Bazı şeyleri aklım almıyor. Yaşanılanlar, düşünülenler, yaptıklarımız, planlarımız, uygulamamız, hedeflerimiz, doğrularımız vs vs. Kendimi sorgulamaktan yoruldum artık. Şöyle etrafıma bakıyorum da acaba diyorum ben mi yanlış düşünüyorum? Yoksa kişiler mi değişti, ne oldu bize! Hâlbuki aklın yolu birdir derler” ama artık ya akıl yok, ya yolumuz çoğaldı. Hepimiz konuştuğumuz zaman mangalda kül bırakmıyor, profesörlere taş çıkartıyoruz, icraata gelince fos. Kurma akıllı olduk. Sürü psikolojisine büründük. Artık doğru ya da yanlış araştırmak yerine körü körüne biata döndük. Toplum yanlışa doğru diyorsa, bizde doğru diyoruz. Arkadaş o yaptığımız şey yanlış, bunu sende yapsan yanlış, bende yapsam yanlış. Yok! Falanca kişi yapmışsa doğru! Neden, doğru? işte! Vay senin aklına tüküreyim. Sorgulama, tartma, kıyaslama, karşılaştırma, geniş düşünme mekanizması yok olmuş durumda. Sadece günü kurtarmaya çalışıyoruz.
Son günlerin kronik konusu. Kuraklaşıyoruz!. Susuz kaldık! Barajlar, göletler, sular çekildi! Eee ne yapalım? Bunu sosyal medyada paylaşalım. Ne için, millet görsün. Tamam millet gördü de çözüm! Çözümü yok. Altına abuk subuk yorumlar. Ne imiş, ilçede Soğan Patates ekimine izin verilmesin, suyu hoyratça kullanıyorlar. Eee Hani üretim olmazsa hiç bir şey olmazdı! Sen üretme, ben üretmeyim, bu kez arz talep dengeleri bozulup, fiyatlar yüksek olunca, bu kez de bu fiyatlar neden yüksek diyoruz. Dahası birçok kişi karnından konuşuyor. Çok değil birkaç hafta önce bu sulama konusu ile ilgili haber yaptım. İlçemiz Sulama Birliği Başkanı ile görüştüm. Dedim ki; “ Müdürüm ilçemizde su konusunda sıkıntı olduğu, hatta Patates ve Soğancıların suyu hoyratça kullanıldığı ifade ediliyor, bu işin aslı nedir?” Evet bırakın ilçemizi tüm dünya ile birlikte ülkemizde, ilçemizde de su sıkıntısı var. Bunu kimse inkar edemez. Ancak bize verilen bir program var. Bize diyorlar ki siz, 2024 yılı sulama kapsamında 5 milyon metreküp su kullanacaksın dediler. Bizler bu suyun 2 milyon 100 bin metreküpünü kullandık, yani bize sulama için tahsis edilen suyun %50’sini bile kullanmadık” demişti. Ama birileri oturduğu yerden klavye delikanlılığı yapıp, sözde memleket sevdalısı oluyor. Bilgi sıfır, akıl yok denecek kadar az. Ama olsun, falanca kişi ilçede kuraklık var demiş, suyumuz ha bitti ha bitecek, yaygarası yapıyor. Yahu bir konu hakkında bilgin varsa konuş, yoksa sus. Bir konu hakkında eksiklik ya da yanlışlık belirtirken, bir önerisi olmalı insanın. Hani o sosyal medyadan karnından konuşup, kuraklaşıyoruz, suyumuz tükeniyor, çözüm yolu bulun! Diyenlere sesleniyorum. Küresel ısınma, iklim değişikliği, buharlaşma vs vs gibi konulara bir çözüm önerisi sunar mısınız? Ne yapmak lazım. Baraj ya da göletin üzerine naylon mu çekelim, İlçede üretim yapan, farkında değilsiniz ama en az 1500-2000 kişinin çalıştığı, bu yönü ile sadece 3 bin ekmek satışının olduğu, bakkalından, manavına, petrolünden, ayakkabıcısına birçok esnafa destek olan Soğancıları mı gönderelim, yoksa Patatesçileri mi? Soğan ek desen, kim yapacak, Patates topla desen zor iş, ama konuşmaya gelince gırtlak dolusu konuşuyoruz.
Yazmayayım diyorum ama, içim içimi kemiriyor. Meclis toplantısı yapıldı. Birçok karar onaylandı. En çok dikkat çeken gündem maddesi, ilçemize yapılacak olan Huzurevi meselesi. Değerli Başkan ilçemize huzur evinin şart olduğunu, bu yönde kendisinin önderliğinde isteyen meclis üyeleri ile birlikte yurtdışına gideceklerini, orada ilçemize yapılacak olan Huzurevini anlatacaklarını ve yardım talebinde bulunacaklarını dile getirdi. Hatta öyle sempatik, öyle kucaklayıcı bir tavır sergiledi ki, bu konunun parti üstü olduğunu dile getirip, tek yürek olunmasını istedi. Keşke bu kucaklayıcı, sempatik, birleştirici tavrını işçi alımlarında da sergileseydi. Keşke bu tavrını Ak Partili diye işten çıkarılan 20 küsür kişi içinde uygulasaydı. Her ne ise o onun sempatikliği… İlerleyen günlerde Değerli Başkan, Meclis üyelerinden bazıları yurt dışına gidip, İlçemize yapılması planlanan huzur evi için tanıtım yapıp, yardım talebinde bulunacak. Eee adama sormazlar mı? Sen Belediye Başkanı değil misin, senin bütçen, senin gücün yok mu? Hani seçim öncesi söz vermiştin, şunu şunu yapacağım” diye. Hani ilmek ilmek her şey güzel olacaktı? Sanırım ilmek ilmek yerini, düğüm düğüme bırakmış durumda. Onu da bırak, seçim sonrası Belediyeye eş-dost-tanıdık-partili-arkadaşlarından oluşan 50’ye yakın kişiyi işe almasaydın da, onlara vereceğin maaş ile Huzurevi yapsaydın! Henüz seçimin üzerinden 5 ay gibi bir süre geçmesine rağmen biz şimdiden bir huzurevi için yurt dışına gidip, tanıtım yapacaksak, ilerdeki 4,5 yılı düşünmek bile istemiyorum. Ve madem yurt dışına gideceksiniz, niçin meclisten karar alıyorsunuz? Belli ki bunu da bilmiyorsunuz, Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerinin yurt dışına çıkışlarını izne tabi kılan genelge yürürlükten kaldırılalı 8 sene oldu. Ücretsiz izine ayrılın, yurt dışına mı nereye gidiyorsanız gidin.
Gerek yukarıda yazdıklarım, gerekse içerisinde bulunduğumuz ortamı değerlendirecek olursak, acaba diyorum, ben mi yanlış düşünüyorum, yoksa yanlışı yapanlar doğruyu mu görmüyorlar?.
Her şeyin gönlünüzce olması, bir konu hakkında bilgi paylaşımı yaparken en azından bilgi sahibi olmak dilek temennisi selam ve dua ile…
DİĞER HABERLER
Bizim kadar var mı ki?
Sıla-i Rahim: Akrabalık Hukuku ve ahlakı
MEHMET ÇETİN- Mehmet Kutlu