Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Vicdansızlık Yapmayalım!

Kahramanmaraş Merkezli olup 10 ilde etkili olan depremde yavaş yavaş yaralar sarılmaya başlanıyor. Kimse inkar etmesin aziz milletimiz her ne kadar iç dünyasında birbiri ile tartışma halinde olsa, birtakım yanlışlıklarımız olsa da bu tip afet olaylarında tek yürek olmayı çok güzel başarıyoruz. Hepimiz gördük, duyduk, izledik. Deprem sorası herkes elinde gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Kimisi araçları ile deprem bölgesine giderken, gidemeyenler maddi manevi desteğini esirgemedi. Hatta çoğu insanımız depremzede kardeşlerimiz için kapılarını açtı, bağırlarına bastı. Yani işin özü yaşanılan bu felaket, bize bir yerde insanlığımızı, kardeşliğimizi, müslümanlığımızı hatırlattı. Rabbim bu felaket sonrası depremden kilometrelerce uzakta olmasına, deprem bölgesinde herhangi bir akrabası olmamasına rağmen, depremzedelerin acılarını acısı, dertlerini derdi bilip, o kişileri bu en zor günlerinde yalız bırakmayan tüm insanlardan razı olsun. Ve bir daha ülkemize böyle bir afet vermesin.
Peki güzel başlayan olaylar güzel olarak devam etti mi derseniz! İşte burada bir takım sıkıntılar yaşanmaya başladı ve halen de yaşanıyor. Öncelikle depremzede olmamasına rağmen sanki deprem bölgesinde evi yıkılmış, canından canı olan aile ferdinin biri ya da bir kaçını kaybetmemiş, aslında depremle uzaktan yakında alakası olmayan, ancak kütüğünde Hatay, Kahramanmaraş ve diğer iller yazan fırsatçılar, depremzede moduna girdiler. Gerek hayırsever insanlarımızın, gerekse devletimizin yardımında faydalanmak isteyen üç kağıtçı fırsatçılar, “bende depremzedeyim! Bana da yardım edilmesi gerek” gibi abuk subuk kelamlar etmeye başladı. Şuan kimse kızıp yanlış anlamasın ama deprem bir mağduriyet kapısı haline geldi. Bakkaldan ekmek almak isteyen kişi depremzedeyim diyor, ayakkabı alan kişi depremzedeyim diyor, konfeksiyon alan kişi depremzedeyim diyor, hal böyle olunca insanlarımızın duyguları ile oynanıp, iyi düşünceleri suiistimal edilmeye başlandı. Hal böyle olunca halis niyetli insanlarımızın güve duygusu yavaş yavaş yok olmaya başladı. Artık bu yaşanılanlar sonrası kimse depremzede kişilere yardım yapmak istemez hale geldi.
Peki bununla bitti mi? Hayır! Birde perdenin diğer yüzü var. Depremi fırsat bilip, sırf üç-beş kuruş fazla para kazanmak için evlerini fahiş fiyata kiralamak isteyenler türedi. Yaşanılanları duydukça aklım almıyor. Bir insan nasıl bu kadar küçülebilir, bir insan nasıl bu kadar vicdansızlaşabilir? Nasılsa depremden gelmiş, kalacak yeri de yok. Bu evi kiralamakta başka çaresi de yok! diye düşünen zihniyet, kirası 500-600 TL olan evi, hem de 6 aylık kira bedelini peşin almak kaydı ile 2 bin 2 bin 500 lira kiraya veriyor. Yazık hem de çok yazık. Sözde kar ettiğini düşünen kokuşmuş zihniyet, insanlar arasında, müslümanlar arasında güven duygusunu yıkıp, fırsatçılık gibi hoş olmayan bir düşüncenin kapılarını açıyor.
Ve içerisinde herhangi bir kötülük olmamasına rağmen, sırf biri ya da birileri mağdur olmasın diye yardım toplayıp dağıtan kişilere seslenmek istiyorum. Mümkünse kime ne yardım yaptığınızı iyi araştırın, biraz kaba olacak ama şu an at izinin, it izine karıştığı bir dönemdeyiz. Mümkünse gerçek ihtiyaç sahibi aileleri tespit edelim. Hepimiz görüp yaşıyoruz. Hemen hemen her gün ya birisi gelip yardım istiyor, ya da bir yakınımız “falanca kişiye yardım topluyoruz, katkın olur mu?” diyor. Yıllardır bu yardım konuları iç içe olduğum için az çok biliyorum. Emin olun gerçek ihtiyaç sahibi kişiler günümüzde olduğu gibi kapı kapı gezip de “bana yardım edin!” demiyor, diyemiyor.
Ve reklam konusu. Bazı dangalaklar, ciğeri beş para etmez kişi ya da kişiler, sırf muhalefet olsun diye klavye başında delikanlılık yapıp, nifak tohumu saçmaya çalışıyorlar. Dinle diyanetle alakası olmayan, ağzının deliğini sorsan başka yerini gösterecek olan budalalar, yapılan yardımların sosyal medyada paylaşılmasından kendilerince nemalanmaya, yardımı yapan kurum, kişi ya da kişilerden hınç almaya çalışıp, bilir bilmez aklı ile “veren el, alan eli görmeyecek” diyerek sözde laf konuşmaya çalışıyorlar. Tamam alenen yardım yaptığımız kişi ya da kişileri rencide edecek şekilde paylaşım yapmayalım, ancak teşvik denilen bir kavram var. Ya da hani bu budalalar bilmez ama uzakta olan ve yardım yapmak isteyen kişiler, yardım yapabilmek için bazı kişileri aracı olarak kullanır. Örneğin yurt dışındadır, üç-beş kuruş para gönderir ya da burada ortak bir şekilde para toplanıp yardım yapılır, yardım sahibi kişiler yapmış oldukları hayırlarının amacına ulaşıp ulaşmadığını merak eder, işte bazen bu tip paylaşımlar sırf bu yüzden yapılır. Ancak bazı şeref yoksunu kişiler herkesi kendileri bildikleri için hemen çamurlaşıp, konuyu ya siyasete ya da çıkara çevirmeye çalışırlar.
Diyeceğim o ki, son günlerde yaşanılan olayları görünce emin olun Kahramamaraş’ta olan ve binlerce insanımızın yaşama veda edip, binlerce insanımızın mağdur olduğu depremden daha etkili depremler yaşanıyor. O yüzden şu an her zamankinde daha çok birlikteliğe ihtiyacımız var.
Rabbim ne verirse hayırlısını versin, rabbim bizleri afetleri ile imtihan eylemesin, rabbim bize her şeyden önce vicdan ve merhamet nasibeylesin. Her şeyin gönlünüzce olması dilek ve temennisi, selam ve dua ile…

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat