Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Yaşlı amcayla sohbet ve gençlerimiz

14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere sayılı günler kala hem ilçemize yapılan siyasetçi akını artarken, hem de sohbetlerin temel konusu seçim olmaya, herkes dilinin döndüğünce, bilir bilmez siyasetçi olmaya başladı. Kim kiminle bir araya gelse 14 Mayıs seçimlerinden başkasını konuşmaz oldu. Geçtiğimiz günlerde farklı bir konu için yaşlı bir amcamızı ziyaret ettim. Beni tanıyalar bilirler 6 yaş altı ve 70 yaş üstü kişilerin sohbetini severim. Yalansız olur, daha samimi ve içtendir konuşmaları. İşte tam böyle bir amca buldum. Biraz eskilerden konuştuk. Halbu ki bu yaşta kişilerle geçmişte yaşadıklarını anlatmalarını ister, yaşanmışlıkları hoşuma gider. Bu yaşta kişilerle siyaset konuşmayı sevmem. Bir anda amca “bana bak sakallı, sakalı süs için mi, inancın için mi bırakıyorsun? “dedi. Allahalla ilk defa böyle bir soru ile karşılaştım. Sakalı seviyorum amca, ama süs için bırakmadım” dedim. Hafifçe; “iymiş” dedi. “Kime oy verecen?” deyince bir kez daha şaşırdım. Amca ben İmam Hatip Lisesinde okudum. Beş kardeşiz, birisi okumadı. 4’ümüz İmam Hatipte okuduk. Allah razı olsun, babam bizi İmam Hatibe gönderdi. Bize iki şey öğretti, yalan ve haramdan uzak durun. Kendisi her ne kadar memur olsa da az çok biliyorsun, o dönem memurda olsan geçim çok zordu. Ben çalışmaya ilkokul dördüncü sınıfta başladım. Şükür o gün bugün çalışıyoruz” dedim. Niye okumadın? Demesin mi? Amca o dönem İmam Hatiplerin önü bu kadar açık değildi. Okumak için sınava girdiğimizde bizler İmam Hatipli olduğumuz için puanımız düşük olurdu. Başka okullarda okuyanlar, bizden az soru yapmasına rağmen bizden çok puan alırdı. O yüzden okuyamadık, kızlarda başörtüsü yüzünden okuyamadı” dediğimde amca başladı anlatmaya.
Bak sakallı! Belki bilirsin bilmezsin eskiden çoğu şey yoktu. Şimdi her şey var. Tüp bulamazdık tüp! tüp bulsak yağı bulamazdık. Çarşı Pazar karışıktı. Her gün kavga çıkar, sağ-sol davası vardı. Üç-beş dönüm tarla vardı ama ekemezdik, eksek satamazdık. Hastaneye gider günlerce muayene olamazdık. Olsan ilacı alamazdık. Sağ olsun, Erdoğan geldi de her şey bollaştı. Oy vereceksen bu adama ver. O’nlara oy verme. Bak sakalında var. Ellerinden gelse ezan okutmayacaklar. Teröristi serbest bırakacaklarmış. Bizi eski günlere götürecekler. Aman oğlum eşine çocuğuna da söyle. O günleri unutmasınlar. Adam araba yaptı. Gaz buldu. Bak emekliye yine zam yapacakmış” deyince “bakalım amca hele o güne bir gelelim” dememle birlikte amcanın bir anda yüz şekli değişti. “Solcu musun Yoksa!” “Tövbe amca o nasıl laf” deyince, “aman sakallı. İyi birisine benziyorsun. Erdoğan’a sahip çık” dedi. Sen bunları boş ver amca, sağlığına dikkat et, ebeme sahip çık, bakanın olmaz” deyince, “ o eskidendi, şimdi oğlun-kızın sana bakıyor, devlet birde para veriyor. Kim bakmak istemez. Bakmazsa bile huzur evleri var. Verirsin maaşını bakarlar sana” dedi. Epeyce bir sohbetin ardından amca beni sıkı sıkı tembihleyerek uğurladı. İlk defa bir kişi ile siyaset üzerine yapılan sohbetten zevk almıştım. Amca o yaşına rağmen hiç kırıcı laf söyleyip, hakaret etmedi. Ama günümüzde öyle mi? Dedim ya bilende bilmeyende siyasetçi olmuş. Fındık kadar alı ile asıp kesiyor, iki lafının birisi hakaret yalan dolan. Siyaset konuşmayalım, görüş ve düşüncelerimizi söylemeyelim demiyorum ama; kırıcı da olmayalım. Karşınızdaki kişi sizin desteklemiş olduğunuz partiyi destekleyip, düşündüğünüz kişiye oy vermek zorunda değil. Amcamın da yaşadıkları gibi kişilerin geçmişinde yaşanmışlıkları, canını acıtan yanları vardır. Ama haklı ama haksız gerekçeler ile istediği kişiye oy vermekte özgürdür. Ve mümkünse kimse bu özgürlüğü kısıtlama yoluna gitmemeli.
Gelelim gençlerimize. Allah rızası için gençlerimize sahip çıkalım. Cadde ve sokaklarımızın hali belli. Hele hele ilçemizde bulunan bazı okulları önünde yaşanılanlar daha da vahim. Yaşları siz deyin 13 ben deyim 15’li kızlarımız ellerinde sigara, hoş olmayan hal ve hareketlerde bulunuyor. Hani çocuklarımızı okula gönderiyoruz ya, mümkünse ara ara hele sabah saatlerinde takipçileri olalım. Kiminle ne yapar, neler yaşar, arkadaşları kimdir kontrol edelim. Olurda bir tanıdığımız, bir dostumuz; “arkadaşım, kardeşim, dostum; senin çocuk şunları yapıyor, şöyle şöyle davranıyor” dediğinde, “ benim çocuğum yapmaz, çocuğumuza kara çalma” demek yerine, dediğini dikkate alıp takipçisi olalım. O’nlar bizim geleceğimiz. Cahil dönemlerini yaşıyor olabilirler, yanlışları da olur ama; mümkünse bu yanlışlarının önüne geçelim. Bazı şeyler için geç kalmadan önlemimizi alalım.
Her şeyin gönlünüzce olması dilek temennisi, selam ve dua ile..

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat