Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

MÜMİN YALAN SÖYLER Mİ?

Hatırlanacağı üzere üç hafta önce bu köşeden İlçemizde açılan Yaz Kur’an kurslarında bir takım sıkıntıların yaşandığını, kurslar açılmasına rağmen, kursa gelen çocuklara Elif Ba ve dini kitapların dağıtımında sıkıntılar olduğunu, hatta kurslar açılmasına rağmen bazı çocuklara kitaplar eksik geldiği için dağıtımın yapılmadığını ifade etmiş, Müftü bey hakkında, Diyanet Vakfına ait olan aracını şahsi işlerinde de kullandığı, hatta vakfa ait aracın zaman zaman evinin önüne park ettiğini ifade etmiş, bir takım iddialarda bulunmuştum.  Köşe yazım sonrası Müftü bey konudan bir hayli rahatsız olmuş olmalı ki, Müftülüğe ait olan Sosyal medya hesabından ( Facebook) 1 Temmuz tarihli “📣Kamuoyunun Dikkatine📣 Bazı yerel basında kurumumuz ve kurumumuzun yetkilileri ile ilgili asılsız iddia ve bilgiler görülmüş olup ( Yaz Kur’an Kursularımızda öğrencilerimize verilmek üzere yeterli “Elif Ba” olmadığı gibi) bu iddiaların gerçek olmadığı ve itibar edilmemesini kamu oyuna saygılarımızla duyururuz” paylaşımı yaptı. Hatta paylaşıma doğruluk katmak için kursa elinde Elif Ba olan çocukların fotoğraflarını da atmayı ihmal etmedi. Paylaşımı görür görmez; “ O yazıyı ben yazdım, aksini iddia eden, mahkemeye verir” dedim. Devamında Diyanet Vakfına ait olan ve vakfa ait, hayır-hasenat ve diğer vakıf işlerinde kullanılması gereken aracın Müftü beyin evinin önünde park halinde olan fotoğrafını paylaşarak; “ Bu vakfın arabası kimin evinin önünde park halinde? Vakfın arabası mı yoksa şahsın arabası mı? Vakfa ait arabayla şahsi işlerini görmek ( ekmek almak, markete gitmek) etik mi? Ya da dini yönden HELAL Mİ?” diye sordum. Sağ olsun Müftü bey; “Zaman zaman, müftülükte çalışan arkadaşlarımın yoğunluğundan, şu an için şoförüm olmadığından, müftülüğün iş ve işlemlerine (vaaz,denetleme v.b.) kendim bizzat gidip gelirken, evimin müftülüğümüzün hemen karşısında olması nedeniyle, zaman kazanmak için, müftülüğün aracını, nadiren de olsa oturduğum apartmanın önüne çektiğim ve bazen müftülük işleri gidiş- dönüşlerinde araçla çarşıdan geçerken ekmek v.b. aldığım doğrudur. Yanlış anlaşılma olmasın diye bu tür şeylerde daha dikkatli olmak gerektiğini de kabul ederim. Ancak bu durum, müftülüğün aracını şahsi işlerimde kullandığım anlamına kesinlikle gelmez. Buna ihtiyacım da yok zaten. Çok şükür kendime ait bir aracım var ve şahsi işlerimi onunla görüyorum. Durumun böyle olduğunu beni yakından tanıyanlar bilir” diye cevap verdi.

Bir yerde Vakfa ait olan arabayı evinin önüne çektiğini, hatta vakfa ait araba ile zaman zaman ekmek vb. aldığını söylemesi sonrası; “ 1- Bu araç müftülüğün değil Diyanet Vakfının aracı. Yani vakıf adına ( yardım, bağış, vs vs gibi) kullanılması gerek. 2- bu araç sizin makam aracınız olmadığı için müftülüğe işe giderken binmeniz yasal mı? 3- fırından ekmeği müftülüğe mi alıyorsunuz, vakfa mı yoksa şahsınıza mı? 4- ben bunları yazmasaydım daha dikkatli olmayacak mıydınız? 5- İlk paylaşımınızda “ASILSIZ İDDİA DEDİNİZ” ama ekmek vs aldığınızı yine kendiniz ikrar ettiniz. Bu şekilde yalan söylemiş ve benim hakkıma girmiş olmuyor musunuz?” dediğimde tekrar cevap alamadım.

Saatlerce hatta günlerce düşündüm işin içinde çıkamadım.  Yalan söylemek, İslam dininde en büyük günahlardan değil mi?  Kuran-ı Kerim islam dinine inananlara Allah’ın; “bana her türlü günahla gel ama başta yalan olmak üzere, anne hakkı ve kul hakkı ile gelme…” dediğini öğretmez mi? Peki; dinen toplumu yanlışlardan-hurafelerden korumakla, dinin doğru öğrenilmesini, yaşanmasını, dindeki doğruları öğretmekle görevli en üst kurum olan diyanetin ilçemiz yetkilisi yalan söyler mi? hem de onca milletin görebileceği sosyal medyada….

Yani diyeceğim o ki, ilk başta yazmış olduğum yazıma asılsız iddialar ve gerçeği yansıtmadığını söyleyen zatı muhteremin kendi yazısı ile, zaman zaman ekmek aldığını söylemesi, ve yanlış anlaşılmaya mehil vermemek adına şahsi aracı gibi kullandığı vakfın aracını, bundan sonra kullanırken daha dikkatli olması gerektiğini ifade etmesi yanlışını kabul etmek demek olmuyor mu? Ve ortada bir yanlış varsa ve ben bunu kaleme almışsam, asılsız mı? Yoksa asıllı yani doğru olmuş olmuyor mu? Doğruya yanlış demek yalan sayılmaz mı? Yanı gerçek olan bir şeyi yalancılıkla itham etmek yalan söylemek olmuyor mu?

Ve gelelim, müftü beyin vakfa ait arabası ile kendi beyanına göre zaman zaman ekmek alma olayını sanki doğruymuş gibi görüp; “ aman canım sende adam çarşıya çıkmış, eve giderken de kurumun aracı ile fırının önünde durmuş, ekmek almış ne var bunda !” diyen haram zede zihniyete.

Tamam o zaman, her makam aracı sahibi olanlar, gitmiş oldukları köyden evine su getirsin, araç nasılsa falanca yere gidiyor, çoluk çocuğunu da yol güzergahı üzerinde okula, işe bıraksın, hatta Kaymakam, Belediye Başkanı ve diğer kurum amirleri, makam araçlarını zaman kazanmak için evinin önüne park etsin. Hatta Müftülükte ki işler o kadar acil ki, sanki 10 dakika geç kalsa sonu ölümle bitecek olaylar yaşanacak. Sanki Müftülük bir yerde 112 Hızır acil servisi ya da itfaiye ya. Zamanla yarışıyor.

Ve en önemlisi ne zamanki ben bu Vakıf aracı olayını yazdım, emin olun o gün bugün vakıf aracı çok zorunlu olmadıkça park yerinden kımıldamıyor.  Ve Müftü beyin yalan söyleme konusu. Bence Müftü yalan söylemez. Asılsız dediği bir konu hakkında aksini iddia edercesine cevap vermesi, Dil sürçmesi olmuştur, belki o an boş bulunup vakfa ait araba ile ekmek vb. aldığını ifade etmiştir.

Bakalım ilerleyen günlerde Müftüyle daha neler yaşayacağız, bunu da zaman gösterecek.

Her şeyin gönlünüzce olması, bırakın Müslümanlığı, islamı, haram helali, yapmış olduğunuz işe saygınız olması dilek ve temennisi, selam ve dua ile.. 

 

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat