Şereflikoçhisar Tuzgölü Haber Gazetesi

Gazete – Matbaa – Baskı İşleri

Şereflikoçhisar Medreseleri ve Mahalli dilimizden birkaç kelime

*Şereflikoçhisar Medreseleri

Bu başlığı attık ama altını dolduracak bilgide o kadar şanslı değiliz maalesef. Muhtemelen var olan medrese(ler), Cumhuriyetin ilk yıllarından başlamak üzere olan birtakım değişiklikler neticesinde tahribata uğrayıp ya da değiştirilip başkalaşmıştır.
Mazimizin malûmatını gelecek nesle nakli sorumluluğundan hareket ediyoruz.
Tarihi naklederken, yaşanan gerçekleri olduğu gibi anlatılmasının yanında indî fikir, mümkün olduğu kadar karıştırılmamalıdır. Yorum ve değerlendirme okuyucuya ait olmalıdır.
Şereflikoçhisar ilçesinin bulunduğu alan; tarih içinde sırası ile Hititler, Frigyalılar, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde kalmıştır. Karamanoğlu Beyliği’ne 1467’de son veren Fatih Sultan Mehmet, Şereflikoçhisar’da üçüncü dönemin başlamasını sağlayan gelişmeyi ortaya koymuştur. Şereflikoçhisar ile ilgili en detaylı bilgilere de bu dönemde rastlamaktayız. Aksaray ve Şereflikoçhisar, tarih boyunca beraber anıldığı için her ikisinin geçmişi araştırılırken diğerinin tarihine de bakılmalıdır.

Kurşunlu Cami yanındaki medrese
Adını bile, şimdilik bilemediğimiz bu medrese, hakkında bilgi nakledilen tek medresedir.
Şereflikoçhisar’da en eski medrese; Kurşunlu Cami yanında sonradan Macir Mehmet diye tanınan Mehmet Gündoğan’a verilen arsanın olduğu yerde var imiş.
Macir Mehmet’in oğlu Hüseyin Gündoğan’dan nakledilen bilgiye göre 1924 Harf İnkılabı sonrası yeni harf eğitiminin ilçede nerede yapılacağı araştırılır ve Sultan Alâeddin Camii yanındaki medresenin bu iş için uygun olduğu kararına varılır.
Bu medresede yeni harfle yapılan eğitim öğretim, Cumhuriyet İlkokulu binası yapılıncaya kadar devam eder sonra yeni binaya taşınır.

Sürmeli Zaviyesi
Sultan Fatih devrinde 1479 yılında yapılan yazımlarda Şereflikoçhisar hakkında bazı bilgiler verilmektedir. Bu dönemde Koçhisar’da 5 adet vakıf bulunmakta idi. Bunlar, Koşhisar Camii Vakfı, Enbiya Dede ve Derviş Noktalı Zaviyesi, Sürmeli Zaviyesi Vakfı, Sürmeli Mezrası.
Sürmeli Zaviyesi Vakfı, Sürmeli Zaviyesi ’nin olması ile mümkündür. Bu zaviye ile doğrudan alâkalı küçük bir yerleşim yeri (mezra) ise doğrudan o zaviyenin varlığını şart kılar.
Bu bilgiyi not ettikten sonra Sürmeli Zaviyesinin varlığı biliniyor ama nerede olduğu araştırıldığını da ifade edelim.
Bu konuda yeni bilgilerin gelmesi, ulaşması da ehil muhatapların gayretini bekliyor.

*****************************************************************************************************************************

*Mahalli dilimizden birkaç kelime

Bilinen ve kullanılan kelimenin fazlalığı, dildeki zenginliği gösterdiği gibi ifadedeki enginliğin de malzemesidir. Eş anlamlı kelimeler her ne kadar genel anlamı ile birbirine benzese de araştırıldığında aralarındaki ince farklılığı yakalayabiliriz. Bu da manalardaki ince ayarı gösterir.
Bu yazımızda kısmen bu inceliklere kısa işaret ve özellikle mahallimizde kullanılan kelimelere özet temas edeceğiz.

Horanta
Farsça olan bu kelime, yiyen anlamına gelen “arande” kelimesinin bizdeki karşılığı horanta kelimesi ile aynı çatı altında yaşayan aileye, bir sofradan beslenen kişilere verilen isim olup, Şereflikoçhisar ve çevresinde de kullanılmaktadır.
Ülkemizin farklı mahallerinde değişik telaffuz şekillerinde kullanılan horantayı yeni nesle diğer kültür değerlerimizle beraber nakletmemiz lâzım.

Peşkir
Pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlunun Anadolu’daki yaygın mahalli ismidir. Yemek yerken kullanıldığı gibi, kurulama için de kullanılır. Mutfak önlüğü olarak kullanıldığı da bilinir. Sıcak tencere taşınmasında kullanılır. Seyyar satıcıların omuzlarında peşkirle gezmeleri unutulmaz sembollerdendir. Berberlerde, dondurmacı Mahir ile limonatacı ……..’ın arabasında. Ne idi bu limonatacının ismi hatırlayan var mı?
Hamamda peşkirci tabiri, kurulama hizmeti yapanlar için kullanılır.

Ede
Eski Anadolu Türkçesinde ‘Ede’ kelimesi kişi adı olarak kullanılmış olup en meşhuru olarak Şeyh Ede Balı olarak biliriz. Türkiye Türkçesinde ede kelimesi genel olarak; ‘yenge’ ve ‘büyük kardeş, ağabey’ anlamlarına gelir. Eski Anadolu Türkçesinde ‘büyük birader’ olarak kayda geçmiştir. Türkiye’ye yaygın olarak 1- büyük kardeş, ağabey, 2- baba, 3- dede, 4- anne, 5- amca, 6- elinden iş gelir büyük adam, 7- yirmi yaşına kadar olan çocuk gibi anlamlarda kullanılır. Bunlarla beraber ‘kendisine saygı gösterilen kimse’ anlamını taşıyan ede’ ile ‘kendinden yaşça büyük olanları’ anlatan ve ses değişikliğine uğrayan “ege” kelimesini de eklemeliyiz.

Üretmeyin
Aile içinde ihtilaflı bir mevzu olduğu zaman rahmetli babam Niyazi Çetin, muhtemel kavganın önüne geçmek için lüzumsuz konuşmaları kesmek ve mâni olmak için “üretmeyin” derdi. O zamanlar bu davranış biçimini hayatın gerçeğinden kaçış gibi görüyor ve tasvip etmiyordum. Ne zaman yaşlandık, rahmetlinin yaşadığı döneme geldik, çoluk-çocuk ve toruna karışıp, aralarında çıkan nizalı durumlarla muhatap olunca gayr-i ihtiyarî olarak ağzımdan “üretmeyin” ikazı çıkar oldu ve haklı olduğunu anladım…

Nörüyon
Anadolu’nun özellikle orta Anadolu’ya ait olan bu kelime ilçemizde de kullanılır, türkülerde yerini alır, şimdikilerin şarkılarında. Hâl hatır sorma, yapılan işi sorma anlamlarının yüklenerek kullanılan nörüyon sorusunun cevabı da nöreymdir. Bilemeyen de çorap örüyorum, der, gülerek.
Daha nice kullanılan kelimeler var ki her birisinin manası ayrı olduğu gibi hatırası da farklıdır.

Aydın helvası
Bu da bizim aileye mahsustur. Müşerref ablamın oğlu rahmetli Aydın, doğuştan rahatsızdı ama çok da severdik. Bildiğimiz un helvasını rahmetli anamız yapardı o sıralar, sık sık. Köfte yaparken yapılan el hareketi gibi. Aydın’ın el hareketlerini andırırdı, rahmetli anamın helvayı avucunda yuvarladığı el hareketi. Çocukluk bu ya, biz de hemen adını koyduk, Aydın helvası diye. Bu da bize ait bir hatıra. Sanırım sizin de vardır böylesine antika hatıranız, ne dersiniz?

Sakarya araç kiralama Sakarya evden eve nakliyat