Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Mehmet Çetin – Çiçek Hanı ve Mandıroğlu Hanı

*Çiçek Hanı

Haydarlı Çolak Selim’in 1950’li yıllarda yaptırdığı ve ilk dönemde işlettiği bilinen Çiçek Hanı, Cumhuriyet İlkokulu karşısındadır.
1954 yılı sonrasında Haydarlı Osman ve oğlu Mustafa işletti. Baba oğul daha sonrasında bakkal dükkânı da açtılar.
Bu bilgileri veren Hüseyin Gündoğan’a teşekkür ediyoruz.
Derevenk’li Ali Çiçek, Hirfanlı Barajı gölü altında kalan arazisinin 1957 yılındaki istimlâk parası ile hanı satın alır. 1957-1988 yılları arasında işletirler.
Hanın önceki ismi Kızılırmak Oteli idi, sonradan Çiçek Hanı oldu.
Hanın, garajdan inen yola ve arka taraftaki yola cephesi olup iki cephede de kapılar vardır. Garaj tarafından yayaları, arka tarafından at arabası ve hayvanları alırlardı. Ahır, hanın altında değil arka tarafındaki avludadır.
Arka tarafı derken; rahmetli sarraf Tevfik Koçak’ın evi tarafında Çiçek Hanı’n bir kapısı vardı. Bu kapının girişinden sağ tarafta rahmetli Tahsin Koçak’ın evine sırtını dayayan ahır vardı. Girişin solunda ise Hayri Kale’nin evinin duvarları tarafına da at arabalar durur.
Cumhuriyet İlkokulun önündeki ya da eskinin garajından inen yola cepheli iki katlı kerpiç evin, altlı üstlü ikişer odası vardır.
Alt katında Ali Çiçek oturuyor, üst katındaki iki odanın birinde kiraya verdiği öğretmen oturuyor, diğer oda ise misafirhanedir.
Han kısmı iki katlı olup, katlarda ikişer oda bulunur.
Ali Çiçek, akıllı ve çalışkan birisidir. Bu vasıfları ile tanınan lakapları vardır.
Ali Çiçek’e takılan lakapların izahını Milli Eğitimden emekli eğitim uzmanı Avni Çiçek’ten- teşekkürle- naklediyoruz:
Gavur Ali, lakabı; ağabeyi ya da edesi (ağabeyi) Abdurrahman Çiçek tarafından, bağdaki çiçek açmış bir ağacı kestiği için ona “gavur musun?” dediği için öyle kalmıştır.
Cin Ali ise sonradan yaptığı zekice işlerden dolayı takılan bir lakaptır.
Ali Çiçek, Etlioğlu Pasajını satın alan Sait Etlioğlu’nun yeğenidir.
İlkokul yıllarımızda (1965/1969) Ali Çiçek’in bu hanı işlettiğini hatırlarım ki kızı sınıf arkadaşımızdır.
İlçemiz esnaflarından Hacı Ali Güzel, Çıkınağıl’dan ilçeye geldiğinde Çiçek Hanı, bir müddet işletir.
Sonraki yıllarda değişiklikler oldu.
Zemin katta Palaz’lı Bakkal Koca Hüseyin Demirel, yıllardır esnaflık yaptı. Sonrasında Kadıncık’lı İbrahim, bakkal dükkânı işletti.
Çiçek Hanın yakın komşularından olan ve bilgileriyle yardımıyla İsa Koçak’a da teşekkür ediyoruz.
Çiçek Hanı’nın yeni dönemi bilgilerini Sebahattin Ceylan’ın oğlu Ercan Ceylan’dan ve Belediye eski başkanlarımızdan eğitimci Ramazan Ceylan’dan gelen bilgileri-teşekkür ederek- naklediyoruz.
Çiçek Hanı’nı 1967 yılında Cavlak’lı Kemal Özdemir ve Sebahattin Ceylan satın aldı.
Sonradan ufak tefek değişikliklerin yapıldığı ve on iki odası ve avluda ahırları bulunun hanı kısa süre Cavlak’lı İbrahim Özdemir ve Metin Ceylan çalıştırır. Ancak başarılı olamazlar.
Aliuşağı Köyü’nden Çolak Sait’e kiraya verilir. Çolak Sait, biriken kiraları ödemeyince otel kapatılarak üç daireye çevrilir. Gelişen duruma göre zemin kısmı üç dükkâna dönüştürülüp kiraya verilir.
1969-1980 yılları arasında, üst katında Kemal Özdemir ve Sebahattin Ceylan ikâmet ederler.
Eski Garaj’ın faal olduğu o dönemde, duyulan ihtiyaç üzerine yıkılır ve Merkez İş Hanı yapılır. Zemin katı sıralı iş yerleri ve üzerinde bir kat olmak üzere yapılan bu han, o dönemde çok işlek idi.
Merkez Hanı, öncekine göre daha iyi tutuldu. Sıra dükkânların garaj tarafı girişinin sağında Sarıyahşi’li Duran ve Mustafa Ünal kardeşlerin beyaz eşya mağazası, karşı sırada televizyon tamircisi Durhayat’ın dükkânı vardır. Ayakkabı tamircisi Mehmet Erdoğan’ın mekânı da bu kattaydı.
Öncesi gibi Merkez İşhanı’nın önlü arkalı çift girişi vardır.
Garajın taşınması bu bölgeyi çok etkiledi.
2005 yılında ŞK Yem Fabrikası sahiplerine satılır.

******************************************************************************************************************************

*Mandıroğlu Hanı

Şereflikoçhisar’daki Mandıroğlu Hanı’nı işlek kılan konumu dikkat çekicidir, şöyle ki:
Eski hapishane yolu ile asfalttan gelen yol ile Sarıkaya’dan inen yolun ve çarşının içinden, üstünden gelen iki yol ve alt tarafındaki Dr. Kamuran Ayanlar’ın sokağından gelen yedi adet yolların kavuştuğu ve aynı zamanda geniş meydana da cepheli Mandıroğlu Hanı, bu özellikleri yanı sıra o dönemin en son yapılan yeni hanı olması sebebiyle belki de çok tutulan bir handır.
Hanın arsasını Kara Enver’den satın alan Raşit Öksüz (1890-1968), çok sevdiği oğlu Mehmet Öksüz’ün (1913-1948) üzerine tapuyu çıkarır.
Oğlu Mehmet, ileri görüşlü, dürüst ve çalışkan bir iş adamıdır. Otuz beş yıl gibi kısa süren ömrünün içerisine inanılmaz işler ve eserler sığdırır. Onun bu gayretini gören Raşit dede, oğlunun önünü açar ve destekler.
Raşit Öksüz, böylesine gayretli oğlunu çok sever ve bu sevgi onu, oğluna çok düşkün kılar. Gelin görün Allah’ın takdiri olan ve nice hikmetler saklı kader, farklı tecelli edecektir Raşit Öksüz’ün bu sevgi dünyasında. O, bu takdir-i İlâhîye “eyvallah” diyerek iman edip evlâd hasretini kalbine gömer.
Mehmet, bir iş koşuşturması için Ankara’ya giderken, Akarca yakınlarında kalb krizi geçirerek vefat eder.
Bu anî ayrılış, yapı itibariyle son derece ciddî, sert ve az konuşan Raşit’i, kelimenin tam anlamıyla mandır kılar. Zira mandır; konuşmayan, gülmeyen gibi manaları ihtiva eder. Ve bu hâlini ifade için olsa gerek ki onun lakabı olmuş, Mandırın Raşit diye anılmaya başlamış.
Baş ağa Raşit, çiftçidir, hayvanları boldur, onların bakımı ve satımı ile meşguldür. Vefat eden oğlu Mehmet’in ataklığı vesilesi ile yeni mal ve mülkler edinir. Hayatı, büyüme ve genişleme dönemine girmişken bu hasretli ayrılık dönemine ışık tutan kısa bir hikâyeyi Hüseyin Gündoğan’ın bilgi kaynağıyla nakledelim.
Macir Fazlı’nın Necip ile Karabıyık’ın Seyit, Raşit Emmiyi güldürme iddiasına girerler. Güldürene bir takım elbise alınacaktı.
Necip, selâm vererek Raşit Emmisine yaklaşır, hâl hatır sorar ve der ki
-İreşid Emmi! Biz buraya neye geldik, biliyon mu?
-Neye geldiniz?
-Bu arhadaş ile elbisesine iddaya girdik. Niçin girdik biliyon mu?
-Niçin girdiniz?
-İreşid emmiyi güldürmesine, der.
Böyle deyince Raşit Emmisi “Hı hı” diyerek hafifçe tebessüm edince Necip, sevinçle dışarı fırlar ve elbiseyi kazanır.
Konumuza dönüyoruz:
Mehmet, hanın arsasında inşaata başlar ve 1946 yılında eskinin Mandır Hanı yapılır. Alt ve üstte iki daire olacak şekilde, tahta merdivenle çıkılan iki katlı yapılır. Bunlarda sıralı odalar mevcut.
Ayrıca arka tarafa ahır damı yapılır.
Bir dönem ahırı Kasap Alişen Çetin kiralar.
Sonraki zamanlarda zemin katı sıra dükkânlara dönüştürülür.
Şimdilerde buradaki eski binalar yıkılıp yerine modern bir yapı yapılır.
Rahmetli Mehmet Öksüz’ün; Dursun Ali, Mustafa, İbrahim ve Kemal isimli dört oğlu olur.
Dursun Ali, ‘Öksüz’ olan soy ismini ‘Arbey’ olarak değiştirir. Akademisyen Prof. Dr. Dursun Ali Arbey (1941-2013), sevilen, sayılan ve çalışkan bir insan
İmiş.
Mustafa Öksüz, bu binadaki hissesini İbrahim ve Kemal’e satar.
İbrahim, Raşit dedesinin arzusu gereği “Öksüz” soy ismini sülale lakabı olan “Mandır” kelimesini alarak “Mandıroğlu” olarak değiştirir.
Sosyal ve siyasî hayatı çok aktif olan Mehmet Öksüz, Şereflikoçhisar’a ilk defa Ford Kamyonunu getiren olarak bilinir.
Ne yazık ki Mandıroğlu Hanı’n eski resmini temin edemedim, hiç olmazsa günümüzdeki resmini ekleyeyim de hatırlayama vesile olsun. Bir de eski hâli ile alâkalı buraya ekleyemediğimiz bilgi ve belgeye ihtiyaç var, bu da ricamız olsun.

*Fotoğraf için Kemal Öksüz’e teşekkürler.

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat