etmiyorum, zaten çoğu zaman burada da kalmıyorum, ilçemiz içinde bugüne kadar herhangi bir proje ve yatırım için önergede veremedim, bırakın en tavandan zammı, ben oturum karşılığında maaş bile istemiyorum” demesini beklerdim. Ama nerde? Benimki de iş mi? Neler bekliyorum! Sanırım gece üzerim açık kalmış.
Gelelim Eyüp Doğan’ın sorusuna ve gerek Belediye Başkanının gerekse, konunun muhatabı olan Bünyamin Kılıçaslan’ın açıklamalarına. Her ne kadar konuşmaları çok uzun olacağı için tam yazamasak ta, Başkan ve Bünyamin bey, açık açık şunu dedi: Yahu bana isnat ettiğiniz suçlamayı sizlerde yapmadınız mı? Sizde Belediyenin araç ve gereçlerinden yaralanmadınız mı? Bende 33 bin kişi gibi yararlandım. Hatta evimin yanında bulunan hafriyatın kaldırılması için Aksaray, Adana vs gibi belediyelerden mi yardım isteseydim diyerek alay etti. Bunda ne var” demek istedi. Haksız mıydı? Karar sizin. Ve en kötü yanı, birisine gönderme yapıldı. Açık açık isim verilmese de hedefte bir dönem Belediye Başkanlığı yapan, o dönem Fetö ile adı anılan hatta bu yönde hakkında soruşturma başlatılıp, üzeri kapatılmaya çalışılan bir kişi. Hepinizin tanıdığı, hatta kamyoncu abilerim ve kardeşlerimde özür dileyerek, kamyoncu dedikleri, saçını boyatıp, hala bir yerlere gelir miyim! umudu yaşayan zavallı insandan bahsettiler. Bence bu da yanlış. Madem söz ettiniz, açık açık adını söyleseydiniz de kamuoyu adam diye merak bari etmeseydi.
Her ne ise bu hafta, bildiğimiz ama bir türlü kabul edemediğimiz, siyasetin farklı ve kirli yönlerine de şahitlik etmiş olduk. Yani biri ya da birilerinin ilçesinden, partisinden, yatırımdan, iş sahibi olacak kişilerden çok, cebini düşündüğünü gördük. Ne diyelim kişi kendisine yakışanı yaparmış.
Söyleyecek söz çok ama bazen susmak en ağır cevaptan daha ağırdır. Son olarak sayın Bahçeli’nin söylemiş olduğu ve çok hoşuma giden bir sözü paylaşmak istiyorum. ”Uzaktan mı adamlar, adamlıktan mı uzaklar belli değildir…” Şahsından çok ilçesini, cebine girecek fazla paradan çok işsizleri, en önemlisi davasına sahip çıkan kişi ve kişiler olmak dilek ve temennisi, selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat