İstiklal Marşı’nın Kabulünün 100.yıldönümü kutlandı, Mehmet Akif Ersoy anıldı

12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulünün 100.yıldönümü kutlamak ve Mehmet Akif Ersoy’u anmak için Kaymakamlık nezdinde İlçe Milli Eğitim tarafından program düzenlendi. Program sonrasında günün anısına şehir mezarlığındaki şehitlik ziyaret edildi.
12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı düzenlendi. Bu yıl İstiklal Marşı’nın kabulü 100. yıldönümü olduğu için diğer yıllardan farklı olarak kutlama programı üç gün sürdü.
*İlk program 8 Mart 2021 tarihinde saat 11.00’de Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans salonunda 12/A ve 12/B sınıfı öğrencilerine yönelik aynı okul Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Elif Çakır tarafından “Mehmet Akif Ersoy – İstiklal Marşı Asım’ın Nesli” konulu konferans düzenlendi.
*İkinci program 10 Mart 2021 tarihinde saat 14.00’da Anadolu İmam Hatip Lisesi konferans salonunda 12/C ve 12/D sınıfı öğrencilerine yönelik aynı okul Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni İsa Güneş tarafından “İstiklal Marşında ifade edilen bizi biz yapan değerler” konulu konferans düzenlendi.
SON PROGRAM 12 MART CUMA GÜNÜ YAPILDI
Ve son program 12 Mart 2021 Cuma Günü yapıldı. Kaymakamlık nezdinde İlçe Milli Eğitim koordinatörlüğünde Nizamülmülk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Şehit Sercan Bulak salonunda bir program düzenlendi.
Covid-19 tedbirleri kapsamında maskeler takıldı ve sosyal mesafeye uyularak yapılan program, Saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Nizamülmülk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Halil Bahadır tarafından yapıldı. Bahadır konuşmasında; “Bugün korkma diyerek başlayan ve bizlere 5 bin yıllık Türk tarihini anlatan adına da İstiklal Marşı dediğimiz hikâyemizi anlatmak ve bu milli destanın şairi Mehmet Akif Ersoy’u anmak üzere buradayız.
Mehmet Akif Ersoy hakkında bilgiler veren Bahadır; “1921 yılında Milli Mücadelenin ruhunu yansıtacak bir marş yazılması fikri ortaya çıktı. Yarışmaya katılan eser sayısı 724’e ulaştı ama bunca eser arasından hiçbirisi yaşanan ruhu mısralara dökememişti. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Bey, bu şiiri ancak Çanakkale Şehitlerinin ve Safahat’ın şairi Mehmet Akif’in yazabileceğini biliyordu. Hamdullah Bey meclisten, ünlü şaire teklif götürmek için izin aldı ve Akif’in kapısını çaldı. Mebusluğu süresince bir konuşma dışında sessiz kalmış Akif, yarışmayı kazanan kişiye 500 lira ödül verileceği için yarışmaya katılmak istemiyordu. Ona göre böyle bir hizmete maddi bedel asla karıştırılmamalıydı. Hasan Basri Çantay, Akif’e ödülü hayır kurumuna vermesini teklif ederek sorunu çözdü. Gerisi artık Mehmet Akif’in kalbi, vicdanı ve kalemine kalmıştı.
Şiirin teslim edilmesi için sadece iki gün vardı. Cephelerden gelen haberlerin iç kararttığı o günlerde, muhtemelen ilk mısra çaktı beyninde Akif’in. “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!” dedi.
Mehmet Akif, Milli Mücadele döneminde yazdığı şiirlerle ve yurdun dört bir yanında yaptığı konuşmalarla orduya moral, milletimize cesaret aşılamıştı diyen Bahadır; “ Akif, okunuşundaki bütün rahatlığa rağmen zor yazan bir şairdi. Kalmakta olduğu Taceddin Dergâhındaki evde, sadece bu marşa odaklandı. Bu şiirde; savaş, medeniyet, maneviyat, gelecek, inanç, özgürlük, cesaret, kahramanlık ve umut yer almalıydı ona göre. Büyük bir kompozisyon içinde, hepsi yerli yerine oturmalıydı. Ve bütün bunlar; söyleyenin, dinleyenin ve okuyanın içine işlemeliydi. Sonunda 41 mısralık şiirini bitirmişti” dedi.
Meclisin 12 Mart’taki oturumunda, finale kalan 7 şiir vardı diyen Bahadır konuşmasına şu cümlelerle son verdi. “Diğer 6’sı hiç okunmadan, Akif’in yazdığı marş, alkışlar arasında okundu ve kabul edildi. İşte o günden beri çocuk yaşta, al bayrağın gölgesinde, büyük gururla ve tarifsiz duygularla okumaya başladığımız bu marş, her okunduğumuzda bizlere, milletimize ait ve gerçeğin ta kendisi olan bir kahramanlık hikâyesi anlatmaktadır. Bu hikâye Asya’nın bozkırlarında başlayıp, bugün hâlâ devam eden ve sonsuza kadar devam edecek emsaliz bir hikâyedir. Hepinizi saygı ile selamlarken sözlerimi Mehmet Akif’in şu temennisiyle tamamlıyorum: “ALLAH BU MİLLETE, BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN” .
Program Anadolu İmam Hatip Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Yasemin Çabuk tarafından “Mehmet Akif Ersoy cevap” adlı şiirini okuması ile devam etti.
Şiirden sonra Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Doç.Dr.Ahmet Sarıtaş tarafından da bir konuşma yapıldı.
Sarıtaş da konuşmasında; “Akif Safahat’ının en güzel yerini siz gençlere adamıştır, sizlere ve bizlere seslenmiştir.
Asım, bir insanda olması gereken tüm erdemlere bürünmüş olan, duruşu ve ahlakıyla örnek bir genç olarak anlatılmıştır. Asım üzerinden Müslüman gençlik idealize edilmiş, üstat Mehmet Akif bu gençliğe “Asım’ın nesli” adını vermiştir.
Asım inanmış bir gençliktir, Akifin görmek istediği gençliktir. Okumuş, sağlam karakterli, asla ve asla pes etmeyen, vatanına toprağına bağlı hak yolunda yürüyen Akif’in yansımasıdır Asım.
“Asım’ın nesli derken iman, irfan, fazilet ve bilgi ile donanmış; karakterli, ahlaklı, kişilikli; vatanına, milletine ve dinine sahip çıkan, dahası bunları yüceltmek için tüm imkanları seferber eden bir gençlikten bahsediliyor.”
Batının sadece ilmini alın medeniyet algısına kapılmayın diye tavsiye der asımlara …
O zamandan bu zamana seslenmiştir Akif.
Akif sadece kendi asrına ve yaşadığı döneme ait değildir.
Herkes gibi Mustafa Kemal Atatürk de, Akif’e olan sevgisini ve hayranlığını birçok kez belirtmiştir. Mustafa Kemal’in bir gün ansızın gelerek katıldığı bir toplantıdaki sözleri oldukça önemlidir. O toplantının zabıtlarından Mustafa Kemal’in bu konuşması şöyledir: “… İstiklal marşı bizim inkılâbımızı anlatır. İnkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de unutturmak lâzımdır. İstiklâl Marşı’nda istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır der” şu sözleri söyler,
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl”
Sözlerime; Mehmet Akif’in hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için, “Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?” diye bir sorulan soruya verdiği cevapla son vermek istiyorum.
“O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın” dedi.
ON KITADA BİR VATAN İLELEBET İSTİKLAL GÖSTERİSİ
Yapılan konuşmalardan sonra Nizamülmülk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından sergilenen “On Kıtada Bir Vatan İlelebet İstiklal” isimli gösteri, izleyenleri adeta mest etti.
ÖDÜL TÖRENİ
Gösterinin ardından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “İstiklal Marşımızı güzel okuma” yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.
İlkokullar arası İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışma birincisi Tuzgölü İlkokulu öğrencisi Elif Nila Yıldız’ın ödülü Belediye Başkanı Memiş Çelik tarafından, Ortaokullar arası İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışma birincisi TOKİ Ortaokulu öğrencisi Nila Nur Şam’ın ödülü Tatbikat Merkezi Komutanı Tankçı Albay Dursun Bostan tarafından, Liselerarası İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışma birincisi Yavuz Sultan Selim Fen Lisesi öğrencisi Nesrin Bayrakçı’nın ödülü de, Kaymakam Zafer Engin tarafından verildi.
Ödül töreninin ardından 12 Mart İstiklal Marşı’mızın kabulünün 100.yıl dönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı sona erdi.
ŞEHİTLİK VE GAZİ AİLELERİ ZİYARET EDİLDİ
Programdan sonra Kaymakam Zafer Engin, Tatbikat Merkezi Komutanı Tankçı Albay Dursun Bostan, Belediye Başkanı Memiş Çelik, İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Çitken, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen İzzet Şahin ve İlçe Müftüsü İsmail Göksu şehir mezarlığındaki şehitliği ziyaret ederek şehitlerimizin mezarlarına karanfil bıraktılar, ruhlarına Kur’an okunup dualar edildi.
Daha sonra gazi aileleri ziyaret edildi.
Kaymakam Zafer Engin, Tatbikat Merkezi Komutanı Tankçı Albay Dursun Bostan, Belediye Başkanı Memiş Çelik, İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Çitken, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen İzzet Şahin ve İlçe Müftüsü İsmail Göksu; İlçemizde ikamet eden Kore Gazisi eşi Hava Baykal ve Kıbrıs Gazisi eşi Meliha Demirci’yi evlerinde ziyaret etti.